Bu hayatta inandığım ne varsa sıkı sıkı tuttum ve hiç bırakmadım. İnanmadığım hiçbir şeyin yanında durmadım. “Benim yolum başka “ emekten daha özgür ne olabilir. Bu nezaketsizlik değil aksine dürüstlük ve erdemdir.
Evet, tam da bugün kendin için bir şey yap ve kendine iyi gelmediğini düşündüğün bir rutininle vedalaş.
Senin yolun başka…
Bazen değişimler için kocaman sil baştanlar gerekir diye düşünür hiç başlamayız. İnan bana öyle değil küçük adımlarla, minik minik değişir ya da yenilenir çok şey. Telaşsız sindirerek ama emin ve kararlı. Sigara, kilo, o sana iyi gelmeyen arkadaş, boynunu ağrıtan yastık, ayağını sıkan ayakkabı, midene dokunan yemek, ruhuna öküz oturmuş gibi hissettiren ve sana çok ağır gelen bir insan, yolunda gitmeyen bir ilişki, enerjini düşüren, senin derdin yokken sana bilenen ya da seni kıskanan o insan . Artık her neyse.
Dağınıklığın mesela. Her çekmeceyi açtığında o sana küçülen ya da teki olmayan çoraplardan ne zaman kurtulacaksın? Çıkmıyor işte teki, çıksa ne olur? Çıkar diye bir ömür beklemek niye? Çıkarsa da çıksın o kadarmış ömrü.
Yada okuduğun vermek istemediğin kitaplar… Bırak başkası da okusun, hafifle…
Her an değişiyoruz ve bu çok güzel
Yol son nefese kadar uzanıyor ve değişim en yakın dostumuz. Düşünsene bu hayatta sana verilen en güzel hak “İstersen değiştirebilme gücünün olduğunu bilmek”…
Hayat bazen mücadele ettiğimiz, bazen dans ettiğimiz, bazen suyun akışına eşlik ettiğimiz bir yer.
Yaşam renkleri ile ve farklılıklarıyla güzel.
Hep aynı gitmez yaşam, bazen zorlanmak da seni sen yapar, sana seni katar...
Bazen yorulunca duraksamak da nefes almanı hatırlatır, her şey üst üste gelince her şeyi sallayıp içinden geleni yapmak da…. Bu yüzden tek bir renk sanma yaşamı , kendini tek bir eyleme, tek renge mahkum etme…
İzin ver yaşam aksın, ihtiyacın ne ise o yöne doğru…
Sana da bulaşsın istedim…
Çünkü bu hayatta dünyayı iyilik kurtaracak.
Şimdi bir derin nefes…