Merhaba sevgili okuyucularım, bundan sonra zaman zaman bana ayrılan bu sütunlarda sizlerle birlikte olacağım.

Corl Jang hayata gözlerini yummadan birkaç sene önce şöyle yazar:

Yeni yayın döneminde başarı dileklerinde bulundular Yeni yayın döneminde başarı dileklerinde bulundular

"Yalnızlık insanın çevresinde insan olmaması değildir. Kişi önemsediği şeyleri başkalarına ulaştırmadığı ya da başkalarının olanaksız bulduğu bazı görüşlere sahip olduğu zaman, kendisini yalnız hisseder."

Bugün de birçok nörobilimci, yalnızlık hissini beynimizin beklediği sosyal etkileşimi, istediği kalitede olmaması olarak tanımlar. Açlık da susuzluk da olduğu gibi, beynimiz de yeterli olmadığı anda bizi eyleme çağırır. Ancak ne kadar etkileşime ihtiyaç olduğunu ve birçok faktöre göre değişir araştırmalara göre, ne kadar iletişim olanaklarımız artsa da, dünyanın her köşesinde insanlar sık sık yalnız hisseder. Çoğu insan sıra dışı ve kriz anında yardım isteyeceği birini bulamaz. Özellikle hayatımızın ikinci yarısında, hayatın her anında iş yoğunluklarından dolayı yakınlarımızla olan bağımız zayıflar.

Üstelik yeni arkadaş edinmekte zorlanırız. Standartlar arttıkça yalnızlık, endişe ve bıkkınlık hissederiz. Daha da kötüsü yalnızlık hissimiz arttıkça, sosyalleşmekten kaçınırız. Huzur için sığındığımız o yalnızlık hissi bütünleşir ve tamamen çevreler bizi. Oysa aradığımız şey, bazen dua, bazen bir müziğin tınısı, bazen güleç bir yüz, bazen de güzel bir söz değil mi? Yalnızlık odalarından çıksak ve hapishaneye çevirmesek dünyamızı olmaz mı? Hayat sizi renkleriyle, taçlandırsın. Yolunuza, güç ve huzur katsın.

Çelişki değil de, zamanla insanların yüreğine yer edineceğimiz, güzel anılarla ve hoş sohbetlerle kalınız...

Editör: Çiğdem Sönmez