Geçtiğimiz hafta aylar önce Ankara’nın göbeğinde katledilen Sinan Ateş’in davası vardı. Geç de olsa konu mahkemeye taşındı. Değişik yorumlar yapıldı, ifadeler değiştirildi. Bir kişinin alacağı tavrın çok önemli olduğu söylendi, vs. vs.

Bir tanık kovid olduğunu, telefonun şifresini hatırlayamadığını söylemiş ve şifresi bulunamadı. Hangi çağda yaşadığımızı unuttuk sanırım. O şifreyi çözmek, kırmak çocuk oyuncağı. Bunun lafı bile olmaz.

Asıl önemli olan konu olayı Cumhurbaşkanı’nın nasıl yorumlayacağı şeklinde.Cumhurbaşkanı Erdoğan, Sinan Ateş’in eşine konuyu takip edeceğine dair söz vermiş. Bir başka söylem Cumhurbaşkanı’nın konu ile ilgili alacağı tavır önemli imiş. Bu nasıl bir anlayıştır. Bu konular hukukun olduğu ülkelerde mahkemelerin işidir. Nasıl yani? Mahkemeler Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın tavrına göre mi karar verecekler? Yoksa biz hukuk devleti değil miyiz?!

İşin içinde bir garabet var. Daha önce da yazdım. İstense bu konu anında çözülecek bir cinayet!

Ucu kimlere gidiyor bilemiyoruz, o yüzden mi üstüne gidilmiyor, insanların kafasında soru işareti. Umarız gerçek sonucu görürüz.

                   ***

Cumhurbaşkanımız Erdoğan yaklaşık 10 yıldır kavgalı olduğu Suriye Lideri Esad’la yakınlaşması, onunla tekrar ailece tatil yapabilmesinin önünün açılması adına Suriye’ye çağrılarda bulunuyor.

Devlet adamı anlık kızgınlıklarla karar almaz. Önünü, arkasını iyice düşünüp, ona göre tavrını belirler. Tabi ki öncelikle ülke çıkarlarını gözeterek. Ancak Esad’ın bu konuda şartları var! Suriye’nin kuzeyinden askerlerimizin çekilmesi, yani Suriye’nin toprak bütünlüğü.

Bekleyip göreceğiz. Esed, yeniden Esad olacak mı?

                   ***

Avusturya maçında yaptığı işaret nedeniyle futbolcumuz Melih Demiral’a 2 maç men cezası verildi.

Yönetmeliğe göre, para cezası verilmesi gereken bu olayla ilgili UEFA oyuncumuza 2 maç men cezası verdi. Haklı olarak bu olaya kızgınlığımızı her aşamada ifade ediyoruz. Ancak bir isyan var ki çok şaşırtıcı.  Hep söylüyoruz devlet adamı düşünüp, taşınıp konuşacak her konudaki fikrini. Bu konuyla ilgili Devlet Bahçeli kükredi, “Maça çıkmayın!”

Yahu bu mahalle maçı mı?

Bahçeli’ye şu soruyu sormak isterim. Hani Atatürkçü, milliyetçi bir siyasetçi ya. Arabistan’da oynanması gereken Süper Kupa maçında yaşananlar. Buna dair Bahçeli hiçbir yorum yaptı mı hatırlamıyorum!

Neydi olay?

Takımlarımız Atatürk resmi olan tişörtlerle ısınmaya çıkarılmadı ve takımlarımız bu olayı kabul etmediler ve maça çıkmadılar. Peki Atatürkçü Bahçeli bu konuda hiç ağzını açtı mı? Olumlu, olumsuz hiçbir söylemi oldu mu? Bu mu Atatürkçülük. Milliyetçilik?

Sanırım ortaklar arasında da bu konuda bir anlaşmazlık var. Bahçeli, “maça çıkmayın!” diyor, Cumhurbaşkanı Erdoğan büyük bir konvoyla maça gidiyor.

İktidar uyumsuzluğu değil midir bu?

                   ***

Hollanda’ya 2-1 yenilerek turnuvaya veda ettik.

Avusturya’yı yenmemiz zaten sürpriz oldu. Durum ne olursa olsun takımımızı kutluyorum. Hollanda maçının ilk yarısında iyi olan bizdik, 1-0 öne geçtik. Ancak ikinci yarı skoru koruma hevesi ile geriye çok yaslandık. Futbolda bu bir gerçektir. Geriye çok yaslanan takımın gol yeme riski vardır ve bu gerçek bizim elenmemize yol açtı.

Bu basit olayı Montella bilmiyor muydu? Takımın bu kadar geriye yaslanmasına neden izin verdi?

Oynattığı, oynatmadığı oyuncu değişikliklerini hiç tartışmam. Bu konuda eleştiri yapmak için takımın içinde olup, her şeyi görmek, bilmek gerekir. Ama takımın geriye yaslanmasını eleştiririm.

                   ***

CHP Rize Milletvekili Tahsin Ocaklı, “TBMM’de artık gerçek sorunluları konuşmaya başlamalıyız” diyor.

Yeni mi aklınız başınıza geldi!

Hem konuşsanız ne olur, konuşmasanız ne olur! Bir yaptırım gücünüz var mı ki? Üstelik sizi ciddiye alan, dinleyen de yok!

Alın beleş maşınızı keyfinize bakın!

                   ***

Almanya’da Hollanda maçını izlemeye giden Cumhurbaşkanı konvoyu, Türkiye’dekileri hiç aratmadı.

Sayısını tam bilmiyorum ama o ne kadar çok araç?

Bu kadar konvoy neyin nesi?

Hani tasarruftan bahsediyorduk?

Bu şaşanın masrafı az mı zannediyorsunuz?

Askeri kargo uçaklarıyla taşınmış bu araçlar!

İngiltere Başbakanı Saray’dan çıkıyor. Konvoyunda kaç araç var derseniz? Sadece 2 tanecik! Böyle itibar olur mu?

Ben utandım İngilizler adına.

Sevgiyle kalın!..