KIRŞEHİRSPOR’A HİZMET EDEN UNUTULMAYAN SPOR ADAMLARIMIZ (6)

 

UNUTULMAZ FUTBOLCULARIMIZDAN ABDURRAHMAN CEM

“Kırşehir Çiğdem” Gazetesi olarak Kırşehirspor’a hizmet eden ve hayatta olan futbolcularımıza ulaşmaya, kendilerinden aldığımız bilgileri sizlerle paylaşmaya devam ediyoruz.

Bugünkü konuğumuz unutulmaz futbolcularımızdan, efsane golcümüz Abdurrahman Cem…

1951 yılında Kırşehir’de doğan ilk ve orta öğrenimini Kırşehir’de tamamladıktan sonra o zaman ki adıyla Kırşehir Öğretmen Okulu’nu bitirerek öğretmen olan  Abdurrahman Cem 1969 yılında kurulan 3. Profesyonel Futbol Liginde mücadele edecek Kırşehirspor’un ilk kuruluş kadrosundan itibaren Kırşehirspor’a hizmet etmeye başladı.

Abdurrahman Cem Kırşehir sevdalısı olup, birileri gibi “Kırşehir’den bir şey olmaz!” diyerek memleketini terk edip, gitmedi. Aksine elini taşın altına koyarak Kırşehir’e hizmet etmeyi amaç edindi.

Kırşehirspor’da futbolculuğunun yanı sıra, Kırşehirspor’un en zor günlerinde teknik adam olarak görev yaptı, alt yapısında görev alarak futbolcu yetiştirdi. Ayrıca futbolun yanı sıra Kırşehir’de  salon sporlarınında faaliyetlerde bulunması yönünde çalışmalar yaptı.

Kırşehir’de beden eğitimi öğretmeni olarak görev yaptığı tüm okullara hentbol; basketbol, futbol, voleybol gibi tüm branşlarda nice şampiyonluklar yaşattı, nice sporcular yetiştirdi.

Kırşehir’in evladı, efsane golcüsü ve spor adamı aynı zaman da gazetemiz Kırşehir Çiğdem’in köşe yazarı Abdurrahman Cem’in bizlere verdiği bilgileri sizlerle paylaşıyoruz:

“Bizim çocukluğumuzda futbol okulları yoktu. Mahalle aralarında Allah vergisi yetenekle kendi aramızda maçlar yapardık. Hayatım top oynamakla geçti. Övünmek gibi olmasın mahallenin büyükleri beni kendi takımlarına almak için savaşırlardı. Öğretmen Okulu’nda öğrenim gördüğüm yıllarda futbol, voleybol, basketbol, masa tenisi, atletizm takımlarında da yer aldım. O zamanlar sayı kısıtlaması yoktu.

“Beden Eğitimi öğretmenimiz  rahmetli Tilkici vardı. Bana ‘senden futbolcu olmaz oğlum’ derdi. Sebep olarak topu çok fazla havaya dikemediğimi söylerdi.

“Kılıçözüspor’da resmi futbol hayatım başladı. O yıllarda Kırşehir’de günümüzde Galatasaray-Fenerbahçe rekabeti gibi Kılıçözü-Esnafspor rekabeti vardı. Renk olarakta Esnafspor; sarı kırmızı, Kılıçözüspor  sarı-lacivertti.

“İlk resmi maçımı Esnafspor’a karşı oynadım ve benim attığım golle 1-0 kazandık. O sezon gol krallığını 12’ şer golle Vehbi ile paylaşmıştık. Şampiyon olduğumuz o sene Esnafspor beni almak için çok uğraşmıştı.

“1969 yılında Kırşehirspor kuruldu ve birçok Kırşehirli gibi beni de Kırşehirspor’a aldılar. Hiç unutmuyorum. 3000 TL’ye imza atmıştım. Tabi bu imza formaliteydi değil 3000 TL. 3 kuruş dahi almamıştım.

“Ligler başladı ancak ben üniversiteyi kazandığım için 7. haftada İstanbul’a üniversiteye okumaya gittim. Öğrencilik yıllarımda tavsiye üzerine Vefaspor Antrenörü Selahattin Torkal beni izlemiş, 3 ay peşime düşmüştü, ‘Gel hemen takımda oynamaya başla’ dedi.

“Nedenini burada anlatmak istemiyorum. Bir yıl sonra Selahattin Hoca Fenerbahçe’ye hoca olmaz mı ? Eyvah! Dedim ama atı alan Üsküdar’ı geçmişti.

“İstanbul Marmara Üniversitesi’nden mezun olduktan sonra öğretmen olarak Karabük’e atandım. Bir yıl sonra kulakları çınlasın Yücel İzmirli beni Karabükspor’a önermiş, seçmelere katıldım ve Yücel Hocayı utandırmadım.

“Hocamız Basri Dilimli’liydi. Kamp dönemi gayet güzel gidiyordu. Nasip işte Annem rahatsızlandı ve erken yaşta aramızdan ayrıldı. Babamı yalnız bırakmamak için tayin isteyip Kırşehir’e geldim. 2. Lig olacağına, 3. Lig olsun kendi memleketim olsun dedim. Kader işte geldiğim sene takım küme düştü ve oynama şansı bulamadım.

Başkan Torun: “Önce dostluk kazansın, sonra da kim iyi oynarsa o kazansın” Başkan Torun: “Önce dostluk kazansın, sonra da kim iyi oynarsa o kazansın”

“Uzun uğraşlardan sonra terfi liginde şampiyon olarak Kırşehirspor’u şimdiki adı Birinci Lig olan 2. Lige çıkarmayı başardık. Hocamız nur içinde yatsın Celal Genç’ti. Hacettepeyi Ankara Cebeci Stadyumunda 1-0 yenerek şampiyonluğu garanti etmiştik. Golü de ben atmıştım. Hem de öylesine muhteşem bir goldü ki halen hafızalardadır, orta sahadan atmıştım. Son maç Konya Ereğlispor ile Kayseri’deydi. Çim sahayı görünce aklımız başımızdan gitmişti. Maçı benim attığım iki golle 2-0 kazanmıştık.

“Bu maçta bir anım ise; maçı Kayserispor Hocası rahmetli Kadri Aytaç o zamanlar Kayserispor’da oynayan kardeşim Nihat’la birlikte seyrettiler. Kadri Aytaç beni kardeşim Nihat’a ‘kim bu, kaç yaşında?’ diye sormuş, kardeşim  ‘ağabeyim olur 35 yaşında’ demiş.

Oysa o zaman 28 yaşındaydım. Kadri Hoca 'Eyvah kaçırmışız’ demiş. Oysa Kadri Hoca önümüzdeki sezon için Gençlerbirliği’yle anlaşmış beni oraya götürecekmiş. Kardeşimin yaşımı yanlış söylemesinden dolayı bir büyük balığı daha kaçırmış oldum. (DEVAMI VAR)

Editör: İlknur öncü