Pilli saatler her zaman kullanılıyor ve kullanılmaya devam ediyor. Son dönemlerde teknolojinin gelişmesiyle cep telefonlarımıza giren saatin, yıllar yılı kullanılan ve hâlihazırda kullanılmaya da devam eden pilli saatleri rafa kaldırdığı söylense de, saat tamircileri, bu düşünceye katılmıyor. Pilli saatlerin her dönem kullanıldığını ve kullanılmaya devam ettiğini vurgulayan Tamirciler, yıllarını verdiği mesleğinde sabır ve titizlikle çalışmaya devam ediyor.
En küçük parçaları büyük bir titizlik ve sabırla duvar, masa veya kol saatlerine yerleştiren işin ustaları, kullandıkları malzemelerle ‘ince işçilik’ kavramının hakkını veriyor. İnsan hayatına böylesi bir anlam katan saat; sabır, dikkat, titizlik ve ince işçilik gerektiren, büyük bir özveri ve el işçiliğiyle gerçekleştirilen mesleklerden biri olan saat tamirciliğini olmazsa olmaz hale getiriyor.
Zamanı en iyi anlatan ve o zamana anlam katan saat; dakikanın, günün, haftanın, ayın ve yılların geride bırakıldığını gösteriyor bize. Zamanın nicelik olarak var olduğu andan itibaren hayatımızda olan saat, farklı çeşitleriyle günümüze kadar varlığını korumuş ve korumaya da devam ediyor.
İlimizde Saat Tamirciliği yapan esnaflar, duvar saatinden masa saatine, kol saatinden diğer tüm pilli saatlere kadar her türlü saatin tamirini yapan bir zaman ustası.
Her çeşit saat tamirini yapabildiklerini söyleyen zaman ustaları, Yılların verdiği tecrübe ve ustalıkları, Her çeşit saatin tamirini yaparım. Kişi, masraftan kaçınmadıkça tamir edilemeyecek hiçbir saat yok. yüz yıllık saati de bir senelik saati de tamir ederiz”
Pilli saatlerin gelişen teknolojiye yenik düştüğü görüşüne katılmadığını ifade eden saat ustaları, teknoloji ne kadar gelişirse gelişsin özellikle pilli kol saatlerinin her dönemde kullanıldığını söyledi.“Ben saat kullanmam diyen insanların bile en az 3-4 tane saati var.” diyen Ustalar, saatlerin telefona hapsolmadığını, aksine pilli saat olmak üzere pek çok saat çeşidinin kullanılmaya devam ettiğini vurguladı.
Saat tamirciliğinin titiz bir çalışma ve ince işçilik gerektirdiğini dile getiren Ustalar, pilli saatlerin tamirinde kullanılan vidaların çok küçük boyutlarda olduğunu, küçük boyuttaki bu vidaların ince işçilikle doğru bir şekilde yerleştirilmesi gerektiğini ifade etti.
ustalar, saat tamirciliğinin büyük bir sabır gerektirdiğine vurgu yaparak, “Kullandığımız parçaların küçüklüğü bu işte dikkatli ve sabırlı olmayı gerekli kılıyor. Herhangi bir parçanın kaybedilmemesi önemli. Çünkü kaybettiğiniz parçayı tekrar bulmak ya da o parçayı getirtmek zaman alıyor.”
Zaman Ustaları, meslekte yaşadıkları sorunların ise genellikle parçaların temin edilmesinden kaynaklandığını ifade ederek, saat tamirinde kullanılan parçaların tamamının yurt dışından geldiğini, zaman zaman yaşanan fiyat artışlarının parçaların fiyatlarını etkilediğini söyledi.
“İşimizde kullandığımız ve istenilen parçalar dolar karşılığında geliyor. Haliyle zaman zaman döviz kurunda yaşanan artış, bize gelen parçaların fiyatlarını da etkiliyor. Yüksek fiyattan aldığımız parçaları da müşteriye yansıtmak durumunda kalıyoruz.”
“saat tamirinde kullanılan parçaların yurt dışından temin edilmemesi için üretim gerekli, ancak Türkiye’de işçiliğin pahalı olmasından kaynaklı olarak imalatın yapılamadığı dile getirildi.
“Biz de işçilik pahalı. Bu da üretim alanında fazla kişinin istihdam edememesine ve haliyle üretimin istenildiği gibi yapılamamasına neden oluyor.”
ESKİ SAATLER ANTİKA OLDU
Zaman Ustaları, saat sanayisi sektörünün geliştiğini ve her an adeta yeni bir moda yaratarak saatin anlamının boşaltıldığını vurguladı.
“Teknolojinin gelişmesi saate olan ilgiyi düşürdü. Elektronik saatler çıktıktan sonra kurmalı saatlere ilgi kalmadı. Pilli saatlerin albenisi ve modeli çok, ama birçoğunun tamiri yok. Bunların büyük bölümü de Çin malı. Ayrıca cep telefonlarının hayatımıza yerleşmesiyle saatlere rağbet azaldı. Çoğu insan saat bile takmıyor. Telefonlarından zamanı takip ediyorlar. Hâlbuki her aletin farklı bir fonksiyonu ve anlamı vardır. Saatler zamanın takipçisi ve göstergecisiydi. Şimdi ki zamanda olduğu gibi moda trendleriyle eşdeğer değillerdi” denildi.
