"Ömer Hayyam demiştir:
---“Bir gün bir çömlekçinin dükkânına gittim, sıra sıra boyunları bükük duran çömleklere baktım, onlar bana söze gelmiş:
--- Çömlek yapan, çömlek alan çömlek satan nerede? dediler.
İnsan başlangıcı ve sonu olmıyan tabiatın bir zerresi dahi değildir. Topraktan gelmiştir, toprağa gidecektir, sandığından da muvakkattir. Fakat vazifesi hiç ölmiyecekmiş gibi çalışmak, bilhassa arkadan hasretle anılacak bir hatıra bırakmaktır.”
**
“İYİLEŞTİREN ZEHİR ÖLDÜRÜR DE… “
Eski bir Fransız içtimaiyatçısı La Rochefoucauld şöyle demiştir:
---“İnsanda hırs olmasaydı dünyada terakki ile güzel eser de olmazdı, insan yükselmeyi hep ona borçludur, fakat bir şartla…”
Hırs tababette kullanılan zehirli maddelere benzer: Bir damlası muayyen ahvalde hastayı iyileştirir, fakat ikinci damlası ölüme sevkeder. Hırsın mutedili iyi, fazlası fenadır.”
**
Eski bir Yunan feylesofu:
--- Mesud olmadan evvel gülmeye ve neş’elenmeye bakınız, zira neş’elenmeye ve gülmeye vakit bulamadan ölmeniz mümkündür, demiştir.
Hayatta istediğini yapabilen insan çok nadirdir, insanın en büyük bedbahtlığı da bütün hayatını tek bir gayeye doğru koşmakla geçirdikten sonra o gayeye varamadan gözlerini kapamasıdır."
[Son Posta Gazetesi, 1941 yılı]
**
Saklı Kalan Şiirler köşemizde bu hafta ilk olarak Şinasi Özden’e ait bir şiir var. Yıl 1944:
GECE İÇİNDE BEKLENEN
Bu gece, her şeyimi şeytana satıp bir an
Yıldızların altında bir kadın özlüyorum;
Şiirimden anlıyan, derdime ortak olan
Belki hiç gelmeyecek bir kadın gözlüyorum.
Kimsesiz insanların derdiyle dolup taşan
Kalbimden geçenleri bana okuyan kadın
Büyük şeylere değil, küçük şeylere hayran
Eli avuçlarımda, sesi kalbime yakın.
Bu şehirden çok öte, ıssız bir kır yolunda
Yıldızların, sükûnun musikisiyle yorgun
Beni bir masal gibi sürüklesin kolunda
Duymadığım şeylerden bahsetsin uzun uzun.
Neyim olursa olsun, sevgilim veya karım
Ruhumu yelken gibi, doldursun uçursun da
En güzel ilhamımdan doğacak çocuklarım
Başıma toplansınlar bir sabah uykusunda
Bu gece her şeyimi şeytana satıp bir an
Yıldızların altında bir kadın özlüyorum
Şiirimden anlıyan, derdime ortak olan
Belki hiç gelmeyecek bir kadın gözlüyorum.
**
İkinci şiirimizin şairi Nahit Ulvi Akgün, 1953 yılına ait bir şiir.
AKŞAMÜSTÜ
Şöyle bir bakın etrafınıza,
İnsanların hali akşamüstü;
Hem neşeli, hem kederli,
Hem dokunaklı şarkıya benzer,
Kiminin ayağı dalgın, kiminin eli.
Birinin yorgunluğu edasında
Birinin koltuğunda somun
Birinin buruşmuş şapkası
Ya tramvaya koşar, ya vapura;
Elinde çıkını, elinde çantası.
İnsanların hali akşamüstü;
Kimi evine çekilir, kimi damına,
Biter bu oyun, bu düzen
Biter bir gün bu ekmek kavgası
Kısmetleri kesilince dünyadan.