Günler koşarak, çok hızlı geçiyor. Acaba yaşlandıkça, daha mı hızlı geçiyor ne? Göz açıp kapamadan akşam oluyor. Doğru düzgün uyuyamadan sabah oluyor.

       Şair demiş ya “ geçti ömrün nev baharı, ihtiyar oldum yazık “ ihtiyar olmak zor zanaat. Hep bir şeyler yapmak istiyorsun hayalinde, başlamak için  de bir türlü o gücü bulamıyorsun. Aman bu gün dursun, canım istemiyor diye bırakıyorsun. Yaşlılığın en güzel yanı da bu. Çalışırken hiç bir gün bu iş dursun yarın yaparım diyemeden o günü dolduruyorsun. Bir de dönüp bu günler neden yirmi dört saat , keşke kırk saat olsaydı, bu işi bitiremedim diye kızıyorduk.

     Yaşlılığın en güzel yanlarından biri de arkadaşlarınla geçen en güzel saatler. Eskiden, yeniden konuşurken saatlerin nasıl geçtiğini anlamıyorsun. Benim için en harika saatler. İyi ki varlar can arkadaşlarım. Bir araya gelince çok mutlu oluyor insan. O gün toplandığımızda başka masalarda da toplanmış insanlar var. O masalardan da  konuşmalar, gülüşmeler . O mekan cennetten bir köşe gibi oluyor. Hiç tanımadığımız o insanlarla da bakışıp selamlaşıyoruz.

      Karşı masada bir hanım derin düşüncelere dalmış. Yüzü bir gülümsüyor. Kah ağlamaklı, kah kızgın, yüzü asılıyor. Kimbilir geçmişin hangi yaşananları ile hesaplaşıyor sanki.

      Bazı günler o kadar  canlanır ki yaşlı insanlar. Yeniden canlanır kızdığında en yukarda ki insanlarla da cebelleşip hükümet kurar, hükümet yıkar. Onlar için her şey çok kolay yapılır. Ama sonu yok. Çünkü onlar yaşlı. Keşke güçleri hep olsa.

      Bazı olaylar iyice canlandırır yaşlıları. Pırıl pırıl gencecik teğmenleri ihraç ederlerken de canı pahasına karşı çıkarlar. Bu kötülüğü yapanların  ne yurt severliliği var, ne gençlerin nasıl oralara kadar geldiğine sevine biliyorlar. Acıyorum içi kin dolu bu insanlara yazık çok yazık.

     Neyse bu günde akşam oldu.

      Su uyur fısıldaşır

       Gider yare ulaşır

        Yolcu yolda dolaşır,

         Bu gün de akşam oldu.

      Sağlık ve mutluluk diliyorum canım arkadaşlarım. Saygı ve selamlar. Her şey gönlünüzce olsun.