Değerli okuyucularımız, herkese dua ve selamla yazıma başlıyorum
Dinimizde bir kimseyi kendine bağlamak veya büyük bir zata bağlanmak, iple, parayla, mevkiyle değil, sevgiyle olur. Ama ne gariptir ki günümüz dünyasında insanların çoğunluğu, menfaat sarmalında, rüzgarın bir yaprağı savurması gibi, bir ağırlığa ve sağlam bir kıbleye sahip değildirler. Bu gibi insanların dünyası menfaattir. Menfaat içinde yapılan her şey dünyadır. Helalin hesabı, haramın azabı olan dünyadan kurtulmak lazımdır.
Yükü az olan rahat eder. Fakat insanlar doymayıp, "Biraz daha! Biraz daha!" derler ve huzursuz olarak ölürler. Halbuki rızık bellidir. Kimse rızkını almadan dünyadan ayrılmaz.
Değerli okuyucularımız, Cenâb-ı Allah zaten kimse rızkından korkmasın, çünkü rızık benim arzımdadır beyanatıyla insanlara mesaj vermektedir. Daha insanlar dünyaya gelmeden önce rızıkları Cenâb-ı Allah tarafından tayin edilir. Bir hadîs-i şerifte nakledildiği gibi: "Eğer insanların rızkından korktuğu kadar, Allah'ın cehenneminden de korksaydı, halbuki ikisinden de kurtulacaktı" hadisi bizlere hatırlatmaktadır. Ama ne hikmetse bilinmez, insanoğlunun çoğu kendisini Cenâb-ı Allah'a teslim etmekten aciz kalmıştır.
Doyumsuz istek ve arzularının bir an önce gerçekleşmesi için "Gelirse gelsin, nereden gelirse gelsin" kolayına kaçarak kendini dünya malı kucağına atmıştır. Kendini Allah'a havale edememiştir.
Bütün kötülüklerin başı dünya sevgisidir. Bütün kötülükler, kavgalar, almak üzerinedir. Dünyalık isteyen sevimsizleşir. Veren aziz, alan zelil olur. Kula değil, Allah'a el açmalı.
Çağımızda Allah'ı, Kur'an'ı, Peygamberleri, farz ve sünnetlere tabi olan, elhamdülillah, müslüman din kardeşlerimiz sayıca çoktur. Bunlara nispeten tamamıyla Allah'ın emir ve yasaklarından kendini soyutlamış, kendilerini menfaat ve dünya sarmalına teslim etmiş insanlarımız da az değildir.
Allah'ın rahmeti, azabından daha büyüktür elhamdülillah. Bu rahmet, insanlığa ne güzel bir umuttur ki, ne var ki bazı dünyalık insanları bu güzellik ve kurtuluş ışığını ve hakikati görememektedir.
Allah'a el açıp, isteyeceğine kula kul olma, menfaat ve günü kurtarma derdiyle Allah'tan uzaklaşıp dünya ve dünyalıklara körü körüne teslim olmuştur.
Bu gibi insanlarımız, hiç farkında olmadan kalıcı olanı, geçici olana tercih ederek büyük bir ziyan ve hüsranla bu gaflet uykusundan uyanacaklarını unutmasınlar.
Bu dünyada kim kimi severse, ahirette onunla beraber olacak demektir. Sevgiyle bağlanan kimseyi hiç kimse koparamaz. Menfaatle bağlayanlar her an kopabilir.
Bugün hani hep insanlık şikayet ediyor ya kendi halini, bu hal insanlığın eseridir. Dünyaya körü körüne bağlanmak, menfaat pusulasıyla yatıp kalkmak, dünya ve dünyalığı tercih etmek, elbetteki baki bir tercih değildir. Baki olmayan bu tercih, bizi bu dünyada aile, akraba, komşu, yönetim, adalet, insan hakları, kısacası hayatın her kademesinde duyu organlarımızı iflas ettirdi.
Duyuyoruz, işitiyoruz, görüyoruz, hissediyoruz, tat alıyoruz ama insani olarak işlevselliğimizi yerine getiremiyoruz.
Sevginin sınırsızlığını, pamuk ipliğine bağlı menfaat sarmalına feda ediyoruz.
İnsanlık dünya sultanı değil, ahiret sultanı olma yolunda kürek çekmelidir.
Unutulmaması gerekir ki, ahirette dünya sultanlığı işe yaramaz.