Gündem

METİN İLHAN: “TEĞMENLERİMİZ PİRÜPAKTIR”

CHP Kırşehir Milletvekili Metin İlhan, Millî Savunma Bakanlığı 2025 yılı Bütçe Görüşmeleri kapsamında Plan ve Bütçe Komisyonu’nda açıklamalarda bulundu.

CHP Kırşehir Milletvekili Metin İlhan, Millî Savunma Bakanlığı 2025 yılı Bütçe Görüşmeleri kapsamında Plan ve Bütçe Komisyonu’nda açıklamalarda bulundu.

Plan ve Bütçe Komisyonu kapsamında Millî Savunma Bakanlığı 2025 yılı Bütçe Görüşmeleri gerçekleştirildi. Milli Savunma Komisyonu’nun üyesi olarak ise CHP’yi temsilen CHP Kırşehir Milletvekili Metin İlhan konuştu. Milletvekili İlhan, konuşmasında ilk olarak “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” dedikleri için soruşturma başlatılan teğmenlere dikkat çekti. Milletvekili İlhan konuşmasının devamında ise TSK bünyesindeki çok sayıda askeri personelin ve sivil memurun özlük haklarına ilişkin sorunlarına değindi. Askeri hastanelerin kapatılıyor olmasının ciddi bir sorun olduğunu söyleyen Milletvekili İlhan, “askeri hastaneler acilen ve yeniden açılmalıdır.” dedi.

CHP Kırşehir Milletvekili Metin İlhan, her yıl sonunda Plan ve Bütçe Komisyonu'nda yapılmakta olan yeni dönem bütçe çalışmaları kapsamında sırasıyla görüşmeleri devam eden kurum ve kuruluşların arasında yer alan Milli Savunma Bakanlığı'nın 2025 yılı bütçesi üzerine gerçekleştirilen komisyon görüşmelerinde Milli Savunma Komisyonu'nun üyesi olarak partisini temsilen bir dizi açıklamalarda bulundu ve bakanlık bünyesinde yer alan çok sayıda birimin kendi içinde ciddi, önemli yetki alanları, görev ve sorumlulukları olduğunu belirterek konuşmasında ilk olarak şunlara yer verdi:

"Sayın Başkan, Sayın Bakan, değerli milletvekilleri, Binlerce yıldır birçok devlet ve imparatorluk kurmuş milletimizin kahraman orduları, tarih boyunca dünyanın en güçlü orduları olmuştur. Bu sebepledir ki Türk Silahlı Kuvvetleri her daim milletimizin en güçlü ve güvenilir kurumlarından biri olarak varlığını devam ettirmektedir. Ordumuz bu başarısını; temel olarak kendi kurumsal yapısını siyaset başta olmak üzere diğer dış müdahalelerden uzak tutarak sağlayabilmiştir. Ancak son yıllarda TSK içinde yaşanan çeşitli olaylar ve sorunlar sürekli olarak ülke kamuoyunda yer almaktadır. Henüz geçen sene 10 Kasım’da Tuzla Piyade Okulu’nda Atatürk rozeti takmayı reddeden bir teğmen meselesi gündemdeki yerini korurken, teğmenlerimizin yemin töreni sonrası yaşanan yeni bir kriz ile karşı karşıya kaldık. Teğmenlerimize teşekkür edileceği alkışlanacağı yerde maalesef kendilerine soruşturma açılmıştır. Teğmenlerimiz pirüpaktır ve silahlı kuvvetlerimize zarar verecek hiçbir tavır ve davranış içinde olmamışlardır. Bakanlığın "kasıtlı ve organize disiplinsizlik yapmaktadırlar" yönündeki açıklamasının ciddiye alınacak bir tarafı da yoktur. Teğmenlerimizi bu şekilde itham etmek ve kasıt aramak beyhude bir çabadır. Ayrıca Millî Savunma Bakanlığının, Yüksek Disiplin Kurulu toplantısından önce üstü örtülü şekilde görüş belirtmesi adil yargılamayı etkileyecek ve Yüksek Disiplin Kurulu'nun vereceği kararlar hakkında bir şüphe oluşmasına yol açabilecektir. Bu durum hukuken de vicdanen de kabul edilebilir değildir. Aziz milletimize şunu ifade etmek isteriz ki: Biz teğmenlerimiz ile gurur duyuyoruz ve her zaman yanlarında olacağız."

İLHAN: "TSK BÜNYESİNDEKİ ÇOK SAYIDA ASKERİ PERSONELİN VE SİVİL MEMURUN ÖZLÜK HAKLARINA İLİŞKİN SORUNLAR HALA ÇÖZÜM BEKLEMEKTEDİR!"

