Ara tatil dönüşü ders zili çaldı! Ara tatil dönüşü ders zili çaldı!

Eğitim Bir Sen Kırşehir Şube Başkanı Fatih Mehmet Yavuz:

 

“ÖĞRETMEN AÇIĞI KAPATILMALIDIR”

Eğitim Bir Sen Kırşehir Şube Başkanı Fatih Mehmet Yavuz, eğitim kurumları yöneticiliği liyakat ve kariyer ekseninde profesyonel bir meslek olarak yapılandırılması gerektiğini açıkladı.

Öğretmen açığının mutlaka giderilmesi gerektiğini belirten Başkan Fatih Mehmet Yavuz, yapıtğı açıklamada şunları ifade etti:

“Eğitim yönetiminde temel sorun, yönetici seçme ve atamada belirsiz ve kestirilemez politikaların izlenmesi, uzun vadeli bir perspektifin oluşturulamaması, neticede kalıcı bir modelin inşa edilememesidir. Örneğin, 2004 ile 2021 yılları arasında 11 defa eğitim kurumu yöneticiliğini düzenleyen yönetmelik değişmiştir. Yaşanan tüm bu değişim fırtınasının gürültü patırtısına rağmen eğitim kurumu yöneticilerinin belirli süreliğine görevlendirilmesi sebebiyle güvencesiz çalışmak zorunda kalmaları, bu durumun motivasyonlarını olumsuz etkilemesi, günden güne artan sorumluluğa rağmen görevlendirme ile yapılan işin özlük ve mali haklar yönüyle cazip hâle getirilememiş olması da cabasıdır. Ayrıca herhangi bir yenilik getirmeyen birbirinin tekrarından ibaret düzenlemeler yüzünden sürdürülebilir, yürütülebilir ve tutarlı bir eğitim kurumu yöneticiliği sistemi inşa edilememiştir.

“Okullardaki müdür yardımcısından Millî Eğitim Bakanlığı’ndaki daire başkanına, genel müdüre kadar tüm eğitim yöneticilerinin görev tanımları, yetki ve sorumluluklarıyla genel yeterlilikleri belirlenerek yasal güvenceye bağlanmalıdır. Bir eğitim kurumuna öğretmen olarak atanabilme yeterliğine sahip olmak o kuruma yönetici olarak atanabilmenin birinci şartı olmalı, eğitim kurumu yöneticiliği ikinci görev kapsamından çıkarılmalı, bu önemli vazife görevlendirme ile değil kadrolu olarak yürütülmelidir. Eğitim yöneticiliğinin meslekleşmesi, mesleki yeterliliklerin belirlenmesi, meslek öncesi ve meslek içinde yetiştirme ile liyakat, uzmanlık, bilgi, beceri ve tutum ekseninde yapılacak seçme ve atama, eğitim yönetiminin somut adımlar atılması beklenen temel parametreleridir. Eğitim kurumu yöneticiliğine atama/görevlendirmenin yazılı sınav puanı ile nesnel kıstaslara dayalı mesleki çaba ve başarı ölçümü üzerinden gerçekleştirileceği bir sisteme ihtiyaç bulunmaktadır.

ÖĞRETMEN AÇIĞI KAPATILMALIDIR

“Eğitimin niteliğinin artırılması ve okullar/bölgeler arasındaki nitelik farkının kapatılması, okullarda boş ders kalmamasına ve sınıflarda sadece kadrolu öğretmenlerin bulunmasına bağlıdır. İhtiyaç olmasına rağmen yeterli atama yapılmamakta, yeterli aday bulunduğu hâlde atama yapılıp ihtiyaç karşılanmamaktadır. Bu durum, ‘önce eğitim’ iradesiyle çelişmektedir.  Öğretmen ataması, ihtiyacı karşılayacak şekilde yapılmalı, öğretmen açığı sorunu tarih olmalıdır.

ALAN DEĞİŞİKLİĞİNE İLİŞKİN TALEPLER BİR AN ÖNCE YERİNE GETİRİLMELİDİR

“Millî Eğitim Bakanlığı’nın alan değişikliği konusunda sessiz kalması, öğretmenlerin yer değişikliği başta olmak üzere, özlük haklarını kullanmalarını ve kariyer planlamasını olumsuz etkilemektedir. Yetkili sendika olarak konuyu KİK başta olmak üzere her platformda gündeme getirmemize rağmen Bakanlığın alan değişikliği hususunda herhangi bir açıklama yapmamasının oluşturduğu belirsizlik öğretmenleri huzursuz etmektedir. Öğretmenlerin alan değişikliği konusundaki haklı ve yerinde beklentileri acilen karşılanmalıdır.

