Kırşehir’de turistlerin ve Japonların akın akın geldiği Kaman Kalehöyük Arkeoloji Müzesi Japon Bahçesi, Türk-Japon dostluğuna adeta hayat veriyor.
Yaz mevsiminde özellikle gelin ve damatların dış çekimine ev sahipliği yapan, turistlerin akın akın geldiği, kış mevsiminde ise kartpostallık görüntülerin çekildiği Kaman Kalehöyük Arkeoloji Müzesi Japon Bahçesi, Japonya’da konuşuluyor.
Türkiye'ye 1981 yılında turistik ziyaret için gelerek daha sonra burslu arkeoloji bölümünü okuyan arkeolog Doç. Dr. KimiyoshiMatsumura, yaklaşık 42 yıldır eski medeniyetlere ait eserleri gün yüzüne çıkarmaya devam ediyor.
Kimiyoshi, 1985'ten itibaren Kalehöyük'te, 2009'dan bu yana da Büklükale'de kazı çalışmalarına katılıyor.Aynı zamanda Japonya’da katıldığı programlarda Kaman Kalehöyük Arkeoloji Müzesi Japon Bahçesi’nden bahseden Doç. Dr. KimiyoshiMatsumura, Japon-Türk dostluğuna hayat vermek için mücadele ediyor.
KAMAN KALEHÖYÜK ARKEOLOJİ MÜZESİ JAPON BAHÇESİ’NİN TARİHİ
Kaman Japon Bahçesi, Türkiye ve Japonya arasındaki kültürel ilişkilerin güçlendirilmesi amacıyla 1985 yılında açıldı. Bahçe, Kırşehir'in Kaman ilçesinde yer alıyor ve Japon mimarisinin özelliklerini taşıyan yapıları ve doğal güzellikleri ile dikkat çekiyor. Bahçenin yapımında Japonya'dan gelen mimarlar ve bahçecilik uzmanları görev aldı. Bahçede yer alan yapılar, Japon kültürünün mimari özelliklerini yansıtıyor. Ayrıca bahçede yer alan bitkiler ve doğal öğeler de Japon bahçe tasarımı prensiplerine uygun olarak yerleştirilmiştir. Kaman Japon Bahçesi, Türkiye'nin en önemli turistik yerlerinden biri olarak kabul ediliyor ve ziyaretçilerin yoğun ilgisini çekiyor.
Kalehöyük, Kırşehir ili Kaman ilçesinin 3 km. doğusunda Kaman Kırşehir karayolunun hemen kenarında yer almaktadır. Höyük 280 m çapında 16 m yüksekliğinde tipik bir Anadolu höyüğüdür. Höyükte dört yapı katı tespit edilmiştir.
Kaman Kalehöyük kazılarını, Japonya Ortadoğu Kültür Merkezi Başkanı ve Kaman Kalehöyük Kazı Heyeti Şeref Başkanı Prens TakahitoMikasa 31 Mayıs 1986 günü başlatmıştır. Dr. Sachihiro Omura başkanlığındaki kazı halen devam etmektedir. Burada yapılan kazılar Kırşehir’in en erken yerleşim tarihine ışık tutmaktadır. En erken yerleşim, erken Bronz çağına tarihlendirilmektir.
Höyükte yapılan kazı çalışmalarında, İlk Tunç çağından başlayan ve Osmanlı dönemine kadar devam eden bir iskanın varlığı saptanmıştır. Bu saptama bize; burada yaşayan kültürlerin çevre ile etkileşimini, ilişkilerini ve sanat anlayışını vermektedir.
Kalehöyük’te M.Ö. II. binde gerçekleşen Asur Ticaret Kolonileri Çağı, Kaman Kalehöyük buluntularında kendini göstermektedir. Aynı zamanda eski ve geç Hitit, eski ve geç Frig evrelerine ait iskan da mevcuttur.
Yapılan kazılarda ortaya çıkarılan sur duvarları, büyük taş bloklarının arasına moloz dolgu ile doldurularak yapılmış, üzerleri kerpiç ile inşa edilmiş yapılardır. Yine yapılarda ve yollarda moloz taş ve kerpiç kullanılmıştır.Kısmen tahrip olan Asur Ticaret Kolonileri dönemine ait tabakalar üzerinde araştırmalar devam etmektedir. Zaman içinde oluşan depremler ve meydana gelen yangınlar bazı katmanlara ulaşımı engellemiştir. Demir çağına ait taş döşemeli bir yol, o döneme ışık tutmaktadır. Erken dönemde çok odalı mimariler dikkat çekerken, geç dönemde tek odalı ve bodrumlu yapılar dikkat çekmektedir. Ayrıca, bu bölgede çok sayıda kabın bir arada bulunması dikkat çekicidir. Özellikle, Demir Çağı’na ait siyah renkte bir vazonun burada üretilmediği ve ticari amaçla buraya getirtildiği anlaşılmış, bu da ticaretin o zamandan beri varolduğunun bir kanıtı olarak karşımıza çıkmıştır.
Höyüğün kuzey güney doğrultusunda uzanması sonucu, kuzey kısımlarda genelde küçük yapıların ve sur duvarlarının olduğu, güney kısımda ise daha büyük ve merkezi yapıların bulunduğu görülmektedir. Höyükte ortaya çıkarılan 3 katlı yapılar ve büyük taş depolar en zengin dönemlerin Asur Ticaret Kolonileri çağında ve eski Hitit de olduğunu göstermiştir. Her dönemde kullanılan çukurların ve tahıl depolamak için açılan çukurların, mimariyi olumsuz yönde etkilediği ve tahribata yol açtığı anlaşılmıştır.
