Prof. Dr. Aslan, "Tıp bilimi, hem beyin gelişiminde hem de otizmi önlemede ilk 6 ayda sadece anne sütü ile beslenmeyi öneriyor ancak birçok çalışma, 24 aya kadar emzirildiklerinde bebeklerdeki olumlu etkilerin daha fazla olduğunu göstermiştir." dedi.

Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı Yenidoğan Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Yakup Aslan, AA muhabirine, anne sütü ile emzirmenin birçok yararı olduğunun çok uzun zamanlardan beri bilindiğini ifade etti.

Anne sütünün mucizevi bir besin olduğunu belirten Aslan, bu mucizevi besinin daha önce bilinmeyen yararlarının halen araştırılmaya ve keşfedilmeye devam edildiğini vurguladı.

Aslan, son zamanlarda tıpta dikkat çeken alanlardan birinin de anne sütü ile otizm arasındaki ilişki olduğuna dikkati çekti.

Otizmin sosyal etkileşimi, iletişimi ve davranışı etkileyen karmaşık bir gelişimsel bozukluk olduğunu anlatan Aslan, "Otizmin nedenleri aslında tam olarak bilinmiyor ama çevresel ve genetik faktörlerin rol oynadığı bilinmektedir. Günümüzde maalesef genetik faktörlere müdahale etme şansımız yok ancak çevresel faktörleri değiştirme şansımız var." dedi.

Aslan, otizm riski oluşturan çevresel faktörler arasında yaşam koşulları ve tarzı, beslenme ve aile ortamının etkili olduğunun altını çizerek, şöyle devam etti: "Son yıllarda çevre faktörleri arasında gösterilen bir etken daha var. O da anne sütüyle emzirme. Bilim insanları son yıllarda, mucizevi bir besin olan anne sütünün birçok yararlarının yanı sıra 'Acaba otizme de faydası var mıdır?' diye, ona odaklandılar. Bu konuda çeşitli araştırma ve çalışma yapıldı."

Otizm sıklığının ülkeden ülkeye değiştiğini, 2000'li yılların başlarında 150 bireyde bir görülen hastalığın ABD'de 68 çocukta bir olarak belirlendiğini dile getiren Aslan, bazı ülkelerde ise 36 çocukta bire kadar yükseldiğini söyledi.

Aslan, otizmin dünya genelinde yaklaşık 100 bebekte bir görüldüğünü belirterek, "Bu oldukça yüksek bir rakam. Ülkemizde sıklığı tam olarak bilinmiyor. Net bir istatistik yok ancak Türkiye'de 550 bin civarında otizmli birey olduğu düşünülüyor." diye konuştu.

Otizmin kesin bir tedavisi olmadığını vurgulayan Aslan, şu değerlendirmede bulundu: "Erken tanı ile özel eğitimler, sosyalleştirme eğitimleri ve tedavileri uygulanabiliyor. Bunlarla otizmli bireylerin hayata tutunmaları ve topluma entegre olmaları sağlanmaya çalışılmaktadır. İlaç tedavisi de olmadığına göre esas olan bunu önlemek olsa gerek. Önlemek için de elimizde bence çok güzel bir argüman var, o da anne sütümüz."

Anne sütünde beyin büyümesini artırıcı ve zihni geliştirici kök hücre, probiyotik yani mikrobiyota, hormon, vitamin ve bazı büyüme faktörleri bulunduğunu belirten Aslan, bunların muazzam bir etki ile beyin gelişimini desteklediğini söyledi.

Aslan, bazı hastalıkların tedavisinde kök hücre tedavisi uygulandığını ifade ederek, şu değerlendirmede bulundu: "Kök hücre tedavisi çok pahalı bir tedavidir ama anne sütündeki kök hücreler tamamen insan doğasına uygun. Bir taraftan bunlar mikro RNA'ları etkileyerek genetiği etkiler, bir taraftan kendileri de beyin hücresine dönüşebiliyorlar. Ne kadar muazzam bir şey. Bir kök hücre farklı şekle bürünebiliyor ve beyinde eksik olan tarafları tamamlamak üzere beyine doğru odaklanabiliyor ve beyin hücrelerini güçlendiriyorlar. Saydığımız faktörler hem beyin gelişimini hızlandırmakta hem de otizmin gelişimini önlemede etkili olmaktadır."

Aslan, emzirme esnasında annelerin bebeklerini kucaklarına almasının da olumlu etkileri olduğunu vurgulayarak, "Emzirme esnasında anne ile bebeğin teması hem bebeğin psikososyal gelişimini artırmakta hem de otizm için risk oluşturan çevresel faktörleri düzeltmektedir." dedi.

"Anne sütü hayati ve mucizevi bir besindir"

Emzirme süresinin de önemine dikkati çeken Aslan, "Tıp bilimi, hem beyin gelişiminde hem de otizmi önlemede ilk 6 ayda sadece anne sütü ile beslenmeyi öneriyor ancak birçok çalışma, 24 aya kadar emzirildiklerinde bebeklerdeki olumlu etkilerin daha fazla olduğunu göstermiştir." diye konuştu.

Aslan, mama takviyesi hakkında da "Mama takviyesi yaptığınızda anne sütünün etkisi azalmaz ancak her şeyden önce anne sütünün miktarı azalıyor. Ayrıca anne ile temas azalıyor veya kesiliyor. Bu nedenle mümkünse ilk 6 ay sadece anne sütünü ile beslenmeyi öneriyoruz." ifadelerini kullandı.

Emmeyen bebekler için sağılarak verilen süte ilişkin Aslan, şunları kaydetti: "Süt sağılınca besin değerleri hemen hemen aynı kalıyor ancak anne ile temas kesildiği için annenin florasını bebek alamadığı için bir miktar dezavantajlı oluyorlar. Yani mümkünse bebeklerimizi emzirerek beslemekte fayda var. Şayet olmuyorsa sağarak vermek gerekir. Mama verilecekse de mümkün olduğunca az ve kısa süreli vermek ve mamayı biberon yerine kaşıkla vermek gerekiyor."

Fenomenlerin yasa dışı bahis yoluyla elde ettikleri haksız kazanç mercek altında Fenomenlerin yasa dışı bahis yoluyla elde ettikleri haksız kazanç mercek altında

Prof. Dr. Yakup Aslan, tedavisi tam belli olmayan otizmde riskin birtakım düzenlemelerle, çevresel etkilerle azaltılabileceğini yineleyerek, sözlerini şöyle tamamladı: "Bunların en başında anne sütü geliyor. Önerimiz ilk 6 ay mümkünse sadece anne sütü vermek, bunu 6 aydan sonra ek besinlerle 24 aya kadar uzatmak. Süt yeterli değilse de en azından miktarı ne olursa olsun verilmeli, hiç vermemekten daha iyidir diyoruz. Anne sütü hayati ve mucizevi bir besindir. Bu nimetten faydalanmak gerekir."

Kaynak: Anadolu Ajansı