(SONUÇ)
Mustafa Kemal Paşa, milleti ortak bir amaç etrafında ve millî irade temelinde bir araya getirmek istemiştir. Bu nedenle de gerek Millî Mücadeleyi gerekse inkılâbı milliyetçilik, millî egemenlik ve bağımsızlık temeli üzerine oturtmuştur. Böylelikle hem millî birlik ve beraberliği sağlamış hem de Millî Mücadele’yi başarıya ulaştırmıştır.
Mustafa Kemal Paşa’ya göre, ilk amaç vatanın kurtarılması ve tam bağımsızlığın sağlanması olmuştur. Bunu gerçekleştirmek için birleştirici, bütünleştirici ve toplayıcı olmak, herkesten, her şeyden, her türlü imkân ve fırsattan yararlanmak istemiştir. Bu yüzden de temel ilkelerinden taviz vermeden, değişik görüşteki insanları, çıkarları ve meslekleri, farklı kişileri vatanın kurtarılması amacında birleştirmiş, gerektiğinde uzlaşmış ve işbirliği yapmıştır. Ancak bu uzlaşma ve işbirliği hiçbir zaman millet aleyhine sonuçların ortaya çıkmasına yol açmamış, aksine mücadelenin kazanılmasına ve amaca ulaşılmasına katkı sağlamıştır.
Bu bağlamda Milli Mücadele’yi başarıya ulaştırmak için üzerinde önemle durulan konulardan birisi de, ülkede birliğin sağlanması, herkesin dayanışma içinde olması ve manevi gücün yüksek tutulması olmuştur. Bu konu mücadelenin başarıya ulaştırılmasındaki en etkin yollardan birisi olarak kabul edilmiştir.
Mustafa Kemal Paşa’nın Milli Mücadele sırasında milli birliğin sağlanmasına ne kadar önem verdiğini Nutuk’un daha ilk satırlarında da görmek mümkündür. Çünkü Nutuk’ta Samsun’a çıktıktan sonra ülkedeki durum tasvir edilirken, öncelikle tüm ülkenin ve milletin tam bir dağınıklık ve karışıklık içerisinde olduğu ve birlikten yoksun bir şekilde bulunduğu belirtilmiştir.
Mustafa Kemal Paşa Nutuk’ta, milli birlik ve beraberliği sağlamak konusuna büyük özen gösterdiğini vurgulamakla kalmamış, aynı zamanda milli bütünlüğü tehdit edici her türlü oluşuma da karşı çıkmıştır.
Dolayısıyla çok güç şartlar altında girişilen Milli Mücadele’de, Anadolu’nun geleneksel yapısı içinde halkın büyük bağlılık gösterdiği eşraf ve din adamları önemli bir yer tutmaktadır. Mustafa Kemal Paşa bu bilinçle ihtiyacı olan desteği bu kişilerde de aramıştır. Özellikle belirlediği Kayseri-Ankara arası güzergâhta, Ankara’ya gelinceye kadar Anadolu halkının bilinçlenmesi, Milli Mücadele’ye destek vermesinin sağlanması için bir takım ziyaretlerde bulunmuş, halkın tam güvenini ve desteğini kazanmaya çalışmıştır. Hacıbektaş’a uğraması da bu anlamda değerlendirilmelidir.
Bu amaçla ziyaret edilen Kırşehir de, çoğunlukla anılara dayalı bilgilerden anlaşıldığı kadarıyla, 1919’da Mustafa Kemal Paşa ve arkadaşlarına sevgisini ve bağlılığını bütün gücüyle göstermiş, Millî Mücadele’nin ihtiyacı olan milli birlik ve beraberliği sağlayan yerlerden birisi olmuştur. Mustafa Kemal Paşa ve arkadaşlarına bağlılıklarını gösteren Kırşehirliler, ülkenin kurtuluşunu sağlayan ilk Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne temsilci göndermiş ve milletvekili olarak da vatana hizmet etme onuruna sahip olmuşlardır.
Sonuç olarak şunu söyleyebiliriz ki, İstanbul Hükümeti ve yandaşlarının teslimiyetçi bir tutum izlediği ve bir kısım aydınların hangi ülkenin mandası altına girilmesinin doğru olacağını tartıştıkları günlerde, Tüm Kırşehir vilâyeti halkının, bağımsızlık konusunda milli bir bilinç sergileyerek kesin tavır alması, Millî Mücadeleye maddî ve manevî katkılar sağlaması takdirle karşılanmalıdır.
Nitekim tüm Kırşehirlilerin Mustafa Kemal Paşa’ya ve beraberindeki Temsil Heyetine 21-25 Aralık 1919 tarihleri arasında Kırşehir’de kaldıkları 5 gün içerisinde tam ilgi ve destek gösterdiklerini görmekteyiz. Bu destek, Kırşehirlilerin Büyük Önder Atatürk’ün kurduğu yeni Türk Devletine ve yönetim biçimi olan Cumhuriyete karşı gittikçe artan bir bağlılık oluşturmuştur. Kırşehir halkının bu bağlılığı bugün de aynı bilinçle, artarak devam etmektedir. Bugün bu aziz milletin bekası için en kıdemsiz erinden en yüksek makamdakilere kadar emek harcamış, göz kırpmadan kan dökmüş, can vermiş, nice fedakârlıklara katlanmış ecdadımıza minnet ve şükran duygularıyla doluyuz. Ruhları şâd mekânları cennet olsun...