"Herkes sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir. Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek Devletin ve vatandaşların ödevidir."

Anayasamızın 56. Maddesi böyle buyuruyor. Buna rağmen son yıllarda gündemimiz vahşi maden alanlarından, enerji üretmek için yapılan doğa katliamları haberlerinden ibaret.

Vatandaş Anayasa’dan aldığı görevle bütün olanlara karşı, çevre ve kendi sağlığını korumak için mücadele etmeye çalışıyor ki çoğu zaman şiddet görse de!

Şöyle bir ülke turu yapın, orman içinde ağaçlar kesilmiş, çöle dönmüş bir maden ocağına rast gelirsiniz. Altın madenleri zaten çok moda, siyanürmüş zehirmiş kimin umurunda yurdum insanına hiç bir şey olmaz!

Çernobil faciasında bakanımız dahil hepimiz radyasyonsuz çaylarımızdan içmeye devam ettik.

Bergama'da, İliç'de yanı başımızda Himmetdede de altın madenleri var, çıkarttıklarını alıp götürecekler değil ya hepsi bize kalacak!

Sıra şimdi Kırşehir'de! Yok sular kirlenecekmiş, zehir içecekmişiz, yaygaraya gerek yok!

Ceviz ve pekmez yeter bize! Pardon bir de anayasamızın 56. maddesi...