“O zaman ki adıyla Birinci Lig’te ilk haftalar zor ve kötü günler geçirdik. Ligin alt sırasına  demir atmıştık. Hoca değişiklikleri ve ara transferde alınan kaliteli futbolcularla süratle üst sıralara yükseldik. Göreve yeni gelen hocamız Kırşehirspor’un 1969 yılında ilk hocası olan Muhittin Kıpçak’tı. Özellikle deplasmanlarda çok zor maçları kazanmıştık.

Yeri gelmişken birinci ligde sizlerle bir anımı paylaşayım:

“Eskişehir Demirspor ile deplasmanda oynuyoruz. İki takım da düşme hattında. Ben dahil takım halinde çok iyi oynuyoruz. Maçı kazanacağımıza inanıyoruz. Ancak bir futbol şansızlığı yaşadım. Orta sahada rakibe bir top kaptırdım. Adam 35 metreden vurdu kaleci Mehmet Kulaksızoğlu  top tıngır mıngır gelirken bize ‘ileri gidin’ diye işaret ediyordu. Orta sahaya yürüdüm, döndüm. Top filelerimizde. Mehmet yumurtlamıştı. Bu golden sonra seyircimiz bana küfürler etti. Soyunma odasına girdik, rahmetli hocamız Muhittin Kıpçak genel bir eleştiri sonrası takımın en iyisi olduğum halde bana yüklenmişti. Çok şaşırmıştım. Ayakkabılarımı çıkardım. Hoca bana ‘benim olduğum yerde izinsiz kimse ayakkabılarını çıkaramaz’ dedi. Ben de alttan almadım ve formamı çıkartarak üstüne attım ve ‘İyi oynayan oyuncularımızı oynatın’ dedim, duşa girdim. Kaleci Mehmet beni duştan zorla çıkardı. Yalvarıyor, ‘hata benim, bize söyleyemedi, seni fırçaladı’ diyerek sahaya çıkmamı istedi ve herkes sahaya çıkmıştı.

“Kaleci Mehmet bana ıslak ıslak formamı giydirdi ve soyunma odasından çıkarken Muhittin Hoca omzumdan yakaladı, ‘Ne yapıyorsun sen, kasıtlı yüklendim sana. Diğerleri ders alsınlar. Çık topunu oyna’ dedi. İkinci yarının ortaları muhteşem bir gol attım. Bu golden sonra seyirci beni istedi ve ‘Büyük kaptan buraya’ diye bağırdılar ama elimin tersiyle iterek cevap verdim onlara. Maçın sonları sağ taraftan serbest vuruş kazandık. Arka direkteki Suat’a adrese teslim bir top attım. Suat kafayı uzattı, dokundu gol oldu. Bu golden sonra da seyirci yine beni istedi, ama ben gitmedim, çünkü ben bu maçta oynadığım futbolla küfürü hak etmemiştim. Zorlu maçı 2-1 kazandık. Bu sonuçla Muhittin Hocamın bana yüklenmesinin ne kadar yanlış ve haksız olduğunu kanıtlamıştım.

“Maçtan sonra yolda otobüslerimizi durduran seyirciler yine beni istediler, özür dilediler ve barıştık. Sonuçta hepimiz Kırşehirsporluyduk.

“Lafı uzatmayalım, Futbolu bıraktıktan sonra Kırşehirspor’da Teknik Direktör Fehmi Kuş’un yardımcı hocası olarak görev yaptım. Bunun dışında zaman zaman 3-4 kez  tek başıma hocalık yaptım. Hepsinde de başarılı oldum. O yılları bilenler bilir futbolculuk ve hocalık yıllarında hiç para almadım. Helal, hoş olsun memleket hayrına çalıştık.

