Merhaba sevgili Hemşehrilerim,
Merhaba aziz Helebişçiler,
Uzun yıllar oldu bir araya gelmeyeli.
Helebişçilerin geceleri vesile oluyordu bir şekilde Kırşehirlilerin hasret gidermesine…
Hele gurbetteki hemşehrilerimiz o eski günlere, bağlı bahçeli Kırşehir’e ve en önemlisi Kırşehirlilere özlem duyuyor…
Yıllar önce İstanbul’da Helebişçilerin gecelerini düzenleyen ve Kırşehirlileri bir araya getiren ünlü saz ve söz ustası Şemsi Yastıman Ağabeyimizin bu dünyaya veda etmesinden sonra özlemle andığımız o günler mazide kaldı ne yazık ki.
Hatırlıyorum da, ben bu gecelerden birine ilk defa 1972 yılında yine böyle bir Sonbahar ayında katılmıştım İstanbul Beşiktaş’ta bulunan PTT’nin üstündeki bir mekanda.
O günü hiç unutmuyorum. Şoförümüz Kırşehir Şoförler Derneği Başkanı Cimşitin Necmettin Karaca. Eski gazeteci Ertuğrul Ersan, Çarıklıdan Etemin Hacı Süleyman Mutlu, Ziraat Odasının muhasebecisi Yenice Mahallesi Muhtarı Nadir Seyfelioğlu, Şoför Ali Fenerli (Alo) hep birlikte İstanbul’a düştük yola.
O güne kadar hiç görmediğim, ağzımın süt koktuğu bir yaşta merak ettiğim İstanbul’a büyük bir heyecan içinde gidiyoruz. Giderken Ertuğrul Ağabey’e sordum: “Ne götürüyorsun geceye?”
“Agam, ben Kortulu’da yuka ekmek yaptırdım. Etemin Hacı Süleyman Mutlu Çarıklı’da dana kestirmiş, üç tepsi sızgıt götürüyor yanında iki helke yoğurtla. Nadir Seyfelioğlu ise Yenice Mahalle’deki bahçe komşularından yirmi-otuz kilo kadar mor pürçüklü ve yer alması götürüyor.”
Necmettin Karaca baktım bakıyor, O’na da sordum aynı soruyu. Demesin mi “Agam, ben daha ne götüreyim, işte bu pezevenkleri götürüyorum!..
Tabi, bu lafın üstüne büyük bir kahkaha tufanı koptu.
İstanbul’a vardık, Beşiktaş’taki mekana çıktık. Kimler kimler vardı: Galip Demir, Burhan Ulutan, İhsan Çakmak, Möhmele Mehmet Sırrı Davutoğlu, Hüsnü Ünsal, Yahyaların Saim Selçuk, Muzaffer Mermer, Dr. Ünal Anıldı, Reşat Sülükçü, Ahmet Uğurlu, Bıyıklı Galip, Terzi Emin, İbrahim Ülgen, Mustafa Karagüllü, Kemal Altıok, Çekiç Ali ve Kırşehir’deki Abdallar korosu hemşehrilerimiz.
Bu gecede siyasetin S’si, ticaretin T’si konuşulmadı. Şemsi Yastıman yasalarına göre bunlar yasaktı. Sabaha kadar yenildi, içildi, hepsi kurtlarını döktü.
Ertesi günü aynı araçla yine güzel muhabbetle Kırşehir’e döndüğümüzü unutmam.
Aradan yarım asır geçti.
Ne mutlu ki, İstanbul’daki Helebişçilerin değnekçiliği Rahmetli Galip Bey’in oğlu Süleyman Demir’in üzerinde kaldı.
Sevgili Süleyman’ın gayret ve çabalarıyla Kırşehir hasretiyle yanıp tutuşan Helebişçiler için memleketlerinde kurtlarını dökmeye hazırlık yapılmaya başlandı…
İstanbul’daki Helebişçilerin başı olan, değnekçi unvanını sonuna kadar hak eden Süleyman Kardeşimiz yine yaptı yapacağını ve planlanan bu gece için Kırşehir’deki Helebişçilerin davetini benim omuzuma yükledi.
Ben de ilk daveti Üçgöz’deki bahçe komşum Rahmetli Civeleğin Mehmet’e yaptım.
Civeleğin Mehmet “Vay kurban olduğum Agam, Şemsi mi geliyor” diye sordu.
“Yok, O’nun oğlu, torunu, arkadaşları geliyor” diye cevapladım.
“Bizim Terzi İmin’in habarı var mı gurban olduğum gaztecim” diye sordu, sonra da ekledi “O’nsuz olmaz agam”…
Civeleğin Mehmet, çenesi açıldı ya başladı konuşmaya: “Ula hazretim, gaç yıldır ösüz galdık, birbirimizi özledik, görüşmeyeli yıllar oldu Agam! Bizi bir araya getirecek Gırşehirlilere selam olsun! Benim Üçgöz’deki baçeye bir pala seremedik, şöyle döke saça yiyip içemedik. Gomşum Mustafa Onbaşı’nın oğlu Gaztecim Şevket, sana da selam olsun, beni mutlu ettin bu davetle. Bir araya gelelim yiyelim, içelim, şu soyha ucuz olsa da çoluğa çocuğa da içirsek dirim hep ya, çalalım, çığıralım, lafın beline vuralım zabaha gadar…
“Hazretim unutmadan diyim şunu da: Hemşerilerim gelince Terme’nin suyunda çimmeyi de unutmasın. Gerçi bi çit yavru kekliği bin liraya sattığım Alman’ın arkadaşı Baade’nin böyük demir künüklerle kayalıkların arasında suyunu çoğalttığı Terme’den eser galmadı amma! Her şey şimdi pek moderin oldu…
“Eski Hökümet Gonağı’ndan sağa dönünce Hacı Hasan Köprüsü’nden geçince bir bahın bahalım duruyor mu Ekizarası!
“Hey gidi hey!..”
…
Ey Helebişçiler, bu vesileyle Grand Terme Oteli’nde buluşalım!
Başkanımız Sevgili Süleyman, bıldırdan beri hayal ediyordu, çeşitli programlar yapıyordu. Kırşehir ve Kırşehirlileri bir araya getirmek için çabalıyordu.
Haydi bu geceye destek vermeye!