Kırşehir doğumlu gazeteci ve yazar Uğur Mumcu, vefatının 32. yılında Kırşehir Belediyesi tarafından düzenlenecek “Uğur Mumcu’yu Anma ve Fotoğraf Sergisi” ile anılacak. Anma etkinliği, 24 Ocak günü saat 13:30'da Uğur Mumcu Basın Anıtında gerçekleştirilecek.
Aynı gün Neşet Ertaş Kültür Sanat Merkezi'nde açılacak olan Uğur Mumcu Fotoğraf Sergisi, bir hafta boyunca ziyaretçilerini ağırlayacak. Bu sergide, Uğur Mumcu’nun hayatı ve gazetecilik kariyerine dair birçok fotoğraf yer alacak.
Uğur Mumcu Kimdir?
22 Ağustos 1942’de Kırşehir’de doğdu. Ankara Devrim İlkokulu, Cumhuriyet Ortaokulu ve Ankara Bahçelievler Deneme Lisesinden mezun olduktan sonra 1961 yılında Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde eğitime başladı. Öğrenciyken 26 Ağustos 1962’de Cumhuriyet gazetesinde yayımlanan makalesiyle Yunus Nadi Ödülü’nü kazandı. 1963'te fakülte öğrenci derneği başkanı seçildi. 1965 yılında mezun oldu. 1969-1972 yılları arasında Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesinde asistan olarak çalıştı.
Uğur Mumcu’nun Gazeteciliği
12 Mart Muhtırasının verilmesinden önce Doğan Avcıoğlu’nun yönetimindeki “Devrim” gazetesinde köşe yazarlığı yapan Mumcu, Muhtıradan sonra tutuklandı ve yargılandı. Bu yüzden askerliğini “sakıncalı piyade” olarak Ağrı Patnos’ta tamamladı. Askerliğinin ardından “Yeni Ortam” gazetesinde köşe yazarlığı yapan Uğur Mumcu, aynı zamanda Anka Ajansında çalıştı. 1975’ten itibaren Cumhuriyet gazetesinde “Gözlem” başlıklı köşesinde düzenli olarak yazmaya başladı.
Uğur Mumcu yazılarında hem sorunları dile getirdi hem de hukuka aykırı ve yasadışı uygulamaların üstüne gitti. Hukuk eğitiminin katkısıyla, soruşturmaya konu olan olayları, sıradan insanların anlayacağı bir dille anlatırken, aynı zamanda ele aldığı konular sonuçlanana kadar yazı yazmaya devam etti. Herhangi bir güç odağı, siyasi parti, oluşum ya da örgütlenmeden bağımsız bir şekilde yalnızca gerçekleri yazmayı amaçlayan Mumcu, “bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olunmaz” söylemini temel ilke edinmişti.
Uğur Mumcu suikastı nasıl oldu?
24 Ocak 1993'te Ankara'da Karlı Sokaktaki evinin önünde, arabasına konulan bombanın patlaması sonucu suikasta kurban giderek yaşamını yitirdi. Öldürülmeden önce, PKK ile Kürt sorununu birbirinden ayırdığı bir bakış açısıyla, konu üzerinde çalışmalar yapmaktaydı.