Yazımın başlığını okuyan okuyucularım  Ekrem İmamoğlu’nu anladık da, Genç Osman’ın ne alakası var diyebilirler. Yazımın devamında bunun açıklamsını yapacağım.Türkiye’nin gündemini meşgul eden iç konu, CHP’li Belediye Başkanlarının terör ve ihale yolsuzluğu iddiası ile birer birer görevden alınması oluşturuyor. Bunların alınmasında Terörist  suçlaması iddiası, İmralıdaki PKK lideri Terörist başınının af edilerek TBMM’ne getirilip konuşturulmak istenmesi nedeniyle bir hükmü kalmamışa benziyor. İkinci suçlama güncelliğini koruyor. Belediye başkanlarının alınmasına tepkileri CHP Genel Başkanı Özgür Özel, bizzat yürütüyor. Hele  Cumhurbaşkanı sayın Erdoğan’ın “turpun büyüğü hebede” söylemi, bu tutuklamaların arkasının geleceği ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde kendisi ile yarışacak rakip olarak gördüğü İmamoğlu’nun hebedeki büyük turp olduğu imasını galiba herkes anladı.

 Ekrem İmamoğlu’nun 1919 mahalli seçimlerinde İstanbul Büyükşehir belediye başkanlığını ilk önce 13 bin oy farkla Binali yıldırım’a nazaran kazanmıştı. Seçimlere itiraz sonunda ikinci seçimde  bu fark 806 bine çıkmış ve E. İmamoğlu’nun o gün ve bugün belediye başkanlığı devam ediyor. E. İmamoğlu’nun bu yenilmezliği (O günkü gazetemdeki köşemde şu başlığı atmıştım.  İstanbul seçimleri ülkemize yeni bir lider kazandırdı. Benim bu tahminim günümüz siyasi ortamında tahminimde haklı olduğumu ortaya çıkarttı ) devam edeceğini üst perdeden gören iktidar mensupları O’nu YSK üyeleri veya başkanına söylediği ‘ahmak’ kelimesi iddiası ile hakkında dava açıldı. Dava birinci dereceli dava mahkemesinde aleyhinde sonuçlandı. Mahkemenin vermiş olduğu karar, İstinaf Mahkemesine gitti. Oradan çıkacak karar da, Yargıtay’a gidebilir.

  İmamoğlu’na yukarıda belirttiğim mahkemeye hakaret etti gerekçesi ile ilgili dava açılması neticesinde iki yılı aşkın  hapis ve siyasi yasak getirilmesi ile sonuçlandı. İmamoğlu’nun siyasi arenada diskalifiye edilmek istenmesi 2028 veya daha erken yapılması düşünülen Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aday olmasını engelleme düşüncesi yatıyor.  Ben Televizyon kanallarında siyasi tartışmaları içeren  programları (İktidar veya muhalefet fark etmez) çok izlerim. İmamoğlu’nun ‘ahmak’ kelimesi ile, YSK veya başkanına hakaret etti davası, 2023 yılında  birinci dereceli İstanbul Sulh Hukuk Mahkemesi’nde görüşülürken kararın maddi  tazminat olacağı yani hapis veya siyasi yasak olmayacağı kamuoyunda tartışılmaya başlandığında (Bu konuda basında dava  ve karar ile ilgili tartışılan haberlere yer vermek istemiyorum) bu arada  ‘ahmak’ davasına bakacak hakimin Trabzon’a tayin edilmesi ve bunun yerine yeni bir hakim tayin edildi. Sonuç olarak mahkemede görülen bu dava ile ilgili İmamoğlu’na  verilen cezayı bilmeyen yok. Sosyal medya ve basında, İmamoğlu’na verilenbu  ceza uzun süre tartışıldı. Tartışılan ceza ile ilgili yorumlara girmeyeceğim.

  Genç Osman yeniçerilerin başına buyruk hareket etmesi ve disiplinsizlik  davranışlar göstermeleri, Padişah Genç Osman’ı rahatsız ediyor. Anadolu’ya gidip yeni ordu toplayacağını haremde cariyelerle paylaşıyor.  Genç Osman’ın yapacağı yenileşme icraatı saray ve Yeniçeri ocağını rahatsız ediyor. Padişahın gevezeliği  onun acı sonucunu hazırlıyor. Yeniçeri’ler ayaklanıyor Genç Osman’ı

tahtan indirip türlü hakaretlerle çıplak olarak at üstüne bindirip İstanbul sokaklarında gezdiriyorlar. Sonuçta Yedikule zindanına hapsediyorlar ve orada boğarak  şehit ediyorlar. Genç Osman’ın Yeniçerilerle ilgili kararını önceden etrafına beyan etmesini hayatı ile ödüyor. Bu ibretlik hata dün ve bugün önemli yerleri işgal eden kişilerin (bilhassa TSK komuta kademesinin) alınacak kararları hanımlarına bile söylememesi geleneği bir ders olarak  sürdürülüyor. 12 Eylül darbesini yapan Kenan Evren, darbe yapacaklarını ‘karıma bile söylemedim’ demişti.

  İkinci Mahmut, Genç Osman’ın yapamadığını  Vakayı Hayriye adı altında  Yeniçeri Ocağını ortadan kaldırdı . Beş bin yeniçeri bu olaylarda katledildiği tarih kitapları yazar.

  Yazımın başında değindiğim gibi ben, televizyon kanallarındaki açık oturumları çok izlerim 1923 yılı içerisinde  bir televizyon kanalında Hukukçu Prof. Dr. Selami Kuran İmamoğlu’na  ‘ahmak’ kelimesinden dolayı açılan  hakaret davası birinci dereceli  mahkemede  görülüşürken (daha karar açıklanmamıştı) Selami hoca, sözü hiç dolandırmadan bu gibi hakaret  davalarında maddi ceza yani para cezası  verilir demişti. Selami  hoca 26 Eylül 2024 tarihinde de NTV’de yine aynı beyanda bulunda. Ancak bu konuşmasında biraz yorum yaparak cezanın maddi olabileceğini tekrarladı.

  İmamoğlu’nun dava ile ilgili kesin  karar uzun sürecek gibi. Muhtemelen seçimlere yakın bir zamanda nihayi karar açıklanabilir.