Gündem

Tütün; sağlığı, çevreyi ve besin kaynaklarını tehdit ediyor

TÜSAD Dünya Tütünsüz Günü’nde uyardı:

 

Tütün; sağlığı, çevreyi ve

besin kaynaklarını tehdit ediyor

 

Solunum Derneği TÜSAD, tütün bağımlılığında bir azalma olsa da elektronik sigara, ısıtılmış tütün ürünleri ve nikotin kesesi gibi ürünlerle kafa karışıklığı yaratıldığına dikkat çekerek, tütünün halen çok ciddi bir sağlık tehdidi olduğu uyarısını yaptı.

TÜSAD Tütün Kontrolü Çalışma Grubu Başkanı Doç. Dr. H. Volkan Kara, “Tütün bağımlılığı her yıl 8 milyondan fazla insanın hayatını kaybetmesine neden olan ve çevreye zarar veren çok yönlü global bir sorun” derken tütünün çevre ve besin kaynaklarına olan olumsuz etkisine de dikkat çekti.

Sigaranın zararlarının geniş kitlelere anlatılarak toplumsal farkındalık oluşturulması amacıyla kabul edilen 31 Mayıs Dünya Tütünsüz Günü dolayısıyla bir açıklama yapan Türkiye Solunum Araştırmaları Derneği (TÜSAD), tütün ve tütün ürünlerinin insan sağlığıyla birlikte doğal çevreye ve yiyecek kaynaklarına verdiği zararları hatırlattı. TÜSAD Tütün Kontrolü Çalışma Grubu tarafından yapılan açıklamada, Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre tütün kullanımında 20 yıl öncesine kıyasla belirgin bir azalma olduğunu belirterek “2000 yılında 15 yaş ve üzeri dünya nüfusunun yaklaşık yüzde 33’ü tütün kullanırken, 2020’ye gelindiğinde bu oran yüzde 22’ye indi” dendi.

Sigara ve tütün ürünlerinin kullanımının her yıl en az 8 milyondan fazla insanı hayattan koparan, ülke ekonomilerine yük olan ve çevreye zarar veren çok yönlü global bir sorun olduğunu belirten TÜSAD Tütün Kontrolü Çalışma Grubu Başkanı Doç. Dr. H. Volkan Kara, şu uyarıyı yaptı: “Sigara, akciğer kanseri başta olmak üzere astım, kronik obstrüktif akciğer hastalığı gibi birçok solunum yolu hastalıklarının temel etkeni. Kalp ve damar sorunları, mide-bağırsak hastalıkları, diyabet, hipertansiyon, idrar yolu problemleri, beyin fonksiyon bozuklukları, unutkanlık, göz tansiyonu ve bazı cilt hastalıkları sigara içenlerde içmeyenlere göre daha fazla görülür. Tütün ürünleri kullanımı hem kadın hem erkeklerde üreme sistemi bozukluklarına yol açar.”

NİKOTİN TEDAVİ EDİLEBİLİR BİR BAĞIMLILIK

Nikotin bağımlılığının sosyal ve psikolojik yönleri de olan ciddi bir fizyolojik bağımlılık olmasına rağmen uzman yardımıyla tedavi edilebildiğine dikkat çeken Kara, şu bilgileri verdi:

“Sigara bırakmak öncelikle düşüncede, daha sonra davranışta değişiklik gerektirir. Her bırakma denemesi başarıyla sonuçlanmayabilir. Bırakma denemelerinin başarısı bireysel farklılıklar gösterir. Bu konuda uzmanlardan yardım almak çok önemli. Bu desteği ülkemizde Sağlık Bakanlığı, üniversite hastaneleri ve sivil toplum kuruluşları tarafından aktif ve başarıyla çalıştırılan Sigara Bırakma Polikliniklerinden almak mümkün.”

NİKOTİN BAĞIMLILIĞI YENİ ÜRÜNLERLE ARTIYOR

Tütün endüstrisinin sürekli yeni ürünler ve pazarlama taktikleriyle kafa karıştırdığına ve pazar genişletmeye çalıştığına vurgu yapan Kara, şunları söyledi:

“Zararı azaltılmış ürün kavramıyla hammaddesi yine tütün ve nikotin olan teknolojik ısıtma cihazları pazara dahil edildi. Bu yeni ve modern görünümlü ürünler özellikle gençler için cazip hale getiriliyor. Bu ürünlerin içinde nikotin bulunuyor. Bu ürünlerle tütün endüstrisi pazar payının gerilediği ülkelerde gelir arttırmaya çalışıyor, yeni ve modern görünümlü ürünlerle çocukları ve gençleri nikotin bağımlısı hale getiriyor. Farklı ve kafa karıştırıcı yeni nikotin ürünlerinden biri de içinde sentetik nikotin bulunan ve ağız içine yerleştirilen nikotin keseleri. Bu ürünler sigara bırakma aracı olarak kullanılamaz. Tütün endüstrisi “zarar azaltma” ya da “bırakma” söylemiyle pazarlasa da bu tip ürünler hem bağımlılığı sona erdirmez hem de bireylerin hem tütün hem de bu yeni nesil araçları kullanarak ikili kullanım çıkmazına girmelerini sağlar. Sigara ve tütün ürünü kullanan her iki kişiden birinin zaman içinde sağlığını kaybettiği, hatta yaşamını yitirdiği ve sektörün yeni müşteri arayışına girdiği unutulmamalı.”

