Gazeteci ve yazar Uğur Mumcu, askerliğini Ağrı Patnos'ta yaparken yaşadığı zor günler Alaattin Ersarı tarafından anlatıldı. 1974 yılında, Mumcu'nun askerlik yaptığı dönemde onbaşı olan ve Mumcu'nun komutanı olarak görev yapan Ersarı, Mumcu'nun yaşadığı tecridi ve zorlukları paylaştı.
Alaattin Ersarı, Mumcu'nun diğer askerlerden tecrit edildiğini, hiçbir eğitim kapasitesine dahil edilmediğini ve hatta tuvalet ve yemekhane kullanmasının bile yasak olduğunu belirtti. "Uğur Mumcu, yemekhanede askerlerle birlikte yemek yiyemiyordu, bisküvi ve lokumla idare ediyordu" dedi.
Ersarı, Mumcu'ya gizlice yiyecek sağlayarak onun karnını doyurmaya çalıştığını da ekledi.
Ersarı, Mumcu'nun kitap, gazete okumak dahil olmak üzere her şeyden mahrum bırakıldığını ve bir açık hava cezaevinde yaşıyormuş gibi hissettiğini ifade etti. Mumcu'nun vakit geçirme olanakları çok sınırlıydı ve kimseyle muhabbet etmesine izin verilmiyordu. "Uğur Mumcu, ODTÜ'de görevli olduğunu söylerdi, ancak detaylarını bilmezdim. Terhis olduktan sonra da görüşmeye devam ettik" diye konuştu.
Ersarı, Mumcu'nun ölümünden sonra onunla olan hatıralarını unutamadığını ve hala gözyaşları içinde anımsadığını belirtti. "Uğur Mumcu, madenci grevlerinde yanımızda durdu ve her zaman madencilerin yanında oldu" dedi. Ayrıca, Mumcu'nun odasında bulunan ve zarflarla dolu olan sandığın içeriğini hala merak ettiğini ve bu zarfların hiçbir zaman tam olarak araştırılmadığını vurguladı.
Uğur Mumcu'nun askerlik dönemi, onun yaşadığı zorluklar ve tecrit, Alaattin Ersarı'nın anlattıklarıyla bir kez daha gün yüzüne çıkıyor. Mumcu'nun hayatının bu dönemi, onun güçlü ve dirençli kişiliğinin bir göstergesi olarak hafızalarda yer ediyor.
