“Dürüst düşman sinsi dosttan iyidir” demiş atalarımız, tıpkı Hz. Ali’nin “Namert dosttan, Mert düşman iyidir” dediği gibi.
Kim olduğunu ve ne olduğunu açık bir şekilde ortaya koyup neye ve kime karşı olduğunu dürüstçe ve de açıkça ifade eden biri düşmanımız bile olsa korkmamalıyız.
Hep söylenir “Mert düşmana karşı kendini savunmak kolaydır önemli olan namerde karşı korunmaktır” diye.
Birde bunların dışında sana ve mukaddes bildiklerine açıkça düşmanlık edenden de korkma! Sonuçta “Açık yaraya kurt düşmez” demiş yine atalarımız ki onun ne olduğu da aşikârdır. Dost belli düşman belli!..
Dışarıdan bizim dostumuz gibi görünüp aslında bizim dostluğumuzla hiçbir alakası olmayan çok insan görüp tanıyıp tecrübe edindik bu yalan ve kısa hayatta.
Bu tip insanlar elindeki oltayı, ağzındaki salyayı bizden saklayarak avlayacağı balıkların ihtirasıyla, senin temizlemeye çalıştığın suyun bulanmasını bekler, dahası bunun için uğraşıp ve bunun için ne gerekiyorsa da yaparlar.
Bunları her dönem görmek mümkün.
Bunlar dün de, bugün de, yarın da olmaya devam edecekler.
Siyasette, sanatta, ekonomide, spor da, yerelde, genelde her zeminde bu tip insanları çokça görmekteyiz.
Kötü olan ise yaşadıkça da bu ciğeri beş para etmez adamları hala görecek olmamız!..
Bu zamanında güvendiğiniz kişilerin güveninize duyduğu saygının istismarıdır.
O kadar çok maskeleri vardır ki birini çıkartıp bir diğerini takarlar.
Aslında bu, zavallılığın boş bir çırpınışı, kendini kandırmanın bir başka tipidir.
Bu insanların yalanı da yalandır doğrusu da yalandır, doğruya ulaşırken de birçok yalandan geçmiştir. Yüzünüze bakarken hep gülerler, sinsilik akıllılık değil, aptallıktır onlar için.
Bir de çok zekidirler!(kendilerince) sizin içinizden geçenleri kestirebilecek kadar hem de!..
Arkanızdan o kadar çok iş çevirirler ki siz bunların birçoğundan haberdar bile olamazsınız.
Bunların hızına yetişmek mümkün değildir.
Düşmanınla dost, dostunla düşmandırlar, kişiliklerini karakterlerini sattığı gibi ruhlarını da satmıştırlar bunlar.
Ne sevgileri sevgi, ne gülmeleri gülme, ne de ağlamaları gerçek ağlamadır. Düğününüzde sizden daha çok eğlenir, cenazenizde sizden daha çok ağlarlar. Hatta doğum gününüzü size hatırlatacak kadar da duyarlıdırlar!..
Sizi kandırdıkları kadar yakınınızdadırlar, anlaşılırsa sahtekâr oldukları, hemen uzaklaşır, başka av peşine düşerler…
Bu insanların söylediklerinden çok yaptıklarına bakın, bakın ki ne mal olduklarını hemen anlayın…
Çünkü anladığınız kadar az zarar görürsünüz…
Bu tiplerden Allah hepimizi korusun. Çünkü bu tiplerde senaryo tiyatro asla bitmez…
Bir fıkra ile bitirelim.
İki deli tımarhaneden kaçmak için plan yapmışlar ve arkadaşlarına akşam kaçacaklarını söylemişler ve dedikleri gibi akşam kaçmışlar.
Ertesi gün tabi herkes alarmda bu delileri arıyor. Akşama doğru iki deli tekrar tımarhaneye gelmişler, arkadaşları sormuş:
-Madem kaçtınız niye geri döndünüz?
Deliler cevap verir:
-Bu provaydı yarın akşam kaçacağız demiş.
Sevgi ile kalın…