Kazı çalışmaları kuzey ve güney doğrultuda statigrafiyi tespit etmekle başlamış ve höyüğün topografik haritası çıkarılmıştır. Sonrasında Eski Hitit Çağı’na tarihlenen bir yapı açığa çıkarılmış ve bu yapının muazzam boyutlarda olması nedeniyle resmi amaçla yani idari merkez olarak kullanıldığı düşünülmüştür. Kazılar esnasında ortaya çıkarılan 5 adet yuvarlak yapının şehrin ihtiyacını karşılamaya yönelik büyük erzak depoları olduğu, ayrıca direk çukurlarının bulunduğu, bunların üzerinin çatıyla kaplandığı bilinmektedir.
Kaman Kalehöyük’ten ele geçen buluntular günlük yaşam ile ilgili ipuçları vermektedir.Dokumacılıkta kullanılan, taş ve pişmiş topraktan yapılan ağırşak (ağırlık),Çeşitli amaçlarla kullanılan bronz deliciler, farklı biçimlerde üretilmiş bronz, altın, gümüş takılar, iğne başları, kolye ve boncuk taneleri,aşık kemikleri, kurşun figurin ve ok uçları, bile taşı ve yüzükler, insan ve hayvan kemikleri, Hitit imparatorluk devrine ait mühür,Osmanlı çağına ait bronz bir plaka ortaya çıkarılmış,
“Ayrıca monocrome ve bezeli seramik parçaları bulunmuş ve bunları üreten seramik ocakları açığa çıkartılmıştır.
“Yine kuzey ve güney cephelerde yapılan kazı çalışmalarında çok sayıda eski Tunç ve Demir çağına ait, hayvan kemikleri, pithoslar (büyük küp), çömlekler, testiler, işlenmiş kemik levhalar, diş taş kemik ve karbon örnekleri çıkarılmıştır. Bezemeli (çift renkli) yahut monocrome (tek renkli) seramikler, dinsel inanış hakkında bilgi verebilecek koroplastik (pişmiş toprak) eserler, dokumacılık ve savaşta kullanılan aletler Kırşehir Müzesi’nde sergilenmektedir.
“Kazı sezonu boyunca bulunan eselerin bakım ve temizliği konservatörler tarafından labaratuarlarda yapılmaktadır.
“Tümleme çalışmaları, tümlenen eserlerin çizimlerinin yapılması, fotoğraflarının çekilmesi ve tüm kazı alanının temizlenerek statigrafisi planı ve profili çıkarılmaktadır. Envanter de çıkarıldıktan sonra, kazı sezonu bitiminde, kazı alanının üzeri çatı ile kapatılmaktadır. Depoya kaldırılan eserler daha sonra sergilenmek üzere Kırşehir Müzesi’ne gönderilmektedir.
“Kalehöyükte yapılan kazı; gerek kültür varlıklarımızın tanıtılması, bilimsel olarak değerlendirilmesi, koruma altına alınması, gerekse sergileme açısından disiplinli bir program dahilinde sürdürülmektedir. Bulunduğu Kaman ilçesinin ve Çağırkan kasabasının sosyo –ekonomik yapısına olan etkisi ve bölge insanının da buna katılması takdirle karşılanacak bir gelişmedir. Kamanda bir caddeye Japon Prensi’nin adının verilmesi ve bölge halkının kazı ekibini benimsemesi ile uzun yıllar süren kazı çalışmaları, ayrıca orada kazı yapan işçilerin bilgi birikimi ve işlerine duyduğu saygı ile profesyonellikleri dikkat çekicidir. Profesyonelce yapılmış olan kazı çalışmaları ile arkeoloji enstitüsü, müze, depo ve kazı evi, Anadolu’da arkeolojik kazı yapan diğer tüm gruplar için bir model oluşturacaktır.
JAPON ANADOLU ARKEOLOJİ ENSTİTÜSÜ
“30 Eylül 2005 tarihinde Kaman’da imzalanan Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Japonya Hükümeti arasında Kaman Kalehöyük Arkeoloji Müzesi’nin hibe yoluyla yapımına ilişkin nota ve görüşme tutanakları 25/05/2006 tarih ve 5509 sayılı kanunla kabul edilmiş, 03/06/2006 tarih ve 26187 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.
Enstitü, Kaman İlçesi, Çağırkan Beldesinde, Kalehöyük kazı evinin yanında bulunmaktadır. Enstitü’de; Araştırma Bölümü, Depo Bölümü ve Lojman bölümü olmak üzere 3 bölüm vardır.
“Araştırma Bölümü; kazıyla ilgili çalışmalar ve diğer araştırmalar için çeşitli labaratuarlar, çalışma odaları, kütüphane, konferans salonu ve fotoğrafhaneyi içermektedir. Bu enstitünün çalışma amacı; arkeolojik kazı ve yüzey araştırmalarını yürütmek, kazı ve araştırmalardan elde edilen bilgileri ve eserleri incelemek ve yayınlanmasını sağlamaktır. Ayrıca bölge halkına; eski Anadolu tarihi hakkında bilgi aktararak, tarihi miraslarına sahip çıkmalarını sağlamak da Enstitünün en önemli amaçlarından biridir.
JAPON BAHÇESİ (MİKASANOMİYA ANI BAHÇESİ)
“Kaman İlçesi, Çağırkan Beldesi, Kalehöyük kazı evinin yanında bulunmaktadır. Japonya Ortadoğu Kültür Merkezi tarafından 1993 yılında, Altes Prensi TakahitoMikasa’nınKalehöyük kazılarını başlatması anısına ve bölge halkına rekreasyon alanı yaratmak amacıyla yapılmıştır.
“Japon bahçesi, Japonya sınırları dışında bulunan en büyük botanik bahçedir ve her yıl giderek daha çok ziyaretçi çekmektedir. (HABER: FAHRETTİN TOKER)