Kırşehir'de bu yıl 18-24 Eylül tarihleri arasında kutlanacak olan Ahilik Haftası kutlamaları öncesi Ahi Evran kimdir? Ahi Evran nereli ve türbesi nerede? Ahilik nedir? soruları sıkça araştırılmakta.
Peki Ahi Evran kimdir? Ahi Evran nereli ve türbesi nerede? Ahilik nedir? Her sene düzenli olarak kutlanan ve Ahiliğin Başkenti Kırşehir'de düzenlenen etkinliklerle anılan Ahi Evran kimdir? sorularının cevabını sizler için derledik.
AHİ EVRAN KİMDİR?
Asıl adı Nasıruddin Mahmud Ahi Evran bin Abbas olan Ahi Evran, 1171 yılında Azerbaycan'ın hoy şehrinde doğmuş ve 1262 yılında Kırşehir'de vefat etmiştir. Ahi Evran, ilk eğitimini hoy'da almıştır. Ahmet Yesevi'nin talebelerinin sohbetlerinde bulunmuştur. Hacı Bektaş veli ve Mevlana ile aynı dönemde yaşamıştır.
Ahi Evran´ın asıl adı Nasir üd-din EbüI-Hakäyik Mahmud El Hoy olarak kayıtlara geçmiştir.Herkesin korkup kaçtığı evran denen büyük bir yılanın onu görünce sakinleşmesi ve itâat etmesi dolayısıyla "Evran" diye anılmıştır.
Ahi Evran Orta Asya'dan Anadolu'ya gelen alperenlerden biridir. Denizli, Konya ve Kayseri gibi şehirleri gezerek Ahilik teşkilatının kurulması ve yayılmasında önemli rol oynamıştır. Asıl mesleği debbağlıktır (deri işleme sanatı). Osmanlı Devleti zamanında Ahi Evran'ın esnafın piri olarak kazandığı ün Anadolu, Rumeli, balkanlar ve Kırım'a kadar yayılmıştır. Ahi Evran, Moğol istilasından kaçarak Anadolu'ya gelen sanatkâr ve tüccarların dayanışmasını sağlamıştır. Onlar arasında sağlam bir birlik oluşturarak kaliteli mal üretmelerini teşvik etmiştir. Daha sonra Kırşehir'e yerleşerek vefat edinceye kadar burada yaşamıştır.
Ahi Evran'ın Kırşehir'de kurduğu Ahilik Evran Zaviyesi, 20. yüzyılın başlarına kadar etkisini sürdürmüş esnafın manevi bir merkezi olmuştur. Ahilik mensupları; toplanıp sohbet edebilecekleri ve misafirleri ağırlayabilecekleri dergâhlar kurmuşlardır.
Ahi Evran, kurduğu inanç düzeni ile esnafı örgütledi. Ahlaki ve sosyal kurallarla dayanışmayı sağladı, ekonomik hayatı canlandırdı. Ahlakla sanatı bir ahenk içerisinde birleştirdi. Ahi Teşkilatını kurdu ve bütün Anadolu'ya yaydı. Ahi Evran 92 yaşında Kırşehir'de vefat etti.
AHİLİK NEDİR?
Ahilik, Ahi Evran Hazretleri tarafından Hacı Bektaş-ı Veli’nin tavsiyesiyle kurulan esnaf dayanışma teşkilatıdır. Horasan Kökenli olup Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde Anadolu’da yaşayan Türkmen halkın sanat, ticaret, ekonomi gibi çeşitli meslek alanlarında yetişmelerini ve gelişmelerini sağlayan, onları hem ekonomik hem de ahlaki yönden yetiştiren, çalışma yaşamını iyi insan meziyetlerini esas alarak düzenleyen bir kuruluştur. Ahiliğin kendi kurulları vardır. Günümüzün esnaf odalarına benzer bir işlevi olan Ahilik iyi ahlakın, doğruluğun, kardeşliğin, yardımseverliğin kısacası bütün güzel özelliklerin birleştiği bir düzendir. Ahiliğin kurucusu Ahi Evran’a Ahi Baba da denir.
Ahi sözcüğünün kökeni hususunda esas olarak iki görüş bulunmaktadır. Bu görüşlerden ilki sözcüğün Arapça kökenli olduğudur. Buna göre Ahi sözcüğünün anlamı “kardeşim”dir. Bu görüşü savunanların temel dayanağı, Ahiliğin, ilk olarak Araplarda ortaya çıkan Fütüvvet Teşkilatı temelinde oluştuğudur. Dolayısıyla sözcüğün kökeninin Arapça olması gerektiğidir. İkinci görüşe göre ise; Ahi sözcüğü Türkçe “akı” sözcüğünün zamanla değişimi sonucu oluşmuştur. Bu görüşün dayandığı temel nokta ise eski Türkçe metinlerdir. Bu metinlerde “akı” sözcüğü cömert, eli açık anlamlarında kullanılmıştır.
Ahilik Teşkilatı Özellikleri ve Faydaları
Ahilik bazı insanlar tarafından Osmanlı Devletine zarar vermiş bir kuruluş ve oluşum olarak varsayılsa da aslında Ahilik Teşkilatı’nın Osmanlı Devleti’ne yararı oldukça fazladır.
Ahi Teşkilatı 13. yüzyılda kurularak Osmanlı Devleti’nin kalkınmasına ve süregelirliğine büyük ölçüde katkı sağlamıştır. Bunun sebepleri genel olarak doğru yönetim biçimi, doğru üye seçimi, doğru ceza verimi, doğru denetim ve doğru eğitim başta gelmek üzere sıralanabilir. Bazı insanların düşünceleri karşı yönde olsa da teşkilat kesinlikle Osmanlı Devleti’ne yararlı olmuştur.
Ahiler Nasıl Eğitilirdi?
Ülkede her yerde olduğu gibi bu teşkilatta da eğitim alınmaktadır. Teşkilatta eğitim, Ahiliğin ilke ve amaçları doğrultusunda gerçekleşmiştir. Bu eğitim; örgün, yaygın ve mesleki eğitim olarak üç şekilde verilmiştir. Ek olarak Ahilik eğitiminde dönemin şartları, toplumun ihtiyaç ve beklentileri ön planda tutulmuştur. Bazı insanlara göre teşkilatta eğitim gereksinimlere göre olmadığından ötürü topluma yararı dokunmayan insanlar yetişmiştir. Bu yanlıştır. Meslek edinmeye yönelik olarak verilen eğitim, iş başında usta-çırak ilişkisine dayanan bir eğitimdir. Meslek adayı olan kişi, aday olduğu sanat dalının yapısına göre çocuk yaşlardan itibaren yamak, daha sonra çırak, kalfa ve sonunda usta olarak eğitimini tamamlar. Bu eğitim sürecinde, bir yandan meslek öğrenirken, diğer yandan da Ahi tekke ve zaviyelerinde dönemin bilgilerini edinir. Bu alıntıdan da anlayabileceğimiz gibi teşkilatta eğitim olması gereken gibidir. Yani herkes topluma yararı dokunabilecek ve kendi istediği bir alanda uzmanlaşmak için eğitimini alır. (HABER: FAHRETTİN TOKER)