Kusur; failin, hukuka uygun davranma imkânı varken, hukuka aykırı haksızlığı seçmesi sebebiyle kınanmasıdır.

Diğer bir deyimle; eksiklik. noksanlık, hata olarak tanımlanır.

Öncelikle sevgide, saygıda kusur etmemeliyiz.

"Sevgi kusurları yok etmez, onları da kabul eder."

Mükemmel olmanıza gerek yok, karşınızdaki insanlara karşı kusur etmeyin yeter. Yolunu değiştirmeden devam ettiğin sürece, ne kadar yavaş gittiğinin bir önemi yoktur. Yeter ki gittiği yolda kusur etme.

Taş yerinde ağırdır. Herkesin hatırınızı saydığı ve değer verdiği bir zamanda yapılacak olan ufacık bir kusur, şimdiye kadar yaptığınız tüm iyilikleri alır götürür.

"Alay, şaka ve mizah insanın şerefini azaltır."

İnsanları küçümseyerek, onlarla alay ederek, eksiklerini ifşa ederek kusur etmekten kaçının. Her yerde kusursuz ve edepli olmak gerekir. Edep öyle güzel bir elbisedir ki, kim giyse yakışır.

Öncelikle anne ve babaya, ailenin diğer bireylerine karşı kusurlu davranmamalıdır. Onların gönlünü kırmaktan kötü ne olabilir?

Yaşadığınız kasaba ve köylerdeki komşularınıza karşı hürmetten kusur etmemelisiniz. Onları daima yüceltmeli insanları birbirlerine düşürerek kusur işlememelidir.

"Bu dünyada ki en mutsuz insanlar, başkalarının ne düşündüğünü takıntı haline getirenlerdir."

İyiyi arayın. Güzeli arayın. Fakat asla kusur aramayın. İnsanlara dedikodularınız da değil, dualarınız da yer verin.

"İyi geçinmek, iki kişinin kusursuz olmasıyla değil, birbirlerinin kusurlarını hoş görmesiyle olur."

Kusursuz dost arayan, asla dost bulamaz. Mutlaka vardır herkesin bir kusuru. Vücut noksanlığı, insanların laflarını birbirlerine taşıma, komşuları birbirlerine düşürmek gibi.

Ortalıkta cevahir yumurtlayarak, insanları birbirlerine düşürmemeliyiz. En değerli insan, kulağından gireni yüreğine gömen insandır. Kusur arayan değil.

İnsanlar ileride eğrisi doğrusuna denk gelir diye çeşitli hesaplar yaparak bazı işlere girişirler. Sonucu iyi ise insan mutlu olur. Kötü ise hemen bu işte bir mana çıkarıp, kusur aramamalıdır.

Görünüşe göre hüküm verip kusur aramayın. Zengin bir kalp ucuz bir ceketin altında olabilir. Üfürme haberler yayarak insanları küçük düşürmemelidir. İşitmesi can sıkacak kulak azabı sözlerden kaçınmalıdır.

          Fuzuli der ki ;

         "Üzmekten sakınmalıdır. Gül koklanır fakat hırpalanmaz."

Kendinin ne olduğunu bilen insan ,  Bazı kendini bilmez ve kusur arayanların onun hakkında söylediklerinden etkilenmez. Fasarya sözlere kanmaz.

Kınamayın. İnsanlara karşı kınayıcı ve kusurcu olmayın. Bir kusurcu ve kınayıcının kınadığı şeyi Allah ona göstermeden canını almaz.

Fesat kumkuması ve havadis tellallarının kusur aramalarına ve kusur takmalarına asla müsaade etmeyin.

         Sözün özü ;

         "Bilgisiz insan ile cahil insan farklıdır. Bilmeyene anlatırsın öğrenir. Cahile  anlatamazsın zaten o her şeyi biliyordur.."

İşte kusur arayan insan cahildir. Her şeyi bilin ama haberiniz yokmuş gibi davranın. Başkalarının kusurlarını aramaya kalkmayın. İnsanların bir sökülmüş elbiseleri varsa onu tamir edin. Geçimsizlik kavgaları varsa orta yolu bulmaya çalışın. İşinde iflas etmeye başlamışsa yardımda bulunun.. Açık ve kusur aramak da niye?

         Hülasa;

         "Kimseye acınızı göstermeyin. Çünkü ateşinize kimin odun atacağını bilemezsiniz.

Bir insanın kalbine sevinç koyabiliyorsanız, sizin de sevincinize cennet koysunlar. İnsanların kusurunu açığa vurarak ağlama nedeni olmayın gülümseme nedeni olun.