Takıntılı kontrol kültürle yaşıyoruz

 

Merhaba sevgili okuyucularım, geçtiğimiz yüzyıllarda dünya savaşları, nükleer saldırılar ve birçok ölüm kalım savaşı yaşadık. Bunların tümü insanlığın ve insanların üzerinde fiziksel ve psikolojik zararlara sebebiyet verdi. Ancak geçmiş ve gelecek arasında kurulan köprü değerlendirmesinde; Profesör David Rosmarin'e göre insanların günümüze göre daha fazla ankisiteye ve strese sahip.

Hatta profesör ABD'deki kaygı oranını belirlemek için iki çocuğun kliniğe yattığını, ölçümün ise günümüzde bir diğer çocuğa göre, 1950'lerde kliniğe yatmış bir çocuğunkinden daha yüksek olduğunu dile getiriyor. Rosmarin daha güvenli bir dünyada yaşamamızı kaygılarıyla birlikte şöyle özetliyor:

"Takıntılı kontrol kültürle yaşıyoruz."

Anlattığı hikaye ile herodot insanın başına gelebilecek en büyük acıyı bilmek kontrol edememek olduğunu yazar. Bugün konfor alanlarımız tarihte hiç olmadığı kadar kontrollerimiz var. Neyi izlediğimizi, dinlediğimizi, engelleyebileceğimizi seçebiliyoruz. Fakat konfor alanımızdan çıktığımız vakit, dünya acılarını tek tek önümüze seriyor. Her şeyi etkisi olmamış gibi kendimiz de hissediyoruz.

Geleceği kontrol altına almaya çalıştıkça kaygı ve stresimiz artıyor. Kontrol etmeye çalıştıkça suçluluk ve pişmanlık duyuyoruz.

Başkalarının hakkımızda ne düşünüyor diye kontrol etmeye çalıştıkça, sosyal ankisiteyemiz çoğalıyor ve hayal kırıklığı yaşıyoruz. Oysa bundan iki bin sene önce Epiktetos olmak üzere Stıacılar, dengeli bir hayat için basit bir formül önermişti.

Bazı şeyleri kontrol edebiliriz, bazı şeyleri kontrol edemeyiz. Kontrol edebildiklerine odaklan, edemediklerini çabalamaktan vazgeç.

Bugün kontrol edebilen insanlar duygusal olarak daha istikrarlı ve öz güvenli olduğunu biliyoruz.