İkinci Meşrutiyetin ilanından sonra İstanbul’da yönetime karşı bir ayaklanma girişimi yapıldı. Bu tarih sayfalarında “31 Mart Vakası” olarak yerini aldı. Ancak bu ikinci “31 Mart Vakası” bir ayaklanma değil, uyanıştı.

Şöyle bir espri vardı sosyal medyada:

“İçkiye bu kadar zam yapmayacaktınız! İnsanlar pahalılık nedeniyle içki içemeyince uyandılar!”

Güzel bir şaka değil mi?

Bu arada emekliler gerçekten uyandılar. Bu kadar büyük bir oy potansiyelini göz ardı ederseniz insanlar bir susar, iki susar, sonra uyanıp gereğini yapar. Bu 31 Mart Yerel Seçimlerinde de aynen böyle oldu.

Şu da bir gerçek. Hazine tam takır olunca isteseler de, emekliyi memnun edecek bir adım atamadılar.

Yerel seçimler iktidarda gerçekten deprem etkisi yarattı. Böyle bir sonucu bekliyorlar mıydı bilemiyorum. Ama Adalet Bakanı’na bakarsanız İstanbul’da Ekrem İmamoğlu’na sesleniyordu: “Seçimi kaybediyorsun.”

Bu gibi yaklaşımlar, sesler ittifak tarafından dile getiriliyordu. Ama sonuç şokla bitti.

İmamoğlu 800 binlik farklı 1 milyonu geçerek ezici bir üstünlük sağladı. Bu başarı sadece Murat Kurum’a karşı değildi. Kime karşı kazanıldığını herkes biliyor. Anlatmaya gerek yok.

Bu başarı sadece büyük şehirlerde değil, birçok ilçede yaşandı. Hiç umulmayan ilçelerde CHP büyük başarı kazanarak genelde Meclis çoğunluğunu da elde etti. Anlayacağınız “topal ördek” bir operasyonla topallıktan kurtuldu. Tıp her şeyi çözüyor görüldüğü gibi.

Ankara’da aynı başarıyı, hatta daha fazlasını Mansur Yavaş ta becerdi. Oy oranları Mansur Yavaş yüzde 60, Turgut Altınok: yüzde 31. Neredeyse iki kat fark var.

İktidar zaten Ankara’dan hiç umutlu değildi. Gözünü İstanbul’a dikmişti. Buna rağmen devletin tüm desteğini arkasına alan Murat Kurum büyük hezimet yaşadı. Aynı İstanbul gibi Ankara’da da CHP büyük sürprizler yaptı. Hiç umulmayan Mamak, Etimesgut, Polatlı gibi iktidarın kalelerini ele geçirdi. Aynen İstanbul gibi Ankara’da bu kez Meclis üstünlüğüne Mansur Yavaş sahip oldu.

Bu sürprizler Türkiye genelinde de yaşandı. Örneğin Giresun, Manisa, Balıkesir, Bursa, Kırıkkale, Kütahya, Adıyaman gibi pek çok ilde CHP seçimi kazandı. Sürprizlere Kırşehir’i katmıyorum.

Benim aklımın almadığı Hatay garabeti. Kendilerine yapılan tehdidi ciddiye aldılar ve Hatay oyunu AKP’ye verdi. Oysa tam tersi olmalı, AKP bu ilde büyük oy kaybı yaşamalıydı, bütün bu tehdit ve aşağılanmalardan sonra. Aklıselim böyle diyor çünkü.

Neyse Hatay umarız hizmet almaya başlar bu saatten sonra…

Bir garip olay da Van’da yaşanıyordu ki YSK bu yanlışa izin vermedi. Yüzde 55 oyla başkan seçilen Abdullah Zeydan’a İl Seçim Kurulu “senin yasağın devam ediyormuş” diyerek başkanlığını iptal etti. Yerine AKP adayını Belediye Başkanlığını kazanmış saydı!

Peki bu aday yasaklı idi ise, neden seçime girmesine izin verdiniz?  Diyarbakır Mahkemesi son dakika gölü ile “yanlış anlamışız, senin yasağın devam ediyormuş” diyerek DEM adayını yok saydı. Oysa bu adayın yasağının kalktığını aynı mahkeme söylemişti. Komedi gibi gerçekten. Bu büyük ayıbı YSK önledi ve Sezar’ın hakkını Sezar’a vererek DEM Parti adayı Abdullah Zeydan’a başkanlığı tekrar verdi.

Bence bu büyük seçimlerin en büyük artısı kadın başkanların sayısındaki ciddi artış oldu. Umarım gelecek seçimlerde sayıları daha da artar. Kendilerini kutluyorum.

Ülke genelinde büyük şehirlerde CHP 14, AKP 12 başkanlık elde etti ve ilk kez AKP geriye düştü. İnsanımız artık şu gerçeği görmeye ve sesini yükseltmeye başladı. Cek-caklarla, inşallah-maşallahlarla, umuyoruzlarla ülkenin yönetilemeyeceğini geç te olsa anladı.

İP bu seçimlerde inatla tek başına (özü başına)  seçime girme inadını sürdürünce kendi ipini çekmiş oldu ve özü başına siyaset sahnesinden yok oldu bence.

Sonuçta bu seçimlerin iki kazanını var. Biri CHP; diğeri YRP.

Gelelim Kırşehir’e…

Selahattin Ekicioğlu ikinci kez Başkan seçildi. Bu Kırşehir için sürpriz değildi. O da ilk seçime göre ezici bir üstünlük sağladı. Üstelik hiçbir ittifaka girmeden.

Kırşehir’i neden mi sona bıraktım?

Ekicioğlu bizim assolistimiz. Assolistler sahneye en son çıkarlar da onun için sona bıraktım. Tebrikler Başkanım…

                   ***

Kırşehirspor, küme düşmüş olan Adıyaman’ı da yenemedi. 1-0 geriye düştüğümüz maçı ikinci yarı oyuna giren kendi çocuklarımız çevirdi. Üç tane pırıl pırıl gencimiz Şenol, Eser ve Arda. Ve bu gençlerle beraberliği yakaladık. Demek ki dışarıdan alınan transferlerden hiçbir eksikleri yok. Hele bir de maç tecrübeleri arttırılırsa siz o zaman görün bu çocukları.

Sonuç netleşti. Artık gelecek sezona bakacağız.

Gençliksporumuzun ligten çekileceğini duyduk. Bu da bizi üzdü, Kırşehir’e hiç yakışmadı.