“Bu dünya can sıkıcı bir yerdir, eziyetiyse zamanındadır. Hayata pencereden bakanlardan olma hayata karış karış ki zaman kısalsın ve yaşadım de!”

                                                                          Yaprak KARAHAN- Çokgözlü Mavi

Duygularımızın zamana etki eden bir yanı vardır. Eğer acı içindeysek bir türlü geçmek bilmez. Her saniyesi adeta bir yılmış gibi hissettirir. Sıkılıyorsak da bir türlü geçmek bilmez, uzar da uzar. Bir şeye gecikmişsek de ne kadar da hızlıdır, onun hızına yetişemediğimizle kalırız. Hele ki mutluluk zamanları en kısa zamanlar oluverir. Tadını damağımızda bırakıverir.

Diğer yandan zaman insanoğlunun değerlendirme noktasında en zayıf ve genelde başarısız olduğu bir olgudur. Pek çok insan zamanı değerlendiremeden, yapması gerekenleri yapamadan kursağında kalan hevesleriyle bu dünyadan göçüp gider.

            Bir yandan da zaman, insanoğlunun ‘bilinçdışı’ bir yaklaşımıdır. Ölüm gerçeğine rağmen sonsuza dek yaşayacakmış gibi davranışlarıyla şaşırtıcıdır.

            Bilimsel olarak zaman ise uzay boyutu olmayan, ölçülebilen bir süreçtir. Geçmiş, şimdi ve gelecek bir bütün olarak ele alındığında olayların ya da varoluş durumlarının devam eden, belirsiz süreci olarak tanımlanır.

            Albert Einstein’ e göre zaman göreceli bir kavramdır. Uzay ve zaman bir algıdan ibarettir. Bir cismin hızına ve konumuna göre zaman hızlı ve yavaş geçer. Bir cisim hızlandıkça o cismin üzerinden geçen zaman yavaşlamaktadır.

            Newton’a göre zaman mutlaktır ve uzayın her noktasında aynı hızla akar. Bizim bir saniyemiz ile başkalarının bir saniyesi arasında fark yoktur.

            Ahmet Hamdi Tanpınar ne içindedir zamanın ne de büsbütün dışında yek pare geniş bir anın parçalanmaz akışındadır.

Peki size göre zamanın nedir? Geriye baktığınızdaki pişmanlıklarınız ya da saplanıp kaldıklarınız mıdır?  Uyumuna yetişemediğiniz midir? Herhangi bir eylemine( sosyal medya gezintisi, aşırı uyku, aşırı yemek, melankoli, başkalarının hayatlarına odaklanıp kalma, aşırı çalışma, kendinle ilgilenme, duyarsız olma, sağır sultanı, kör şeytanı oynama, bir tutkuya sarılma…) saplanıp kaldığınız mıdır?

En başında Çokgözlü Mavi adlı romanımdan yazdığım alıntıda olduğu gibi ‘can sıkıcı mıdır?’

            Zamanın kısalması elbette olumludur. İşlerin yolunda ve mutlulukla, huzurla geçtiğinin belirtisidir. Bu ise anlamlı bir amaca, hayatından memnun olmaya, payına düşen ya da düşenleri şükürle karşılayıp değerlendirmeye, tadını çıkarmaya bağlıdır genel anlamda.

            Bir yandan da zaman bu elbette bazen canımızı sıkacak, bazen köşeye sıkıştıracak. Bazen yüreğimizi paramparça edecek. Bizimle dalgasını geçecek. Bazen ağlatıp bazen güldürecek. Bazen dakikalarca boş boş bir noktaya baktıracak. Yoksa bu kalplerimizi taşımanın ne anlamı olabilir ki?