İnsanı rahatlatan, kaygılarını bir bir dile getirmesine olanak veren samimi duygular. İnsanın içinde bulunduğu çıkmazdan kurtulmak için düşüncelerini birbirine aktarmak.
Evimizde eşimizle dertleşiriz. Dışarıda samimi gördüğümüz arkadaşlarımızla dertleşiriz. İster kendi derdimiz, isterse karşımızdaki insanın derdine çareler bulmaya çalışırız.
Dertleşiriz amma, dertleşmenin ölçüsünü kaçırırsak vay halimize!
"Beraberken dertleştiği birinin sırrını ayrıldıktan
sonra muhabbetine meze edenler kadar aşağılık kimse
yoktur."
Acı ve üzüntülerinizi söyledikten sonra bu sıkıntılarınız biraz da süslenerek başkalarına anlatılıyorsa, bu mudur arkadaşlık? Dostluk ?
"Hayatınızda paylaşacağınız insanları iyi seçin.
Unutmayın ki; insanın ucuzuna denk gelen
bedelini ağır ödüyor."
Dertleşmek sır tutmaktır. Çaresiz kaldığın zaman güvendiğin insandan fikir almak onların düşüncelerini kendi düşüncelerinle birleştirip doğru yolu bulmaktır.
Dertleştiğin insan iki yüzlü, dilinde tat kalbinde fesat gizli olmamalı. Kalbin içinde ne olduğunu asla bilemezsin. Sadece sıkıntılarını güvenerek anlatırsın.
"Uzak durmanız gereken en korkunç insan tipi, söylediği
yalanlar ortaya çıkmadığı sürece kendini dürüst ilan edendir."
Böyle bir kişi ile nasıl dertleşirsiniz ? Size bir, başkalarına ayrı söyleyen insanla dertleşilir mi ? Sır verilir mi ?
Ne demiş vatandaş ?
"Sırrını kaleme verme,
gider kâğıda yazar ! "
Sır vereceğin, dertleşeceğin insanın ağzı gevşek olmamalı. Sırrımı verdiğim zaman öyle yalanlar duydum ki. karşımdaki insan mahçup olmasın diye hepsine inanmış gibi göründüm.
"Acı söyleyen değil, acıyı tatlı
dille söyleyen dosttur."
Eğer bir insan boş atıyor, her şeyi ben yaparım gibi sizi oyalıyorsa o insanla dertleşmeye gerek yok. O kişi sizinle dertleştiği tüm sözleri gider başkalarına ifşa eder.
Öyle insanlar var ki, sizi yalnızlıklarını doldurmak için kullanıyor, siz dertleştiğinizi ve dert ortağı olduğunu sanıyorsunuz.
Konfüçyüs der ki ;
"Bilenle tartışabilirsin, bilmeyenle tartışabilirsin.
Ama bildiğini sananla tartışmak zaman alır."
Dertleşip dost sandığın insanlar arasında; dost vardır elini sıkar, sana kalbini açar. Dost vardır, dost görünür kalbine kurşun sıkar. Nasıl güvenir de sırrını açarsın böyle kişilere.
Dert ve sıkıntılarımı biraz azaltmak için bazı insanlara o kadar güvendim ki, en büyük darbeyi de sırrımı verdiğim insanda gördüm. Bunun için herkesi kendim gibi bildiğim gönlüme kırgınım.
Eğer üzgünsen, kırgınsan, yorgunsan kimseyle dertleşmeye kalkışma. Gün gelir o sözlerini tekrar yüzünüze vururlar. Hani ne oldu dert ortağın?
Çalışırken kazara bir hata yapıp, hesapta içe oynadığınızı bir arkadaşınıza veya dost bildiğinize anlatın. Gün gelir bu anlattıklarını sırtına vura vura tekrar söyletirler. Dertleştiğine pişman olur kodesi boylarsın.
Her zaman etrafında olan insanla, her zaman yanında olan insanları asla karıştırmayacaksın. İyi ölçüp sırrını ona göre verecek ve dertlerini anlatacaksın.
"Düşmana ne gerek var ? Bizim canımızı nasıl yakacağını çok iyi bilen sevdiklerimiz, sırdaşlarımız dert ortağımız var. Her başını okşayanı dost bilmeyeceksin. İlk başta dertleştiğin insanlar iyidir. İnsanların ilk söylediklerine değil, son söylediklerine bakacaksın.
Sözün özü ;
"Mutluluğunu yüksek sesle anlatma !
Çünkü hasedin uykusu oldukça hafiftir."
Unutmayın ! Bütün hasetlikler, kıskançlıklar dertleştiğiniz ve sırrınızı verdiğiniz insanlarda çıkar.
Çaresizler çaresi dertlerimize çare olsun. Allah'tan ne diliyorsanız misli mislini versin. Çaresiz dertlere düşüp de çareler aramayın sevgili dost ve arkadaşlarım.
Hoş kalın...Hoşça kalın...Sevgiyle kalın... En kalbi saygı ve muhabbetlerimle....
Bu gönderi ilgini çekiyor mu?