TÜTÜN YETİŞTİRİCİLİĞİ ÇEVRESEL BİR TEHDİT

Sağlığa zararlarının yanı sıra tütün yetiştiriciliği nedeniyle dünyadaki kısıtlı çevresel ve besin kaynaklarının da tehdit altında olduğunu aktaran Kara, şu istatistikleri paylaştı:

· Toplamda 124'ten fazla ülkede 3,2 milyon hektar yiyecek yetiştirmeye uygun verimli arazi tütün yetiştiriciliği için kullanılıyor.

· Zaten kısıtlı olan tarım arazilerin ihtiyaç duyulan gıda mahsulleri yerine tütün yetiştiriciliği için kullanılması nedeniyle ülkelerin karşılaştığı gıda güvenliği sorunları artıyor. Dünyada 79 ülkede 349 milyon insan akut gıda güvensizliği ile karşı karşıya. Bu dağılımın çoğunluğunu düşük ve orta gelirli ülkeler oluşturuyor ve 30'dan fazlası Afrika kıtasında yer alıyor.

· Ormanların tütün üretimine yer açmak için yok edilmesi sorunun daha da büyümesine neden oluyor. Tütün tarımı, toplam ormansızlaşmanın yaklaşık yüzde 5'ini oluşturuyor.

· Tütün yetiştiriciliği ayrıca CO2 emisyonlarına ve iklim değişikliğine katkıda bulunuyor.

· 300 sigara yapmak için kabaca bir ağaç feda ediliyor.

· Tütün yetiştiriciliği biyolojik çeşitliliğin kaybına katkıda bulunurken, ekosistemin yok oluşunu hızlandırıyor. Çölleşme ve toprak erozyonu gibi afetleri hızlandırıyor.

· Tütün yetiştiriciliğinde yoğun kullanılan zirai kimyasallar, gübreler ve katkı maddeleri ise toprağın bozulmasına sebep oluyor. Bu kimyasal maddeler suya karışarak gölleri, nehirleri ve içme su kaynaklarını kirletiyor. Bu kirlilik su canlılarını öldürürken, ev içi ve içme amaçlı kullanılan suların hayvan ve insan sağlığını olumsuz etkilemesine neden oluyor.

YEŞİL TÜTÜN HASTALIĞI EN ÇOK KADIN VE ÇOCUKLARI ETKİLİYOR

Tütünün ilk etapta görülmeyen ama çok ciddi bir etkisinin de toplamada çalışan çiftçilerin ve ailelerinin sağlığının bozulması olduğunu ifade eden Kara, yeşil tütün hastalığına dikkat çekerek, şunları aktardı: “Bu hastalık, tütün yapraklarını tutarken cilt tarafından emilen ve daha sonra vücuda dağılan nikotinden kaynaklanır. Ortalama 1-3 gün süren refleks kusma, baş dönmesi, baş ağrısı, karın ağrısı ve nefes darlığı ile kendini gösterir. Hastalık özellikle daha genç Asyalı ve Güney Amerikalı tütün çiftçileri arasında yaygın. Bazı durumlarda günde 50 sigaraya eşdeğer nikotine maruz kalınabilir. Kadınlar ve çocuklar tütün çiftçiliğinde daha çalıştığından için birincil derecede etkilenir. Dünya çapında 1,3 milyon çocuk tütün tarımında çalışır ve eğitimden mahrum kalır.”

TÜSAD HAKKINDA

Göğüs hastalıkları alanında ülkemizin ilk bilimsel meslek kuruluşu olarak 22 Haziran 1970 yılında İstanbul’da kurulan Türkiye Solunum Araştırmaları Derneği (TÜSAD), halen Türkiye genelindeki 5,000’e yakın üyesi ile “halkın akciğer sağlığını korumak” amacı doğrultusunda çalışmalarını sürdürüyor. Toplumsal ve mesleki eğitimi, araştırmaları destekleyerek halk sağlığının korunmasına yönelik faaliyetler yürüten TÜSAD, “Tükenmeyen bir nefesle” sloganı ile 53 yıllık geçmişinde 44 ulusal kongre, sayısız bilimsel toplantı, sempozyum, iki dünya kongresi ile bilinçlendirme ve farkındalık projelerine imza attı. (HABER MERKEZİ)