Gündem

Göğüs Hastalıkları Uzmanı Kırşehirli hemşehrimiz Dr. Berker Öztürk, gazetemize değerlendirdi…

Akciğer Sertleşmesi nedir? Belirtileri, tanı ve tedavi yöntemleri nelerdir?

Kırşehir Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde görev yaparken kendi isteği ile istifa ederek göstererek görevinden istifa ederek Nevşehir’deki Özel Kapadokya Hastanesi’nde  çalışmaya başlayan Göğüs Hastalıkları Uzmanı Kırşehirli hemşehrimiz Dr. Berker Öztürk, 14-21 Eylül Akciğer Sertleşmesi Farkındalık Haftası nedeniyle gazetemize bir açıklama yaptı.

Akciğer Sertleşmesi, tıpta İdiopatik pulmoner fibrozis (İPF) olarak bilinen hastalığın önemine dikkat çeken Dr. Berker Öztürk, açıklamasında, “Daha çok ileri yaşta ve daha çok erkek erişkinlerde görülen, akciğerlerde bulunan hava keseciklerinin (alveollerin) duvarlarının nedbe benzeri doku (skar) ile kalınlaşması ile seyreden, uzun süreli öksürük, nefes darlığı, yorgunluk nedeni olabilen, nedeni bilinmeyen bir akciğer hastalığıdır. Daha çok 50 - 85 yaşları arasında görülür, erkeklerde kadınlardan daha sık görülmektedir. Nadiren aynı ailenin bireylerinde izlenebilir. Hastalığın en sık belirtileri, nefes darlığı ve kuru öksürüktür. Günlük aktiviteler nefes darlığı varlığı nedeniyle yapılamaz hale gelebilir. Çomak parmak adı verilen parmak uç kısımlarında ağrısız şişlikler görülebilir. Bu nedenle hastalarımızın yılda bir kez sağlıklarını kontrol ettirmelerini tavsiye ediyoruz” ifadelerini kullandı.

Dr. Öztürk, açıklamasının devamında şu bilgileri verdi:

“Akciğerlerin en önemli görevi tüm vücuda oksijen sağlamaktır. Nefes aldığımızda hava, burun veya ağızdan geçerek önce büyük hava yolları, ardından küçük hava yollarına, son olarak da sayıları 300 milyonu bulan küçük kesecikler olan alveollere ulaşır. Küçük kan damarları bu keseciklerin komşuluğunda bulunmaktadır. Nefes aldığımızda oksijen bu keseciklerin duvarından geçer, oradan da küçük kan damarlarının içine girerek kalbe taşınır.

“İPF (Akciğer Sertleşmesi)’de kan damarları ile kesecikler arasındaki alan doku kalınlaşır ve oksijenin  bu küçük damarlara geçişi zorlaşır. Bu nedbe dokusu akciğerleri katılaştırır ve hava ile dolmasını zorlaştırır; akciğerler, normalden daha az hava ile dolma kapasitesine sahip olur. Bu azalmış kapasite ve oksijenin keseciklerden kan damarlarına geçişinde bozulma nefes darlığına yol açar. Zamanla akciğerler daha çok katılaşır, oksijen geçişinde bozulma daha çok artar. Kandaki oksijen seviyelerinin düşük olması da eğer tedavi edilmezse akciğer hipertansiyonu denilen duruma yol açarak kalp yetmezliğine yol açabilir. 

“Skar dokusu gelişimi genellikle zamanla artar ve genellikle geri dönüşsüzdür. Skar dokusunda artış hızı kişiden kişiye değişir. Bazı hastalarda hastalık yavaş seyirli olabilmekle birlikte bazı hastalarda solunum hızla kötüleşebilmektedir. Teşhise kuru öksürük ve nefes darlığı ile başvurduğunuzda doktorunuz tarafından İPF’den şüphelenilmesi ile gidilir. Akciğerlerde benzeri değişikliklere yol açabilecek nedenlerin sorgulanması ve diğer hastalıkların dışlanması önemlidir. Muayenede derin nefes alma sırasında doktorunuz tarafından  solunum seslerinde çıtırtı benzeri solunum sesleri işitilir. Bu belirti ve bulgular ile göğüs hastalıkları uzman hekimi akciğer grafisi, solunum fonksiyon testleri, kan oksijen düzeyi ölçümü, akciğer tomografisi, ekokardiyografi  ve akciğer biyopsisi gibi tetkikler isteyebilmektedir. Kimi hastalarda akciğer tomografisi ile tanı konulabilmekte olup biyopsiye gerek görülmeyebilir. Biyopsinin gerekli olduğu durumlarda biyopsi, genellikle genel anestezi altında göğüs duvarına açılan küçük bir kesinin ardından bükülebilir bir kamera aracılığıyla akciğer dış yüzünün görüntülenmesi ve uygun alandan biyopsi alınması yöntemi ile alınır. Alınan biyopsi histopatolojik incelemeye tabi tutulur.

“Günümüzde İPF hastalığının ilerlemesini yavaşlatmak ve semptomların etkili bir şekilde yönetilmesine yardımcı olmak için tedaviler mevcuttur. Doktorunuz belirtilerinizi, hastalığınızın evresini ve genel sağlık durumunuzu göz önünde bulundurarak sizin için en uygun tedaviyi belirleyecektir. Bunun yanında oksijen desteği,  akciğer tansiyonunun tedavisi de uygulanmalıdır. Günlük egzersiz eğitimi, nefes egzersizlerini, beslenme eğitimini içeren, stresle baş etme yolları açısından destek sağlayıcı pulmoner rehabilitasyon uygulanmalıdır.  Sigara kullanılıyorsa bırakılmalıdır. Akciğer nakli, yaşam süresini uzatan, yaşam kalitesini arttıran önemli bir tedavi seçeneğidir. Ancak akciğer nakli, büyük ve riskli bir cerrahi müdahaledir; organ reddini önlemek için yaşam boyu immun sistemi baskılayıcı ilaç kullanımı gerektiren bir durumdur. Bu nedenle kar-zarar hesabı yapılarak seçili hastada önerilebilmektedir. İPF hastalığı kronik bir hastalık olup atak adı verilen hastalıkta ani kötüleşmeler ile seyredebilmektedir. Bu ataklara neden olabilecek olan solunum yolu enfeksiyonlarından korunma yöntemleri kullanılmalı, zatürre aşısı ve yıllık grip aşıları olunmalıdır.

“İPF ile ilgili genel bilgiler bu şekilde olmakla birlikte, hastalık her hastada farklı seyredebilmektedir; hastalığınız hakkında bilgiyi doktorunuzdan almanız en uygundur.”

Dr. Berker Öztürk, 14-21 Eylül Akciğer Sertleşme Haftası nedeniyle yaptığı açıklamada Kırşehir’deki tüm hemşehrilerine sağlıklar diledi.