Bu futbol camiamızda kanayan ayrı bir yara!
Ben futbolculuğumun dışında Kırşehirspor’da üç-dört kez antrenörlük yaptım. Her dönemimde inandığım Kırşehirli futbolculara geniş çapta destek oldum, onlara takımda sürekli yer verdim, sahip çıktım.
Bu ben de bir hastalık. Kendi çocuklarımızın hastasıyım.
Ben lafımı çekinmeden söylerim darılan, darılır. Bu konu yaşanan bir gerçek.
Bir büyükleri olarak Kırşehirli teknik adamlara bir tavsiyem var. Birbirinize her türlü ortamda sahip çıkın, destek olun.
Bunu neden söylüyorum. Çünkü bu konuda eksiğimiz var.
Ben kendi adıma Kırşehirli teknik adamların hep yanında oldum. Açık konuşmak gerekirse benim dışımda gemisini kurtaranın kaptan olduğunu görüyorum. Kimse kusura bakmasın aynen böyle!
Örneklerini verince bana hak vereceksiniz.
Kırşehirspor’da Veli Şahin döneminde Ali Uçar için devreye girdim. Görev almasında katkım olduğuna eminim. Daha öncesi ve sonrası var. Daha sonraki yıllarda da desteğimi esirgemedim.
Üç sene önce Sportif Direktör olarak anlaştığımızda ilk şartım Sinan Özdoğan oldu. Gerçi Sportif Direktör olarak göreve başlayamadık, nedenleri karışık!
Burada şunu da söylemeden geçemeyeceğim. Beni bu işe bulaştıran Sayın Belediye Başkanımız Selahattin Ekicioğlu da bana sahip çıkamadı nedense. Kendisinden “Bu adamı bu iş için ben ikna ettim, nasıl dışlarsınız” demesini beklerdim.
Gelelim altyapı hocalarımıza. İki sezona yakın altyapı koordinatörlüğü yaptım. Görev alacak hocalarımızı haliyle ben seçtim. Bu arkadaşlarımız Hacı Ahmet Çelik, Halit Kılıç, Mehmet Demiryürek ve Serdar Urgan.
Onlar için zaman zaman yönetimle papaz oldum. Ancak geçen sezon sonlarında görevi bıraktım. Nedenleri farklı.
Bu durumda birbirimize sahip çıkmamız gerekirken, sonuç ne oldu?
Benim göreve getirdiğim teknik adamlar göreve devam ettiler. Benden sonra onlar maaşlarını aldılar, kendi sorunları çözümlenmiş oldu. Ve halen görev başındalar. Yani satışa geldik.
Canları sağ olsun.
İlerleyen yıllarda onların da aynı pozisyona düşeceklerini biliyorum.
Bizim insanımızın yapısında var çünkü.
Dedim ye gemisini kurtaran kaptan oluyor.
Kimse darılıp gücenmesin, durum aynen böyle!
Kırşehir’de yaşayan insanlar benim için yerlidir. Ben insanların doğum yerine bakmam.
Tekrar söylüyorum gelin bu huyumuzdan vazgeçelim. Birbirimize sahip çıkalım, destek olalım. Bugünün yarını da var.
Ben kendim için bir şey istemiyorum, hiç kimseden bir beklentim de yok. Benim tek arzum Kırşehir’de yaşayan Kırşehirli gençlere gerek teknik adamlıkta, gerekse sporculukta gereken önemin verilmesi, üvey evlat yapılmaması.
Ben tecrübelerime dayanarak, bir ağbi olarak sizlere yukarıdaki önerimi tekrarladım.
Gerisi size kalmış.
Anlamsız özelleştirmeler!
Ben ekonomist değilim. Ancak aklın yolu birdir ve şükür yorum gücümüz var. Zarar eden kurumlarımız varsa özelleştirin anlarım. Ama para makinesi olan, büyük paralar kazanan kurumlar neden özelleştirilir?
Örnek mi istiyorsunuz?
Alın size Türk Telekom, TÜVTÜRK, doğalgaz, elektrik vs. Bunların hepsi para makinesi idi. Özelleştirilmeleri akıl, mantık işi değil. Üstelik vatandaş bu yüzden kazık yiyor, soyuluyor. Bu durumdan devlet te zarar görüyor.
Bir örnekle açıklayalım.
Ocak öncesi araç muayene fiyatı 507 TL, egzoz ölçümü 110 TL, toplam 617 TL.
Peki Ocak sonrası muayene 1310 TL, egzoz ölçümü 180 TL, toplam 1490 TL.
Zam oranı yüzde 100’den fazla.
Peki emeklilere ve çalışan devlet memurlarına verilen zam ne? Yüzde 25! Sonra lütfen yüzde 30!
Doğalgaza, elektriğe gelen zamları hesaplayamaz olduk.
Enflasyon yüzde 64 öyle mi?
Allah sonumuzu hayreyleye!
Ara transfer
Söylenecek, yazacak bir şey yok ama bilgi olsun diye belirtelim. Son aldığımız habere göre ara transferi boş geçmişiz!
Neye güvendik, ya da neden transfer yapmadık bilemiyorum.
Gönlümüz takımımızın iyi yerlerde olmasını istiyor.
Ama gerekli transferler yapılmazsa, “biz küme düşmeyiz!” mantığı ile eleştirilere ve uyarılara kulak asılmazsa hiç istemeyiz ama hiç belli olmaz kümeye bile düşebiliriz.
Benden hatırlatması!..