Livaneli: “Türkiye'nin bir talihsizliği de tek boyutlu "aydın" tipi”

Zülfü Livaneli, Celal Şengör’ün “Neşet Ertaş’ı tanımam” demesine sosyal medyadan tepki gösterdi.

Geçtiğimiz günlerde Özlem Gürses’in OZ adlı programına katılan Celal Şengör’ün “Neşet Ertaş’ı tanımam” söylemi Türkiye’de büyük yankı uyandırmıştı. Celal Şengör’ün ifadeleri sanat dünyasında da büyük tepki gördü. Celal Şengör’e tepki verenlerde biri de ünlü müzisyen ve yazar Zülfü Livaneli oldu.

“Tavşan dağa küsmüş dağın haberi olmamış”

Deniz Arman kimdir? Deniz Arman nereli ve kaç yaşında? Deniz Arman kimdir? Deniz Arman nereli ve kaç yaşında?

Zülfü Livaneli yapmış olduğu paylaşımda 2012 yılında Neşet Ertaş’a dair yazmış olduğu “Anadolu’nun Büyük Evladı” başlıklı yazısını paylaşarak “Türkiye'nin bir talihsizliği de tek boyutlu "aydın" tipi. Bunlardan birisi Neşet Ertaş'ı tanımam demiş. Aklıma hemen "tavşan dağa küsmüş dağın haberi olmamış sözü" geldi. Bir de Neşet öldüğünde yazdığım bu yazı.” ifadelerini kullandı.

neşet ertaş

Livaneli: “Neşet Ertaş büyük evlattı”

Zülfü Livaneli 25 Eylül tarihinde aramızdan ayrılan büyük usta Neşet Ertaş için 26 Eylül 2012 yılında “Anadolu'nun Büyük Evladı” başlıklı bir yazı yazarak “Neşet Ertaş öldü ve biz biraz daha yoksullaştık, biraz daha kuru, sıradan, ruhsuz bir ülke olmaya yaklaştık.” ifadelerine yer verdi. Neşet Ertaş’ın geçmiş ile günümüz arasında bir köprü olduğuna dikkat çeken Livaneli, “Fazıl Hüsnü Dağlarca "Milletler büyük evlatlarıyla nefes alır!" demişti. Neşet Ertaş büyük evlattı. Çünkü bize Orta Asya'dan Anadolu'ya göçenlerin, dağlara tepelere akarsulara isim verenlerin, gönül teli titreyenlerin, yürekten yüreğe gizli bir yol bulanların bozlaklarını, türkülerini taşıyordu. Geçmişimizle aramızda duran ışıltılı bir köprü gibiydi Neşet.” dedi.

Livaneli geçmişin ruhunu bizlere taşımasını ise “Son nefesine kadar dilinden düşürmediği büyük usta Muharrem Ertaş'ların, Çekiç Ali'lerin soluğunu aktarıyordu. O Muharrem usta ki "Ferman padişahın dağlar bizimdir!" diye haykırdığı zaman kâinat durup dinlerdi. O Çekiç Ali ki "Sarı yazma yakışmaz mı güzele" diye ünlediği zaman, kuşlar, böcekler, kelebekler susardı.” ifadeleri ile anlatıyor.

Livaneli: “Elindeki sazın bin yıldır çalındığını, avazının bin yıldır Anadolu gökyüzüne salındığını bilmiyordu”

Neşet Ertaş’ın radyo dönemine değinen Livaneli, “Genç Neşet Ertaş da radyo döneminde bir tek türküsüyle halkın ruhunu esir almıştı. O sıralarda yaygın olan ve çok kişinin okuduğu Ali İzzet'e ait "Mühür Gözlüm" türküsünü çığlık çığlığa söylemiş, o anda da Türkiye'ye damgasını vurmuştu. Bu genç adamın sesinde, sazında sanki çırpınan bir kuşun çığlığı duyuluyordu. Dinleyenlerin tüyleri diken diken oluyordu. O günden sonra herkes birbirine sormaya başladı: Kim bu adam, kim bu adam? Halk onu tek bir kişi sanıyordu; elindeki sazın bin yıldır çalındığını, avazının bin yıldır Anadolu gökyüzüne salındığını bilmiyordu.” diye yazıyor.

“Neşet’in sesi en yüksekten uçan turna kuşlarına benziyordu”

Livaneli, “Aşık Veysel'in sesi toprağa benzerdi, Neşet'inki ise gökyüzüne, bulutlara, rüzgârlara, en yüksekten uçan turna kuşlarına. Neşet Ertaş bizi geçmişimize bağlayan bir köprüydü dedim... Orta Asya'dan gelen Türkmen boylarının pentatonik müziğini duyuruyordu bizlere. İnsanlar bilinçle kavramasalar bile, kromozomlarına kazınmış olan bu tarihsel hafızayı hissediyorlar ve "İşte bu bizden!" diyorlardı.” yazısında ifadelerini kullanıyor.

Zülfü Livaneli, Çin Uluslararası Radyosu’nun Neşet Ertaş’ı konuşmak için aradığını şu ifadelerle anlattı:

“Eğer Neşet ve babaları, amcaları İspanya'da yaşasa flamenko ustaları gibi onurlandırılırlar, incelemelere, tezlere konu olurlardı. Yunan olsalar, rebetika ustaları gibi isimleri yüceltilirdi. Amerikalı olsalar blues efsaneleri olarak dünya tarihine geçerlerdi. Ama onlar ne yazık ki kıymet bilmeyen bir ülkenin, kabuk değiştirmeye çalıştığı bir devrine rastlamışlardı.

Kabuk değiştirmek kültür değiştirmek demektir. Kendi ülkesiyle bağlarını koparmaya çalışan gençliğin (ve genç sanatçıların) New York'lu olmaya özendiği bir dönemde Neşet'in dünya çapındaki ustalığını kim anlayacaktı ki.

Bugün pek çok radyo televizyon kanalı sorular yöneltti. Neşet Ertaş konuşulacağı için çoğuna olumlu cevap verdim. Arayanlardan ve Neşet programı yapanlardan birisi hangi kurumdu biliyor musunuz: Çin Uluslararası Radyosu.”

“Neşet Ertaş'la da Kırşehir bozlakları perde indiriyor”

Zülfü Livaneli “Anadolu'nun Büyük Evladı” başlıklı yazısına “Bizde bazıları Neşet Ertaş adını duymamıştır ama dünya böyle bir ustanın önemini bilir. Nasıl Aşık Veysel'le, Âşık Mahzuni'yle birer devir kapandıysa, Neşet Ertaş'la da Kırşehir bozlakları perde indiriyor. Bu gelenek elbette bitmeyecek, bozlak söyleyen genç sanatçılar yüreğimizi titretmeye devam edecek ama Neşet'in sadası duyulmayacak artık. Mekânın cennet olsun sevgili dost. Evvelimiz sen oldun, ahirimiz de sensin.” diye son veriyor.

Muhabir: Gurbet ERUL