18.12.2014 tarihinde Kırşehir Belediyesi’nin resmi sitesine şu ibare konmuştu:
"Kayabaşı Mahallesinde yer alan Bekir Efendi Konağı kültürel mirasımızın gelecek nesillere aktarılması için restorasyon projesi ile yeniden hayat bulacak. Bekir Efendi Konağı restorasyon projesi ile Kırşehir mimarisinin en önemli eserlerinden biri Kırşehir halkının kullanımına sunulacaktır.”
YAŞAR BAHÇECİ BU KONAK İÇİN; “KIRŞEHİR EVİ” YAPMAK AMACIYLA RESTERASYONU İÇİN 50 BİN TL HİBE DESTEĞİ ALMIŞTI…
Kırşehir Belediyesince bu tarihi konakla ilgili olarak o günlerde “Belediyemiz Dış İlişkiler Müdürlüğü tarafından '3 yıl da 300 eser' proje programına hazırlanan 'Geçmişten Geleceğe Miras Bekir Efendi Konağı' projesi Tarihi Kentler Birliği (TKB) tarafından 50 bin TL hibe desteği kazandığı” duyurulmuş “Kabul gören proje ile zaman içerisinde gerekli bakım ve onarım çalışmaları yapılmayan Bekir Efendiler Konağı’nın restorasyon projesi yapılarak özgün kimliğine kavuşturulması ve Kırşehir Evi haline getirilmesi amaçlanıyor” denmişti.
2015 yılı içinde Tamamen yanan ahşap karkaslı Konak’la ilgili ajanslar şu bilgi notunu düşüyorlardı:
“İki saat içinde yangında kül olan tarihi konak, 1900'lü yıllarda Bekir Efendi tarafından yaptırılmış. İki katlı konakta sağlı sollu olmak üzere dört oda bulunmaktaydı. Zamana meydan okumuş yapı, Kayseri Koruma Kurulu tarafından koruma altına alınmış tarihi binalardan bir tanesiydi.”
BÖYLE OLABİLECEĞİ BELLİYDİ
Mahalle sakinleri “Konağın elektrik kontağından” kaynaklı bir yangın söylentilerine şiddetle ve tepkiyle karşı çıkmakla kalmıyor “böyle olabileceği belliydi. Korunmuyordu. Her gün konağın camlarına taş atan ya da içinde tiner çeken çocukları kovalar olmuştuk. Tinerciler saldırır diye komşular çoğu kez de sahiplenemiyordu. Sahipsiz bir virane ev durumundaydı.” şeklinde konuştular.
SORUMLULUĞU KIRŞEHİR BELEDİYESİ’NDE İDİ.
Bu tarihi konağın yasal olarak sadece bakım onarım ve restorasyonu değil “korunması”nın da tek sorumluluğu bulunan dönemin Kırşehir Belediye Başkanı Yaşar Bahçeci’nin ettiği tek söz basına aynen şöyle düştü:
”Bu konağın yerine aynı projede bir konak yapabilirse burası boş kalmaz ve Bekir Efendi’nin kemikleri sızlamaz hem de mahalle içerisinde güzel bir proje olur. Diğer mahallelerde ki konaklar gibi yararlı olabilir. Artık sadece geçmiş olsun diyoruz.”
Torun Bekir Sami Kurukafa Anlatıyor:
“BU KONAĞIN YANINDA BANA AİT OLAN BİR TARİHİ KONAK DAHA VARDI. O DA YILLAR ÖNCE BENZER BİR ŞEKİLDE YAKILDI!”
Ben de 2015 yılı sonunda telefonla ulaştığım il dışında yaşayan Bekir Efendi Konağının sahibi, Bekir efendinin torunu Bekir Sami Kurukafa (1935) şu açıklamalarda bulunmuştu:
“2.500 LİRA VEREREK ENKAZINI K
“Dedeme ait bu konak Kırşehir Belediyesinin sorumluluğu altındaydı ve bende yanıp kül olduğunu ve kurtarılamadığını büyük bir üzüntü ve şok içinde öğrendim. Üzülerek ifade edeyim ki eski ailelere ve eserlerine karşı sanki bir alerji var. Şimdi dedem Bekir Efendinin konağı yandı ve korunamadı. Bundan önce bu konağın yanında bana ait olan bir tarihi konak daha vardı. O’da yıllar önce benzer bir şekilde yakıldı.. Duydum ve koştum geldim. Beni kendi memleketimden soğumaya itti. Geldiğimde yanan konağım bir enkaz yığınıydı ve geride kalanlar adeta yağmalanmıştı. Kırşehir Belediyesine Başvurdum. ‘Tinerciler yakmıştır’ dediler. Belediye yetkililerinden vaktiyle bir çivi dahi çakamadığımız konağın enkazının bari kaldırılması ricasında bulundum. ‘Şimdi asfaltlama işlerimiz var zamanımız yok’ dediler. Üzüntüler içinde 2.500 lira vererek enkazını kendim kaldırdım ve etrafını duvarla ördürüp döndüm.”
1900-1905 ARASI YAPTIRILMIŞTI
O zaman ki adı ile “Kayaşeyhi Mahallesi’nde “Bekir Efendi “(Kurukafa) tarafından 1900-1905 arası yaptırılmış. Ahşap iskelet arasına özel kesim toprak duvarlara sahip bir yapıydı. Bahçe içerisinde ayrıca bir müştemilatı mevcut olan Konağın Doğu ve Batı cephelerinde cumba şeklinde işlemeli, üç sütunlu ahşap balkonları bulunuyordu. İki katlı olan konağın, ortadaki geniş sofaya açılan sağlı ve sollu ikişer oda olmak üzere dört odası olup, alt kat ve üst kata ahşap bir merdivenle bağlanıyordu. Merdivenin korkuluklarında süslemeler yanında yine Konağın odalarında; Anadolu Selçuklu ahşap işçiliğinde de rastlanan özellikle minber korkuluklarında kullanılan tekniğe benzer şekilde yapıldığı göze batıyordu. Kabartma tekniğinin de uygulandığı, çeşitli süslemelerin yer aldığı ahşap kapı, dolap ve tavan göbeklerinin varlığıyla dikkatleri çeken bu konaktan hemen sonra muhtemelen “Bekir Efendi Konağı”nı yapan ustalar “Hacı Bey Konağı”nı da yapmışlardı.