Bozkırın tezenesi Neşet Ertaş’ın ölüm yıldönümü anma törenlerinde görkemli anlar yaşandı. Serhan Asker’in yönetimindeki törenlere Belediye Başkanımız Selahattin Ekicioğlu, Milletvekilimiz Metin İlhan, Adana’dan koştura koştura geldiğini söyleyen Nebil Özgentürk ve çok sayıda hemşehrimiz katıldı. Keskin’den gelen Hacı Taşan’ın yeğenleri (Abdal uşakları), Ankara’dan gelen sanatçılar izleyenlere çok güzel anlar yaşattılar. Tabi bu arada Neşet Ertaş’ın babası Muharrem Ertaş’ı bu programda anmamak olmazdı. Kendisinin ve Neşet Ertaş’ın türkülerini büyük bir keyifle dinledik. Tabi bizim için görkemli hatırlar Neşet Ertaş’la ilgiliydi. Anma törenlerinde konu edilen başka bir durum daha vardı.

Seyfe Tuz Gölü’nün acıklı hali görüntülerle bizlere izlettirildi. O görkemli Tuz Gölü’nün eski hali ve yeni düştüğü durumu görünce üzülmemek elde değil. Tuz gölünün o güzelim misafirleri göçmen kuşları bile bu duruma eminim için için ağlıyorlardır. Bir acıklı konuda hem tuz gölü civarında ve Kervansaray dağlarında yapılmak istenen maden aramaları. Bunun çevreye vereceği zararları anlattı yetkililer. Bizim tek şansımız ağaçlarımızın kesilmemesi. Onlara bari kıymıyor madenciler sağ olsunlar. Bana güldüğünüzü duyar gibiyim. Tabi ki o bölgede hiç ağaçlık alanımız yok. Olsaydı bu gözünü para hırsı bürümüş madenciler umurunda olur muydu ağaçlar. Bütün Türkiye’de yaşanan katliamları görüyoruz. Bunlara direnmeye çalışan vatandaşlarında nelere maruz kaldıklarını da izliyoruz üzülerek. Vatandaşa bu baskılar yapılıyor diye doğayı korumak istemekten vazmıgeçeceğiz? Asla! Ancak kamuoyunun bu konularda bilgilendirilmeleri gerekir diye düşünüyorum. Çoğu insanımızın bu maden araması yapılacağından haberinin olmadığını biliyorum. Başkan Selahattin Ekicioğlu ve Milletvekili Metin İlhan konuyla ilgili hukuki süreci başlattıklarını söylediler. Umarım olumlu sonuç alırlar. Bu nasıl bir aç gözlülüktür. Türkiye’yi delik deşik ettiler hala doymuyorlar. Ne diyelim gözlerini Allah doyursun. Sözü fazla uzatmadan Özbağlı duyarlı bir vatandaşımızın konu ile ilgili yazdığı şiirle yazıya son vermek istiyorum. Kalemine sağlık Yusuf Evran kardeşim.

***

Aldanmayın ne söylerse size

İnanın sonunda zararı çok olur bize

Kara bulutlar çökmeden üzerimize

Haydi Özbağ haydi Körpınar haydi Çimeli

El ele verip harap ettirmeyelim bu eli

Düşmüşler servetlerine servet katma derdine

Senin benim canım onların neyine

Sahip çık toprağına suyuna geleceğine

Haydi Özbağ haydi Körpınar haydi Çimeli

El ele verip harap ettirmeyelim bu eli

Paraya pula meyil verip aldanma

Susma ver mücadeleni geri durma

Bak sonunda iliç gibi olma

Haydi Özbağ haydi Körpınar haydi Çimeli

El ele verip harap ettirmeyelim bu eli

Karalık çanakçı göy cöğünüzden çuğuna

Uyuma Kırşehir uyuma zehir karışacak bak suyuna

Haydi Özbağ haydi Körpınar haydi Çimeli

El ele verip harap ettirmeyelim bu eli

Bilmiyor musun siyanür denen zehri

Yıllar geçse de geçmez tesiri

İlerde tehdit edecek Kırşehir’i

Haydi Özbağ haydi Körpınar haydi Çimeli

El ele verip harap ettirmeyelim bu eli

Yusuf Evran’ım tehlikeyi sezerim

Devlet büyüklerinden yardım isterim

Toprağıma suyuma zehir karışırsa ben ne ederim

Haydi Özbağ haydi Körpınar haydi Çimeli

El ele verip harap ettirmeyelim bu eli