Eğitim

Tatil sonrası "okul kaygısı" yaşayan çocuklar için öneriler

Okula yeni başlayan ve tatil sonrası yeniden okula dönecek çocuklarda ortaya çıkabilecek kaygıya karşı, ebeveynlere anlayışlı olmaları ve çocuklarla açık iletişim kurmaları tavsiyesinde bulunuluyor.

Yeni eğitim öğretim yılının başlamasına kısa bir süre kala pek çok çocuk ve ebeveyn heyecanla okula dönüş hazırlıklarını sürdürüyor.

Ancak, 2 Eylül'de uyum eğitimi kapsamında okula ilk kez adım atan minikler ve yaz tatilinin ardından 9 Eylül'de okula geri dönecek öğrencilerin bazılarında kaygı ve stres yaşanabiliyor.

Uzmanlar, okula yeni başlayan ve tatil sonrası yeniden okula dönecek çocuklarda oluşabilecek kaygı ve strese karşı, ebeveynlerin anlayışlı olmalarını istiyor.

"Çocuk okula 2 hafta içinde uyum sağlayamazsa uzman yardımı gerekiyor"

Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, okula yeni başlayan bazı çocuklarda okul fobisi olduğunu, bu çocukların okula giderken annelerini bırakmak istemediklerini söyledi.

Yapılan araştırmalarda genellikle kaygılı annelerin çocuklarının bu şekilde davrandığını aktaran Tarhan, "Böyle anneler mükemmeliyetçi anneler oluyor. Kontrolcü annelerin çocuklarında okula ilk başlarken çocuk kendisini yabancı bir gezegende gibi hissediyor. Öyle hissettiği için de ayrılmak istemiyor ve annesini de kapıda bekletiyor." dedi.

Tarhan, başlangıçta gerekirse annenin de çocuğun yanında kalması gerektiğini ifade ederek, "Çocuğa bunun onun bir sorumluluğu olduğu hissettirilirse, önce çocuk direniyor ama bir müddet sonra kabulleniyor. Genellikle iki hafta içerisinde uyum sağlayamazsa o zaman uzman yardımı gerekiyor." diye konuştu.

Annenin böyle durumlarda soğukkanlı olması gerektiğinin altını çizen Tarhan, "Anneler çocuklarıyla vedalaşarak ayrılmalı, çocuğu bırakıp sessizce kaçıp gidilirse çocuk okula uyum sağlayamıyor." diye konuştu.

Tarhan, tatil sonrası okula dönme isteksizliği yaşayan çocuklara ilişkin, "Çocuklar tatil varken, eğlence varken okula isteksiz gidebilir. Şu an modernizm çocukları yanlış bir şekilde yönlendiriyor. Çocukları dopamin bağımlısı yaptılar. En büyük etkisi de bilgisayarlar. Çocuklar, haz peşinde koşan, sadece 'Hoşuma giden iyidir, hoşuma gitmeyen kötüdür.' diyen çocuklar oluyor ve kolaya kaçıyor, emek vermeden elde etmek istiyor." değerlendirmesinde bulundu.

Anne ve baba baskı, tehdit ve sindirme olmadan kararlı olmalı"

Dopamini beyinde başka sıradan şeylerden üretmek gerektiğini vurgulayan Tarhan, "Okul başarısını, gelecekteki başarıyı düşünmek de dopamin ürettiriyor. Anne ve babaların çocuklara orta ve uzun vadeli dopamin ürettirmeyi öğretmesi lazım. Bu, beyne öğretilebiliyor." diye konuştu.

Prof. Dr. Tarhan, okula yeni başlayan ve tatil sonrası yeniden okula dönecek çocuklarda ortaya çıkabilecek kaygıya karşı, ebeveynlere şu tavsiyelerde bulundu:

"Anne ve baba çocuğun başını okşaya okşaya baskı, tehdit ve sindirme olmadan kararlı olmalı. Disiplinli olmak kar yağışı gibidir, yavaş ve devamlı yağınca kar tutar. Birdenbire fırtına gibi esip gürlerseniz çocuk korkuyla itaat eder. İnanmadan da itaat ettiği için ilk fırsatta bunu deler. Çocuğa okula gitmesi gerektiği gerekçeleriyle anlatılmalı. Anne ve babanın ortak bir dil kullanması önemli. Farklı dil kullanırlarsa çocuk hoşuna gideni seçiyor."

"Okul kaygısının altındaki nedenlere dikkat edilmeli"

Psikiyatrist Doç. Dr. Onur Okan Demirci ise tatil sonrası okula dönmek istemeyen çocuklarda, bu durumun altında yatan nedenlerin araştırılması gerektiğini belirtti.

Demirci, "Bu çocuk acaba bu arada ne yaşadı?", "Yaşadığı bir problemden dolayı mı dönmek istemiyor olabilir?" sorularının önemli olduğunu kaydederek, çocukların okulda zorbalık yaşamış ya da aile içi sorunlarla karşı karşıya kalmış olabileceklerine dikkati çekti.

Çocukların okula dönüş kaygısını anlamak ve çözüm bulmak için ailelerin çocuklarıyla açık bir iletişim kurmaları gerektiğini vurgulayan Demirci, "İletişim kanalımız konuşmak. Mimikler, yüz ifadeleriniz, sözleriniz, kelimeleriniz. Bunu kullanmazsak zaten ne yaparsak yapalım boşa bir çaba olmaktan öteye gitmeyecek." dedi.

Demirci, ebeveynlerin, çocuklarının yaşadığı problemlerin kaynağını anlamaya yönelik bir iletişim kurmalarının önemli olduğunu vurguladı.

Sosyal medya kullanımının çocukların okula dönüş isteksizliğinde doğrudan bir neden olmadığını belirten Demirci, "Ancak sosyal medya aracılığıyla yaşadığı herhangi bir problem var mı ona bakmak daha iyi olabilir." ifadesini kullandı.

Doç. Dr. Demirci, çocukların, zorbalık ya da flört sorunları gibi sosyal medya kaynaklı problemlerinin olabileceğine dikkati çekerek, bu gibi durumlarda, ebeveynlerin sosyal medya etkisini de göz önünde bulundurması gerektiğini sözlerine ekledi.