Yazımın başlığından ne demek istediğim anlaşılamayabilir. Evet, ben Kırşehir’e hizmet edenlerden yana taraflıyım, hizmet etmeyenlere karşı muhalefetteyim.
Yazıma başlamadan önce değinmek istediğim bir konu var.
Geçtiğimiz hafta yazımda Kırşehir Valisi Sayın Hüdayar Mete Buhara’nın konuşmalarını gündeme getirmiş ve yıllardır Kırşehir’de yapılması gereken ama bir türlü yapılamayan yatırımlardan bazılarının yapılacağı müjdesini verdiğine değinmiştim.
Sayın Valimizin kamuoyunu bilgilendiren sade, doğal ve içten konuşmasına köşemde yer verdiğim için bazı okurlarım tarafından eleştiriler alarak “Müjde olarak belirttiğin yazında Vali Beyin söylediklerine inandın mı ve bunlar gerçekten yapılacak mı ?” sorularını sorarak “Sakın yaklaşan seçimler nedeniyle Vali Bey oy uğruna hükümetin propagandasını yapıyor olmasın, Vali Beyin yapılacak dedikleri yapılamazsa ne olacak, bunun izahını nasıl yapacaksın?” diyenler oldu.
Hâlbuki yazımda “ Tabi iktidarda bulunan siyasetçiler izin verirlerse” cümlesini de birkaç kez kullandım. Çünkü devleti temsil eden Sayın Valimize güvenmek istiyorum ama siyasetçilere güvenemiyorum.
Maalesef herkesin bir endişesi var ama ben kendi adıma Sayın Valimiz Hüdayar Mete Buhara’ya inanmak istiyorum. Çünkü tarihten itibaren Türk Devletlerinin var oluşlarında Valilik Makamı en kutsal ve güvenilir makamlardandır. Valinin ağzından çıkan söz devlet sözüdür.
Burada rahmetli annemle aramızda geçen bir anımı yazmak istiyorum.
Babamı çok küçük yaşlarda kaybettiğim için benimle birlikte iki ağabeyimi ve iki ablamı büyüten rahmetli annem ben ortaokuldayken yaşadığı bir sorun için birkaç avukata ve notere giderek görüşlerini aldığını ama içinde ki şüphe nedeniyle Vali Beye gittiğini, Vali Beyin de avukatlar ve noterle aynı sözleri söylemesi üzerine inandığını ve rahatladığı anlattı. Bunun üzerine “ Anne neden avukatların ve noterin söylediklerine şüpheyle bakarak Vali Beye gittin, o insanların yalan söyleyeceklerini mi düşündün? “ dediğimde, ilkokulu üçüncü sınıfa kadar okumuş rahmetli annem
“Evladım Vali devlettir ve ağzından çıkan devletin sözüdür, devlet vatandaşına yalan söylemez.” demişti.
İşte işin sırrı burada. “ Devlet Vatandaşına Yalan Söylemez.” Halen Anadolu’da bu görüş devam etmektedir. Hal böyle olunca Devletin Valisine inanmak zorundayım.
Şu hususu önemle belirtmek istiyorum. Bir Vali’nin verimli ve üretken çalışması için o şehrin sivil toplum kuruluşları, basın kuruluşları, siyasi partileri ve belediye başkanları şehrin sorunlarıyla ilgili hazırladıkları projeleri hazırlayarak bir dosya ile Vali Beye sunarlar, Vali Beyde o doğrultuda hizmet etmeye çalışır. Yoksa yeni atanmış bir Vali şehrin sorunlarını nereden bilecek. Öğrenene kadar yıllar geçer, başka şehre ataması yapılır, bizde arkasından Kırşehir’e “hiçbir faydası olmadı” diyerek veryansın ederiz.
Ne mutlu ki bana ve gazetemiz “Kırşehir Çiğdem”e ki bu konuda üzerimize düşeni fazlasıyla yapıyoruz ve Kırşehir’in kapalı kapısını, tıkalı bacasını açmaya çalışarak gerek Sayın Valimize, gerek siyasilere ve kamuoyuna Kırşehir’in sorunlarını bildiriyoruz.
Yalnız şu acı gerçeğin altını çizerek kendimle de tezata düşeyim. Aslında herkes sorduğu sorularında ve endişelerinde haklıdır. Türk tarihinden itibaren devlet yönetiminde engüvenilir makamı olan Valilik makamı ülkemizde 1950 li yıllardan itibaren iktidar partilerinin il başkanlığının ve milletvekillerinin emir eri oldular. Bir şeyler yapmak isteseler de siyasetçiler önlerine engel çıkarıyorlar veya kendi istediklerinin yapılmasını istiyorlar. Buda ülkemizin en güvenilir devlet makamı olan Valilik makamının içine düştüğü içler acısı durumu gösteriyor.
* * *
Gelelim yazımın başlığı olan asıl konumuza.
Zaman zaman Kırşehir’e hizmet etmediklerinden dolayı AK Parti Kırşehir İl Başkanı Seher Ünsal’ı ve Milletvekili Mustafa Kendirli’yi, o an için görevde olan Valileri, belediye başkanlarını, ayrıca ellerini taşın altına koymayan sivil toplum kurumlarının başkanlarını haklı olarak eleştiriyorum. Benim ne demek istediğimi anlamayan veya kendilerine göre anlayan bazı muhteremler benim taraflı yazılar yazdığımı ve iktidara muhalefet ettiğimi söylemektedirler.
Bu muhteremler doğru söylemektedirler. Ben gerçekten taraflıyım, Kırşehir’den yana tarafım. Amacım Kırşehir’e hizmet etmek olduğundan kim ve hangi iktidar, hangi belediye başkanı Kırşehir’e hizmet ediyorsa taraflıyım. Kim hizmet etmiyorsa muhalefetim.
Bugün iktidarda olan AK Parti Kırşehir teşkilatının tutumlarından dolayı ve Kırşehir’e hizmet etmedikleri için muhalefetim.
İleride başka birileri iktidara gelip aynı tutumu sergilerler ve hizmet etmezlerse onlara karşı da muhalefet olurum. Tek amacım Kırşehir’e hizmet etmelerini istemektir. İster Vali, ister Belediye Başkanı, ister İl Başkanı, İster Milletvekili, ister bürokrat, ister sivil toplum kuruluşları başkanı olsun, her kim olursa olsun, hangi partiye mensup olursa olsun Kırşehir’e hizmet ederlerse taraflıyım ve yanlarında olurum.
O nedenle hiç kimse beni Kırşehir’de günümüz iktidarına muhalefet olmakla veya muhalefet partilerinin yanında olmakla itham etmesin. Ben köşe yazarıyım haklı gördüklerimin yanında, haksız gördüklerimin karşısında olurum.
Benim için parti ayrımı denen bir şey yoktur, sevdası olduğum Kırşehir vardır, Kırşehir’e hizmet edilmesi vardır.
Herkes iyi bilmelidir ki Kırşehir’e hizmet edenlerin tarafındayım, etmeyenlere karşı muhalifim.