Sevgili torunum, adımı yaşatacak olan Mert Kâzım bugün okula başladı. Her şeyden önce ona ve okula başlayan milyonlarca öğrencimize ve öğretmenlerimize hayırlı olsun. Herkese sağlıklı, bereketli , başarılı ve güzel bir eğitim öğretim yılı dilerim.

Bizde derler ki, evlâtlar sermaye, torunlar kârdır. Ben küçük oğluma babamın adını koymuştum, o da sağ olsun oğluna babasının yani benim adımı koydu. Bugün sevgili Mert Kâzım için uzun ince bir yolculuk, ilim irfan yolculuğu başladı.

Onun iyi bir eğitim görmesi için kendimize göre tedbirleri aldık. İyi bir devlet okulunda, daha önce Kırşehir Eğitim Fakültesi’nden öğrencim Esra’nın öğrencisi oldu. Esra, öğrenciliğinde başarılı, çok sevdiğimiz bir öğrencimizdi. Yani torunumuzu önce Allah’a sonra kendi öğrencimize teslim ettik….

Bu vesile ile sevgili öğretmenlerimizle -kırk yıl öğretmen yetiştiren bir hocanız olarak-kısaca hasbihal etmek isterim. Biliniz ki,

Türkiye’nin en önemli meselesi eğitim ve onun da özünde öğretmen meselesi vardır. Burada öğretmenin yetiştirilmesi ile ilgili akademik tartışmalara girmeyeceğim. Ama eğitim- öğretimle ilgili temel bazı sorunları hatırlatmak isterim:

-Öncelikle öğrencilerinizi seviniz. İnanınız ki, sevgi her derdin ilâcıdır. Öğrencisinin gönlünde sevgi çiçekleri açtıramayan öğretmen başarılı olamaz.

-Onları kendi yeteneklerine göre eğitiniz, geliştiriniz. Ve kendisine güvenmeyi öğretiniz.

- Öğrencilerinizin sağlam bir şahsiyet, dürüst bir kişilik, güzel bir ahlâk, hür bir düşünceye sahip bir kimse olmasını sağlayınız. Bir de kendisini sürekli geliştirmesi için çalışma disiplini kazandırınız. Ve bilsinler ki, ilimle gidilmeyen yol karanlıktır.

- Onlarda okuma alışkanlığı kazandırmak çok önemli. Yıllar önce “ Niçin Az Okuyoruz?” diye bir kampanya başlatmıştık. Konuyu ilim ve fikir adamlarına, eğitimcilere ve ilgili herkese sormuştuk. Gelen cevaplardan birisi çok çarpıcı idi. N. Muallimoğlu diyordu ki, “ Çünkü öğretmenlerimiz okumuyor. Ama önce onların okuması gerekmez mi?”

- Bir de onlara vatan ve milleti sevgisini kazandırınız. Onlara tarih şuuru ile düşünmeyi öğretiniz. Al bayrağını gölgesinde hür ve bağımsız yaşamanın, Allah inancının büyük bir mutluluk anahtarı olduğunu kavratınız.

- Demokratik bir sistemin önemini anlatınız. Bilinsin ki, “izmler, idrakimize giydirilen deli gömlekleridir.”

- Bugün Türkiye’nin en önemli meselesinin ahlâk ve kalite meselesi olduğundan hareketle buna uygun bir eğitimle öğrencilerinizi yetiştiriniz. Ahilik eğitim anlayışı ile bu sorunların çözüleceğine inanıyoruz.Bunun bir ucunun sisteme dayandığını biliyorum. Ama yine de biz görevimizi yapalım.

- Şu anda Türkiye’nin ilimde, teknikte, medeniyette, kültürde, san’atta, ahlâkta, adalette, ekonomide, sanayiide, siyasette dünyada öncü olmasının yolu eğitim meselesini çözmesine yani insan yetiştirmesine bağlıdır.

Eğer yeni İbni Sinalar, Farabiler, Ahi Evranlar, Yunuslar, Sinanlar ve Aziz Sancarlar yetiştirmezsek…vay halimize.

Unutmayınız ki, dünyanın en büyük çölleri Afrika ortalarında Asya steplerinde değil, işlenmemiş insan beyinlerindendir. Bunun da anahtarının öğretmenlerde olduğunu bilelim. İlim irfan yolculuğunda gönülden başarılar diliyorum.

Allah yâr ve yardımcınız olsun. Ahice bir eğitim duası ile…