“Sizler, yani yeni Türkiye’nin genç evlatları! Yorulsanız dahi beni takip edeceksiniz! Dinlenmemek üzere yürümeye karar verenler, asla ve asla yorulmazlar. Türk Gençliği gayeye, bizim yüksek idealimize durmadan, yorulmadan yürüyecektir.” M. K. ATATÜRK
Yazımızı kaleme alırken bilebilseniz neler geçti beynimden geçti ve hemen yansıdı gözümün önüne… Isparta, Barla ve Eğirdir üçgeni… Defalarca gelip gittiğim yollar… Okulumuz ve Gül Oberj Oteli, Recep Güllü ve diğerleri… Anılar şimşek şimşek çaktı, tomurcuk tomurcuk oldu ve renk ahenk çiçeklendi!
Eğirdir havzası içinde bulunan Barla, tarihsel arka planı çok eskilere dayanan bir yerleşim yeridir. Sahip olduğu coğrafi ve ekolojik özellikleri nedeniyle insanların eskiden beri yaşamayı tercih ettiği bir bölges olarak tanınmaktadır.
***
Ahmet Karaca ile tanışmamız, 1970’li yılların başlarına dayanır. Isparta-Eğirdir / Barla Kasabı İlkokulu Müdürlüğü ve Nahiye Müdürlüğü görevini yürüttüğüm yıllarda tanıştık. O yıllarda Karacaların Barla’da bakkal dükkânları vardı.
Gelen yabancılara karşı ailecek gerekli yakınlığı ve özveriyi gösterirlerdi... Babası Hafız Mustafa Kazım ve annesi Kevser, cana yakın insanlardı. Ailecek görüşürdük. Kardeşleri İsa ve Mehmet’in de rahmetli olduklarını öğrendim. Yerleri aydınlık olsun! Öğrencimiz olan küçük kardeşleri Recep’in İstanbul-Okmeydanı’nda emlakçılık yaptığı bilgisini edindiğimin yanı sıra onunla telefon konuşmasını da gerçekleştirdik.
Ahmet ile yıllar önce Şişli’deki işyerinde görüşmemiz oldu. Ne ki aradan yıllar geçti. Telefonlarımız kayıtlıydı. Yine bir görüşmemizde Beylikdüzü’ndeki işyerine davet etti. Bir süre sonra ziyaretimi gerçekleştirmek üzere bindiğim metrobüsten inerek gönderdiği aracı beklemeye başladım. Gelen araçla devasa sanayideki işyerinden içeri adımımı attım. Girdiğim upuzun salonda Ahmet’i masası başında ve iki konuğu ile görüşür durumda olduğunun ayırdına vardım. Gerekli karşılama ve tanışma sonrası gösterilen yere oturdum. İçeceklerimizi yudumlarken söyleşimiz sürdü. Barla’dan anımsadıklarımızı dile getirildi.
Yüzündeki gülme görüntüsü eksik olmayan Ahmet Karaca hakkında edindiğim iletişim bilgileri şöyle: (Mina Resim & Çerçeve ile Yasemin Resim-Çerçeve-Poster San. Dış Tic. Ltd Şti. Yakuplu Mah. Beysan San. Sitesi Fuar Cad. No:10/1-Beylikdüzü-İstanbul adresinde…Tlf numarası: 0212 325 15 50 - e-posta adresleri: minacerceve@gmail.com - info@balkayacerceve.com )
Ünlü İş İnsanı Ahmet Karaca, büyük işyerini gezdirdi. Çalışanları coşkuyla işlerinin başında gördüm. Mekiye Hanımla evlidir. Büyük oğlu Mustafa ve Ağrılı kaliteli gelini Eylem Hanımla tanıştık. İlk görev yerim olan Ağrı’dan söz ettik. Ayrıca Ahmet’in İzmir’de Burak ile İngiltere’de Abdullah adlı iki oğlunun daha olduğu bilgisini aldım.
Bürosunda tekrar yerlerimizi aldık. Geçmişin özetini yaparken gelecekteki planından da söz etti. Isparta’ya çerçeve fabrikası yapacağının planını anlattı.
Sonrasında sağlık konu açıldı. Kadıköy’de görev yapan Nöroşirürji Uzmanı Prof. Dr. S. Murat İmer’den övgüyle söz etti! Telefonla Asistanı Tarkan İncediş ile konuştuğu oldu. Yararlı olacağını hesaplayarak kartvizitini bana verdi. Barla ‘da Eğirdir Gölü kenarına ev yapmak düşüncesinde olduğunu da ekledi.
Söz sağlıktan açılmışken şunlara değinmeden geçemeyeceğim. Sadece ve sadece deneyimlerime ve duyduklarımı değinmek isterim:
Mutluluğun kaynağı yalnız para diyenler / Gönül rahatlığını bilmez, düşünemezler / Sağlık elden gidince yalnız ilaç yiyenler / Dirilse de geç kaldı ‘çok şükür’ diyemezler. Buradan devinimle günümüzün önemli bir hastalığının yaygınlaştığı haberini de aktarayım:
Telefon hem yararlı hem de çok zararlı bir aygıttır. Akıllı telefon dedikleri zıkkım, çevrenize şöyle bir baktığınızda on kişiden dokuzunun elindedir. Kullananlar, kendilerinden geçmiş durumdadır. İnsan yaşamını kemirmekte ve beyin kanseri yapmaktadır. Tanıdığım ve sevdiğim bir insanın 16 yaşındaki torunu, beyin kanserinden yaşamını yitirdi! Yakınlarını perişan etti ve acı içinde bıraktı!
Yaşam olarak düşündüğümüz masanın dört ayağı vardır. Bunlar: Açlık, susuzluk, uykusuzluk ve sevgidir. Bunlardan biri olmazsa masa devrilir ve sağlık elden gider, kanısındayım.
*
Tekrar görüşmek dileğiyle uğurlandım. Ahmet Karaca’yı ünlü iş insanı olarak gördüm ve mutlu oldum! Kendisine ve çevresine esenlikler dilerim.
*