Milletvekili İlhan, TSK çalışanlarının hali hazırda çözüm bekleyen ve özlük haklarına yönelik hayata geçirilmesi ivedilik arz eden sorunları olduğuna dikkat çekerek bakanlık yetkililerinin bir an önce bu hususlarda harekete geçmesi gerektiğinin altını çizdi ve konuşmasını şu şekilde sürdürdü:

"Sayın Bakan, Değerli milletvekilleri, Askeri personelin ve sivil memurların süregelen sorunları ne yazık ki hâlâ çözülebilmiş değildir. Yıllardır hükümet kadrolarınca defaatle sözler verilmesine karşın; tazminat haklarını alamayan emekli astsubaylar ile ilgili vermiş olduğumuz kanun teklifi reddedildi. Bir milletvekili olarak kamuda iş hakkı verilmeyen Uzman Çavuş ve Sözleşmeli Erler için Kanun’un uygulanamıyor olmasını, şahsıma gelip belediyelere atanma talebinde bulunan sözleşmeli erlere ve uzman erbaşlara açıklamakta inanın zorluk çekmekteyim. Daha önce de dile getirdiğim 2000, 2001 ve 2002 yılları arasında naspedilen astsubay ve astsubaylıktan subaylığa geçiş yapan yaklaşık 1500 kişinin sivil okul borçlanma sorunu sebebiyle hem emeklilikte hem de fiili hizmet zammında yaşadıkları haksızlık ve eşitsizlik hâlâ devam etmektedir. Emekli maaşları yetersiz olan askerler ve sivil personellerin sorunları için de herhangi bir adım atılmamıştır. Bizler sürekli olarak mağdur olan askerlerimiz ile bir araya gelmekte ve sorunlarını uzun uzadıya konuşmaktayız. Takdir edersiniz ki hepsi çok ama çok dertli ve sizlerden de şikayetçiler. Sorunlar o kadar çok ki, bu ülkede “Terörle Mücadele Sırasında Yaralanıp Gazi Sayılmayanlar Derneği” var. Yanlış duymadınız Terörle Mücadele Sırasında Yaralanıp Gazi Sayılmayanlar Derneği. Herhalde keyfiyetten açılmadı bu dernek. Bunu söylemek bile, bana zul geliyor ama böyle bir derneğin varlığı hepimizin utancı olsa gerek. Hükümet duyarsız kalabilir ama biz yine de Cumhuriyet Halk Partisi olarak emekli astsubaylar, emekli subaylar, kamuya atanamayan uzman çavuşlar ve sözleşmeli erler, gazi sayılmayan kahraman vatan evlatları, muvazzaf personeller, şehit aileleri ve gazilerimizin sorunları için mücadele etmeye devam edeceğiz."

“ASKERİ HASTANELER ACİLEN VE YENİDEN AÇILMALIDIR..”

Son olarak Milletvekili İlhan, askeri personele yapılacak olan anlık müdahalede, askerlerin olası rahatsızlık durumlarında ya da hastalık hallerinde tedavilerini gerçekleştirecek olan birikimli ve donanımlı sağlık personellerinin yetiştiği askeri hastanelerin kapatılıyor olmasının ciddi bir husus olduğuna vurgu yaparak söz konusu durumun tekrar ele alınması ve yanlış kararlarla sistemde oluşan eksikliklerin beraberinde getirdiği sorunların derinleşmemesi için askeri hastanelerin yeniden açılması gerektiğini ifade ederek şu sözlerle konuşmasını noktaladı:

"Bir diğer önemli konu ise, Askerî sağlık sistemi. Önceden GATA en gelişmiş eğitim ve tedavi merkezi idi. GATA bünyesinde eğitim okulları ve üniversite hastanesi düzeyinde de iki Eğitim ve Araştırma Hastanesi vardı. Deniz ve Hava kuvvetlerinin özelliklerine göre uzmanlaşmış Deniz ve Hava Hastaneleri de vardı. Ayrıca tüm bu askeri sağlık sistemini destekleyen ikmal bakım onarım teşkilatı ve tıp etiği konularında uzmanlaşan birimler vardı. Personel ve ikmal tedarik konuları da tek elden yürütülürdü. Tedavi süreçlerinde karşılaşılan sorunlar, uygulanan tedaviler kayıt altına alınır ve yayınlaştırılırdı. Askeri Sağlık Sistemi tasfiye edilinceye kadar önemli bir arşiv, kuşaktan kuşağa geçen çok önemli bir birikim de vardı. Ancak gelinen noktada kapatılan okullar ve askeriyedeki yapısal işleyişin siyasetin bir şekilde etkisine açılmasıyla milletimizin göz bebeği Türk Silahlı Kuvvetlerimizin kurallar, temayüller ve geleneklerle şekillenmiş kurumsallığı da zarar görmüştür. Dolayısıyla iktidar şunu bilmelidir ki; Askeri Sağlık Sisteminin yeniden tesisi bir tercih değil, zorunluluktur; diyor tüm komisyonu saygıyla selamlıyorum."