Sağlık

İyi huylu prostat büyümesi tedavisindeki yeni nesil tedaviler yaşam kalitesini artırıyor

Yeditepe Üniversitesi Kozyatağı Hastanesi Üroloji Uzmanı Doç. Dr. İlter Alkan, lazer teknolojilerindeki gelişmelerin, ürolojik cerrahi için de büyük değişiklikler yaşanmasını sağladığını, özellikle son yıllarda bu alandaki ilerlemelerin gerek hasta gerek hekim açısından önemli kolaylıkları beraberinde getirdiğini bildirdi.

Hastaneden yapılan açıklamada görüşlerine yer verilen Alkan, genellikle ileri yaşlarda ortaya çıkan iyi huylu prostat büyümesinin erkeklerin hayat kalitesini etkileyebilen önemli sorunlardan biri olduğunu belirtti.

Alkan, 'Bu konudaki en güncel teknolojik gelişmelerden biri Thulium Fiber Lazer (ThuFLEP). Her boyuttaki prostat ve her yaştaki hastaya uygulanabilen tedaviyle, hastaların operasyon sırasında ve sonrasında olası yan etkileri çok azalıyor ve operasyon sonrası yaşam kalitesini artıyor. İyi huylu prostat büyümesinin ürolojik hastalıklar arasında en sık görülenlerden biri.' ifadelerini kullandı.

Alkan, lazer teknolojilerindeki gelişmelerin, ürolojik cerrahi için de büyük değişiklikler yaşanmasını sağladığını, özellikle son yıllarda bu alandaki ilerlemelerin gerek hasta gerek hekim açısından önemli kolaylıkları beraberinde getirdiğini aktardı.

- 50 YAŞINDAN SONRA ERKEKLERİN YÜZDE 50'SİNDE PROSTAT BÜYÜMESİ GÖRÜLÜYOR

İyi huylu prostat büyümesi ve prostat kanserinin karıştırılmaması gerektiğini belirten Alkan, 'Literatüre bakıldığında 50 yaşından sonra erkeklerin yüzde 50'sinde prostat büyümesini görülüyor. Yaş arttıkça yüzde de artıyor. Örneğin 60-70'li yaşlarda yüzde 70-80'lere kadar ulaşıyor.' bilgisini paylaştı.

Doç. Dr. Alkan, kapalı yöntemle yapılan ameliyatta prostatın iyi huylu büyüyen dokusunun (adenom) tamamını almanın mümkün olduğunu, böylece hastaya önemli kazanımlar sağladığını belirterek, tedavinin en önemli özelliklerinden birinin derinlik alanının çok düşük olması olduğunu kaydetti.

- 'HASTALARIN İLAÇ KULLANMASINA RAĞMEN YILLAR İÇERİSİNDE ŞİKAYETLERİ ARTABİLİYOR'

Alkan, iyi huylu prostat büyümesi tedavisinde her prostat büyümesinin cerrahi müdahale gerektirmediğini bildirdi.

Hastanın hafif şikayetleri varsa, idrar testine baktıkları zaman çok tıkanık görülmezse ve günlük hayatını çok etkilemiyorsa sadece ilaç tedavisi uygulayabildiklerini ifade eden Alkan,'Bazen hastaların ilaç kullanmasına rağmen yıllar içerisinde şikayetleri artabiliyor. Bu durumda ameliyat planlayabiliyoruz. Bununla birlikte eğer hasta gece 3-4 kere idrara kalkıyor, kesik kesik ve zor idrar yapma gibi şikayetleri oluyorsa ve bunlar artık hastanın hayat kalitesini düşürüyorsa ameliyat düşünülür. Bu durumda hastayı değerlendirip işeme testi sonucunda da tıkanıklık ortaya çıkarsa ameliyat kararı veriyoruz.' görüşünü paylaştı.

- 'PROSTAT BÜYÜMESİ TEDAVİSİNDE AMELİYATI ENDOSKOPİK OLARAK YAPIYORUZ'

Prostat büyümesi tedavisinde kullanılan ThuFLEP yönteminin hastanın cinsel yaşamını etkilemediğini aktaran Alkan, şunları kaydetti:

'Bugün prostat büyümesi tedavisinde ameliyatı endoskopik olarak yapıyoruz. Hastaların cinsel hayatlarını etkileyecek bir problem görünmüyor. Sertleşme problemlerini görmüyoruz. Hastamızın ameliyat öncesi durumu cinsel hayatında sertleşme durumu nasılsa aynen devam ediyor. Prostat kanseri ameliyatlarından sonra bu risk daha fazladır. Dolayısıyla prostat kanseri ameliyatıyla iyi huylu prostat büyümesi ameliyatını karıştırmamak gerekiyor. İyi huylu prostat büyümesi ameliyatlarından sonra sertleşme ve ereksiyon problemleri görülmez. İyi huylu prostat büyümesi ameliyatlarından sonra cinsel ilişki sonrası meninin gelmemesi durumu görülebilir. Özel teknikler uygulanmadıkça yüzde 70 oranında bu durumu görebiliyoruz. Bütün dokunun alınması çok etkin bir yöntem ancak kuru boşalma gibi bir etki olabiliyor. 60-70 yaşında hastalarımızda bu yan etki çok önemli olmayabiliyor ama genç yaşlarda bu yan etki önem kazanabiliyor. Prostat büyümesi nadiren 45'li yaşlarda da yüzde 8 oranında görebiliyoruz, bu yaş grubunda özellikle hastanın çocuk isteği varsa bu durum önem taşır. Bunlarda da özel teknikleri uygulayarak bu oranı düşürebiliyoruz. Boşalma fonksiyonunu korumak açısından bu yan etki oranını yüzde 70'lerden 10'lara düşürebiliyoruz.'