“Kırşehirspor’un zor zamanlarında bunu birinin yapması gerekiyordu o kişi de bendim.  Sonra gezginci olmamak için hakemliği tercih ettim. Orada da büyük bir şans teptim. Hakemlikte ki birkaç yılımdan sonra Federasyon Hakem İşleri Müdürü  beni arayarak Ankara’ya tayin olmamı istedi. Sebebini sorduğumda ‘listeye alındığımı ve şimdiki adıyla Süper Lig’de maç yöneteceğimi ve Süper Lig hakemi olacağımı söyledi. Gitmedim o fırsatı da teptim. Çünkü amacım ömrünü Kırşehir’e adamış, Kırşehir sevdalısı birisi olarak Kırşehir Bölgesi Hakemi olarak görev yapmak ve  bu sayede Kırşehir’den hakem yetiştirmek, onlara yardımcı olmaktı. Ancak daha sonra  bu düşüncemde hatalı olduğumu anladım. Halbuki Ankara Bölgesi Hakemi olarak Süper Ligde görev yaparak da Kırşehir’de yetişecek hakemlere yardımcı olabilirdim.

“Kırşehir aşkı, sevdası, sevgisi her şeyin üstündeydi. Kırşehir için yapmış olduğum bütün fedakarlığıma rağmen hiçbir zaman kıymetimiz bilinmedi. Ne yazık ki üzülerek söylüyorum. Şimdi Kırşehirspor’un yanına dahi yaklaşamıyorum. İşin içine kişisel çıkarlar ve siyaset giriyor, verilen sözler yerine getirilmiyor, Ben ve benim gibi Kırşehirspor’a emek vermiş Kırşehirspor sevdalıları hep dışarıda kalıyor. Kırşehir’in hayrına bir çivi çakmamış ve Kırşehirspor’da top oynamamış kişiler hiç hak etmedikleri halde protokol tribününe alınarak maç seyrederlerken, Kırşehirspor’a büyük emekler vermiş, sakatlanmış, sağlıklarından olmuş futbolcu arkadaşlarımız protokol tribününde maç seyredemiyorlar.

“Geçen seneye kadar hem futbolcu, hem spor köşe yazarı olarak protokol tribününde sadece ben maç seyrediyordum, ama geçen yıl Kulüp Başkanı Çağatay Han Torun’un isteği üzerine benimle beraber yıllardır Kırşehirspor’da top oynamış Muzaffer Atabay ile benim yetiştirdiğim futbolcum ve aynı zamanda öğrencim olan Osman İlhan’da protokolde maç seyretmeye başladılar.

“Çağatay Başkandan ricam bu sezon daha fazla eski Kırşehirsporlu futbolcunun  protokolde maç seyretmelerini sağlamasını ve bu konuda Osman İlhan’la görüşmesini rica ediyorum.

“4 yıl önce Kırşehirspor’un altyapı sorumluluğuna getirildim. Başarılı olacağıma, bir şeyler yapacağıma inanmıştım ama ne göreyim hep engellendim. 2 sezon sabrettim ama alt yapıya bir çorap dahi almadılar.

“Futbol okulu açmak istedim, hocam bize masraf açma dediler. Şu an yurt dışındayım alt yapı ile ilgili paylaşımlar alıyorum. Umarım doğrudur,  devamı gelir. Çünkü kurtuluş kendi çocuklarımızdadır. Derdim büyük, anılarım çok, yazacak o kadar çok şey var ki sayfalar yetmez. O nedenle bu kadar yeterli diyerek bu hafta  başlayacak TFF. 2. Lig yeni sezonunda Kırşehirspor’a başarılar diliyorum.”

Deplasmanda bir galibiyet daha… Deplasmanda bir galibiyet daha…

Biz de “Kırşehir Çiğdem” Gazetesi olarak Kırşehirspor’un unutulmaz futbolcularından Abdurrahman Cem’e hem bizimle paylaştığı bilgiler, hem de yeşil-beyazlı ekibimize verdiği hizmetlerinden dolayı teşekkür ediyor, bundan sonrasında ki yaşantısında ailesiyle, çocuklarıyla, torunlarıyla ve tüm sevdikleriyle birlikte sağlıklı, huzurlu, mutlu ömürler diliyoruz.

Editör: İlknur öncü