HİZMETLİ VE MEMURLARIN HAKLARI İYİLEŞTİRİLMELİDİR

                “Eğitim-öğretim hizmetinin aksamadan yürütülmesi için emek sarf eden genel idare hizmetleri, teknik hizmetler, yardımcı hizmetler ve diğer hizmet sınıflarında çalışanların mali ve özlük hakları iyileştirilmeli; eğitim-öğretim sınıfı çalışanlarına tanınan haklar kendilerine de tanınmalıdır. Bu çerçevede, hazırlık ödeneği, Millî Eğitim Bakanlığı’nın merkez ve taşra teşkilatı kadrolarında görevli tüm hizmet sınıflarındaki eğitim çalışanlarına da ödenmelidir. Bununla birlikte, yardımcı hizmet sınıfı çalışanlarının görev tanımlarında belirsizlik giderilmelidir. Hizmetli ve memur gibi personelin görev tanımları bulunmamaktadır. Hizmetli kadrosunda görev yapan eğitim çalışanlarının en önemli sorunu, çalışma saatlerinin belirsizliği ve yapmakla yükümlü oldukları işlerin net olarak tanımlanmamasıdır. Memur ve hizmetlilerin görev tanımları yapılmalı. “Yöneticilerin verdiği diğer görevleri yapar” şeklindeki ifadelerin yer aldığı mevzuat hükümleri değiştirilmelidir.

“İkili eğitim yapan kurumlar başta olmak üzere, eğitim kurumlarında hizmetli kadrolarında görev yapanlar, haftada 40 saatin üzerinde çalışmasına rağmen, kendilerine fazla çalışma ücreti ödenmemekte; eğitim kurumunda çoğu durumda tek hizmetli olduğundan, personel yetersizliği gerekçe gösterilerek fazla çalışma karşılığı izin hakkından da faydalanamamaktadır. Personele, haftalık 40 saati aşan çalışmalarının karşılığı fazla çalışma ücreti ödenmesi ya da personel yetersizliği gerekçesine sığınılmadan fazla çalışma karşılığı izin hakkından faydalanmalarının sağlanması yönünde düzenleme yapılmalıdır.

OKULLARIN YARDIMCI PERSONEL VE DONANIM İHTİYACI KARŞILANMALI, OKULLARA DOĞRUDAN ÖDENEK TAHSİS EDİLMELİDİR

“Okullar arasındaki nitelik farkının sebeplerinden biri de fiziki altyapı ve donanım eksiklikleridir. Okulların öğretim materyali ihtiyacı had safhadadır. Hizmetli/özel güvenlikçilerin ücret, vergi ve sosyal güvenlik primleri, basit onarım, günlük rutin giderler, internet faturaları ödemeleri, sosyal faaliyetler için yol ve benzeri giderler, kırtasiye masrafları gibi zorunlu harcamalar, okul aile birliklerine yapılan bağışlardan karşılanmaktadır. Bu durumda da okul yöneticilerinin, bakanlık genelgeleriyle bağış konusunda eli kolu bağlanmaktadır. Eğitim-öğretim yılı başlamadan evvel, sınıf ve öğrenci sayısı, personel sayısı, büyüklük gibi kıstaslar esas alınarak her okula münhasır bir ödenek tahsis edilmelidir.

“ÖĞRETMENLERİMİZİN YER DEĞİŞİKLİĞİ TALEPLERİ KARŞILANMALIDIR

“Öğretmen atama ve yer değiştirme iş ve işlemlerinde eğitim-öğretim faaliyetlerini sekteye uğratacak düzeydeki tasarım eksiklikleri, öğretmenlerin yer değişikliği taleplerinin karşılanamamasına, mağduriyetlerin yanı sıra çalışma barışının bozulmasına ve motivasyon kaybına neden olmaktadır. Dezavantajlı ve elverişsiz şartların hüküm sürdüğü yerleşim yerlerinde görev yapan eğitim çalışanlarına yönelik gönüllülüğü esas alacak tedbirlerin alınması, rasyonel atama ve yer değiştirme sistemlerinin kurulması, eğitimcilerin en büyük beklentilerindendir. Bu anlamda, hem öğretmenlerin yer değişikliği gibi temel çalışma haklarını hem de öğretmenlerin bölgeler arasında adil dağılımını sağlayacak objektif bir yer değişikliği takvimi Eğitim-Bir-Sen tarafından önerilmiştir. Bu önerinin sıra tayininin hayata geçirilmesiyle birlikte uygulanması hâlinde yer değişikliği kaynaklı sorunlar büyük ölçüde çözüme kavuşacaktır. (HABER: AYHAN CEYLAN)

Editör: Çiğdem Sönmez