CHP Kırşehir Milletvekili Metin İlhan Cumhurbaşkanlığı Bütçe Görüşmelerinde bir dizi değerlendirme ve tespitte bulundu. CHP Kırşehir Milletvekili Metin İlhan, bütçede halkın yaşam standartlarının yok sayıldığını ve ekonomik adaletsizliğin derinleştiğini söyledi.
Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Plan ve Bütçe Komisyonu’nda Cumhurbaşkanlığı’nın 2026 yılı bütçesi görüşmeleri sırasında söz alan CHP Kırşehir Milletvekili Metin İlhan, Cumhurbaşkanlığı harcamalarında hiçbir tasarruf yapılmadığını, temsil ve ağırlama giderlerinin arttığını belirterek, “Gerçek tasarruf vatandaşın sofrasından, gençlerin hayallerinden, emeklinin cebinden yapılıyor. Bu ülkede iki ayrı gerçeklik var: Biri 21 milyarlık Bütçesi ile Saray’ın hiç sönmeyen ışıkları ve ihtiyacı hiç bitmeyen gösterişli itibarı; diğeri markette, pazarda gramı hesaplayan, ay sonunu getiremeyen milyonların hayatı. Dolayısıyla bu bütçe bir yönetim tercihini değil, derin bir adaletsizliği belgelemektedir. Biz Meclis olarak burada işte o yok sayılan milyonların bütçesini konuşmak zorundayız." dedi.
Milletvekili İlhan, cari açığın yüzde yüz artarak 22,6 milyar dolara çıktığını hatırlatarak, “Bu ekonomik çöküşün temel sebebi Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’dir. Altı yılda 6 Merkez Bankası Başkanı, 4 Hazine ve Maliye Bakanı değişti. Kur korumalı mevduatla zenginler servetlerine servet katarken, dar gelirlilerin mutfakları yangın yerine döndü” diye konuştu.
Toplumun Çok Sayıda Kesimi Siyasi Hesaplar Uğruna Yok Sayılıp Mağdur Ediliyor
Milletvekili İlhan, “Bakınız, Bütçe’den faize yani zengine ödenecek para ise üreticimize ve çiftçimize verilecek desteğin 16 katı olan 2 trilyon 742 milyar liradır. Üreticimizin Kanuni hakkı olan desteklerden tasarruf yapılmış ama faiz lobisinden yapılmamış. Tabii bir de 2026 yılı için öngörülen 16 trilyon 216 milyar liralık Bütçe gelirlerinin yüzde 85’i vergiden onun da büyük bölümü dolaylı vergilerden yani garip gurebadan, çiftçiden, memurdan ve dar gelirlilerden tahsil edilecek. Sonuç olarak; kayıt dışı, güvencesiz ve düşük ücretli istihdamı düzeltmek yerine tek hedef olarak bir kişinin bekasını baki kılmayı kendisine amaç edinen bir ekonomik model inşa edilmiştir. İşsizlik Sigortası Fonu’nun üçte ikisi işsize değil, işverene gitmektedir. Geniş tanımlı işsizlik yüzde 29; gerçek işsizlik ise takdir edersiniz ki bunun çok üzerindedir. Çocuk işçiliği artarken mücadele projeleri yarıya indirilmektedir. Ayrıca 8,5 milyon açlık sınırının altında yaşayan emeklimiz var. Gençlerimiz işsiz, çaresiz ve ne yazık ki Türkiye, OECD’de “ev genci” birincisidir. Bütçede eğitim, sağlık, sosyal koruma ve tarıma ayrılan paylar düşerken yandaş müteahhitlere ve faiz lobilerine aktarılan bütçe yükü ise artmaktadır… Dolayısıyla bu Bütçe’de ileriye dönük milletimize somut katkısı olabilecek plan ve uygulamalar yoktur diyor, teşekkür ediyorum” dedi.
