Özgürlük, eşitlik ve laiklik yeniden yorumlanıyor.
Özgürlük...
Eşitlik...
Laiklik...
1789 Fransız ihtilalının tüm insanlığı derinden etkileyen ana sloganları.
Bu sloganlar insanı insan yapan temel ilkelerdir.
Su gibi, hava gibi, ekmek gibi insan yaşamı için gereklidirler.
İnsanca yaşamın sırrı bu kavramlarda gizlidir.
Fransız ihtilalının fikir temellerini besleyen M. Voltaire, M. Montaigne, Ch. Montesquieu bunun için sadece Fransa’nın değil, tüm insanlığın ortak değerleridir.
Özgürlük...
Eşitlik...
Laiklik...
Bu yüksek değerler bütün insanlar için gereklidir. İnsanlık bu güzellikleri oldukça geç keşfetmiştir.
Firavunlarla başlayan soyluların egemenliği binlerce yıl devam etmiştir. Soylular yemiş, içmiş, tıkınmış, diğer insanlar da onlara hizmet etmiştir.
Bazı insanlar dünyaya hizmet etmek için geldiklerini sanmışlar, tüm yaşamları boyunca da hizmetçilik yapmışlardır.
Efendileri öldüğü zaman onlarla birlikte diri diri mezara gömülmüşlerdir.
Aristo’nun “Efendiler düşünmeli, köleler çalışmalı” sözü dini bir emir gibi geçerliliğini yıllarca korumuştur.
Özgürlük...
Eşitlik...
Laiklik...
Yüzyıllarca süren uzun, yorucu kanlı mücadeleler sonunda bireysel haklar elde edilmiştir. Özgürlük, eşitlik ve laiklik birbirlerini tamamlayan ilkelerdir.
Laikliğin olmadığı yerde özgürlük özgürlüğün olmadığı yerde eşitlik olamaz. Bireysel özgürlük olmadan birey kendini geliştiremez.
Siyasi özgürlük olmadan irademizi özgürce kullanamayız.
Eşitlik olmadan yönetime katılamayız.
Laiklik olmadan hiçbir konuda özgürce davranamayız. Bağımsız kararlar alan bireyler olamayız.
Onun için bu yüce değerler tek tek bireylerle birlikte tüm insanlığın ortak ülküsüdür.
Tarihte bireylerin daha fazla özgür olma isteğine hiçbir güç engel olamamıştır. Ne kanlı diktatörler ne zalim krallar ne de kurnaz siyasetçiler bu önlenemez gelişmeyi durduramamışlardır.
Varoluşçu felsefenin temsilcisi J. Paul Sartre’a göre insan kendi özünü kendi yaratır. Kendi özünü yaratan tek varlık insandır. Örneğin kalem, kalem olmasını kendisine borçlu değildir. Fakat insan, insan olmasını kendisine borçludur. İnsan kendi Özünü belirlemek zorundadır.
İnsan kristalleşmiş bir özgürlüktür. Özgürlüğe mahkûmdur. Ancak özgür olan insan edimlerinden sorumludur.
İnsan önce var olur, daha sonra kendi özünü belirler. Bu durum onun kaderidir. Özgür bir varlık olan insan kendi değerlerini kendi yaratır.
İnsanın sınırsız bir gelişme gücü vardır. Bu gelişmeyi başlatan güç özgürlüktür. Özgürlük başıboşluk, keyfilik değildir, sorumluluğu da birlikte getirir. Sartre’a göre sorumluluğun kaynağı da yine özgürlüktür.
Özgürlük insanın soyluluk kaynağıdır.
İnsan sadece özgür değildir.
Özgür olmak zorundadır. Çünkü insan yaptıklarından, tutkularından sorumludur. Tutkular olumsuz davranışlarımız için özür değildir. Çünkü yeryüzünde insana yol gösterecek kendisinden başka hiçbir şey yoktur.
İnsan yardımsızdır, desteksizdir, tek başınadır. İnsanın önünde el değmemiş bir gelecek vardır. İnsan insanın geleceğidir.
Bunun için insan ne yaparsa o olacaktır.