Gazetemiz Kırşehir Çiğdem'in köşe yazarlarından Zeynep Nur Küçük'ün on yedinci kitabı ORMANIN KARANLIĞI çıktı. Üç çocuk annesi yazarımızın azmi pek çok kadına ilham oluyor. Yazarımızla küçük bir söyleşi gerçekleştirdik. Ondan yazarlık serüvenini anlatmasını istedik.
"Sosyal hayattan hiçbir zaman kopmadım, akrabalarımla bağlarımı koparmadım. Okudum, çalıştım, çocukları büyüttüm..." cümleleri ile anlatmaya başlıyor Nur Hanım. "Hayatın gereklerini yerine getirirken yazmayı da hiç bırakmadım. Çocuklarımı büyütürken onlara kendi yazdığım masalları, öyküleri okudum. Anneler hep vakit olmadığından sızlanır, oysa ben çocuklarımı büyütürken onların hayatından kesitleri de yazmayı ihmal etmedim. Onlara ait günlükler tuttum. Düşmelerini, kalkmalarını, ilk konuşmalarını, ilk dişlerini çıkarmalarını, hastalanmalarını yazdım, yazdım... Uykusuz gecelerde bile kalemle, kağıtla buluşmayı ihmal etmedim.
Eşimi yemeksiz, çocuklarımı ilgisiz bırakmadım. Ama yazmayı da bırakmadım. Kızlarım büyüdü ve bana olan ihtiyaçları azaldı. Yeter artık bu kadar mayalandığım, dedim. İçimdeki edebiyat ateşini körüklemenin vakti geldi, dedim. Notlarımı toparladım ve ilk kitabım Annemi Ben Büyüttüm'ü 2021 yılında bastırdım. Annelerin tecrübelerinin yer aldığı bu kişisel gelişim kitabı beğenilerek okundu.
Sonrasında çocuklara olan sevgim ve içimdeki tükenmek bilmeyen coşku, heyecan, neşe beni çocuk edebiyatına yöneltti. "Ahi Evran'la Kırşehir Gezisi" (6 kitap) kitapları, Ahi Evran Veli'nin doğumunun 850. Yılı anısına Kırşehir Belediyesi tarafından bastırıldı. (2021) Bu kitapları okurken çocuklar hem şehrimizi tanıdı hem de değerler eğitimi aldı. "Sincap Dodo Okula Başlıyor" kitabım ile okul sıralarına geri döndüm.
"Yiğit'in Basketbol Macerası", Okçuluk Macerası", "Dersimiz Müzik" adında üç Yetenek Avcıları Serisi'ni yazdım. Bu kitaplarla çocuklara sporu ve müziği sevdirmeyi hedefledim. Çocuklardan tam puan aldım, mutluluğum katlandı. Coşkun sular gibi yerimde duramaz oldum. Bulaşık yıkarken, evi süpürürken, camları silerken yazacağım kitapların bölümleri kurguluyordum kafamda. Dinlenmek için oturur oturmaz da kağıdı, kalemi elime alıp yazıyordum. Bilim Serisi'ni yazdım. "Robocam - V1", "Denizcam - K1", "Gökcam - Z1", "Dinocam - E2" Bu seride de bilgi ile kurguyu birleştirdim. Çocuklar heyecanla hikayeleri okurken aynı zamanda da robotlar, deniz altı canlıları, uzay ve gezegenler, dinozorlar hakkında bilgiler edindiler.
Hem kitap fuarlarında hem de okul programlarında öğrencilerle buluştum. Çocukların sıcak ilgisi beni mest etti. Çocuklara kitap sevgisi aşılamaya çalıştım. Hatay, Gaziantep, Van, Hakkari gibi şehirlerden davetler aldım. Depremzede çocuklarla buluştum, onların üzüntülerini bir nebze de olsa azaltmaya çalıştım. Acılar paylaşıldıkça azalır, sevgiler paylaşıldıkça çoğalırmış. Sevgi pıtırcıklarıma sarıldım.
Biz anne ve babalar, çocuklarımızı, korkutan öğelerden uzak tutmaya çalışırız. Oysa korku hayatın her anında var. Araştırmalarım sonucu öğrendim ki yapmamız gereken onları uzak tutmak değil, mücadele etmelerini sağlamakmış. Okur kendini kitabın baş kahramanı yerine koyar, benim kitaplarımdaki kahramanlar mücadelecidir, çalışkandır, azimlidir. "Kuyudaki Dehşet" kitabımı okuyan çocuklar korkuları ile savaşmayı öğrendi.