Bayındır İçerenköy Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Muharrem Tokmak, "Astımı kontrol altına alabilmek için biyolojik, fiziksel ve psikososyal çevrenin etkilerinin anlaşılması büyük önem taşıyor." dedi.

Kırşehir'de Organ ve Doku Bağışı Haftası etkinlikleri başladı! Kırşehir'de Organ ve Doku Bağışı Haftası etkinlikleri başladı!

Bayındır Sağlık Grubu, Bayındır İçerenköy Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Muharrem Tokmak, astımın oluşmasında genetik ve çevresel faktörlerin rol oynadığını belirtti.

Bayındır Sağlık Grubu'ndan yapılan açıklamaya göre, astım hastalığının, genetik, çocukluk çağında sık geçirilen enfeksiyonlara ya da alerjiye bağlı olarak gelişebildiği kaydedildi.

Açıklamada görüşlerine yer verilen Bayındır Sağlık Grubu, Bayındır İçerenköy Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Muharrem Tokmak, ebeveynlerden birinin astımlı olması durumunda çocukta astım görülme riskinin yüzde 25 olduğunu bildirdi.

Aile yakınlarında astım olmadan da genetik bazı bozukluklara bağlı olarak astım gelişebildiğini aktaran Tokmak, "Ayrıca alerji, obezite, hava kirliliğine maruziyet, sigara kullanımı gibi çevresel faktörler de astım gelişiminde rol oynuyor." ifadelerini kullandı.

Astımda tam tedavi olmadığını vurgulayan tokmak şunları kaydetti:

"Astımı kontrol altına alabilmek için biyolojik, fiziksel ve psikososyal çevrenin etkilerinin anlaşılması büyük önem taşıyor. Astım tedavisinin amacı, kişinin gününü yakınmasız geçirmesi ve hastalık ile ilişkili ortaya çıkacak gelecekteki risklerden korunması olarak ifade ediliyor. Bu nedenle astımlı hastaların tedavi edilebilmesinin temel taşını eğitim oluşturuyor. Astımın kontrol altına alınabilmesi için, hastalığı tetikleyen faktörleri iyi bilmek ve önerilen ilaçların düzenli kullanılması gerekiyor. Ayrıca doktor kontrolleri ihmal etmemek büyük önem taşıyor."

"Astım tedavisinde ilaçların düzenli ve doğru kullanılması şart"

Tokmak, astım tedavisinde genellikle inhaler steroid ilaçlar kullanıldığını ve damar yoluyla ya da ağızdan alınan tabletlere de başvurulabildiğini belirtti.

İlaçlar bırakılır, düzensiz kullanılır ya da yanlış dozlarda alınırsa astım kontrol altına alınamadığını vurgulayan Toprak, "Bu nedenle tedavinin mutlaka göğüs hastalıkları uzmanının gözetiminde planlanması ve hasta-hekim iş birliğinin kurulması gerekiyor." değerlendirmesinde bulundu.

Astımlıların pasif olarak sigaraya maruz kalmaları dahi astım ataklarının sıklığını artırdığını dile getiren Tokmak, şu ifadeleri kullandı:

"Astım hastalarının sigarayı kesinlikle bırakması gerekiyor. Sigara içen astımlılarda KOAH riski çok daha yüksek oluyor. Ayrıca sigara, astım tedavisinde kullanılan ilaçların etkinliğini azaltıyor. Gebeyken sigara içen ya da pasif olarak sigara dumanına maruz kalan annelerin bebeklerinde astım gelişme riski fazla oluyor. Ayrıca çocukların sigara dumanına maruziyeti sonucunda akciğer gelişimi ve solunum fonksiyonları olumsuz etkilenerek, astım gelişme riski artıyor." (AA)

 

Editör: Çiğdem Sönmez