Gündem

Kırşehirli ünlü Avukat Mehmet Ali Alan kimdir?

Ankara’da avukatlık yapan ve yıllarca Ankara Vergi rekortmeni olan Kırşehirli hemşehrimiz Mehmet Ali Alan kimdir?

12 Eylül 1980 darbesinde genç bir avukat olarak Necmettin Erbakan'ı savunan Mehmet Ali Alan, AK Parti'nin iktidara gelmesiyle birçok belediyenin avukatlığını aldı.

2000'li yıllarda dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül başta olmak üzere AK Parti'li bakan ve belediye başkanlarının avukatlığını üstlenen ve 2007 yılında AK Parti’den Kırşehir Milletvekili aday adayı olan Mehmet Ali Alan kimdir?

Mehmet Ali Alan, gazetemize kendisini şöyle tanıtıyor:

“Ben 1977 yılının Ekim ayından itibaren Sayın Necmettin Erbakan’ı, Turgut Özal’ı, Oğuzhan Asiltürk’ü, Hasan Aksay’ı, Şevket Kazan’ı, Fehim Adak’ı ve Recai Kutan’ı avukat olarak mahkemelerde temsil ettim. Kenan Evren ve Kuvvet Komutanlarının Amerika’nın isteği doğrultusunda, 12 Eylül 1980 darbesini yapmalarından hemen sonra, bu yukarıda isimlerini verdiğim zatların tamamını vicdana, insafa ve ahlaka aykırı bir şekilde tutuklattırıp cezaevine koydular. Ben bu zatları Ankara Sıkıyönetim 1 No’lu Askeri Mahkemesi’nde savunarak beraat ettirdim. Darbeler bir türlü bitmiyor, rütbeli askerler siyasilerin başları üzerinde Demokles’in kılıcını sallıyorlardı. Nitekim çok geçmeden 28 Şubat 1997 tarihinde İsmail Hakkı Karadayı ve Çevik bir komutasında silahlı kuvvetler post modern darbe yaptı ve Erbakan’ı başbakanlıktan alınmasını Sincan’dan tanklar yürüterek zorla sağladılar. Bu darbeden sonra Müslümanlara baskı yapmaya onları yıldırmaya çalıştılar ve Sayın Abdullah Gül ve Sayın Erbakan hakkında trilyon davası açtılar ben Ankara 9. Ağır Ceza Mahkemesi’nde Sayın Abdullah Gül’ü savunarak beraat ettirdim. Ne var ki Necmettin Erbakan o davada mahkûm oldu ancak onun savunmanı ben değildim. Sayın Erbakan’ın mahkûmiyeti kesinleşince onu cezaevine atmak istediler. Sayın Erbakan, hakkındaki cezanın infazı için davetiye alınca, cezasının ev hapsine çevrilmesi için benden yardım istedi. Yeni bir vekâletname tanzim edip bana gönderdi. Ben de onun cezasının ev hapsine çevrilmesi için Ankara 9. Ağır Ceza Mahkemesi’nde kendisini vekil olarak temsil ettim. Cezasını ev hapsine çevirtmeyi sağladım.

“28 Şubat sürecinde Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan hakkında, solcu bir başsavcı vekili haksız ve vicdanları yaralayıcı uyduruk delillere dayalı, ‘Mal Bildiriminde Bulunulmaması Rüşvet Ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanunu’nun 13. Maddesinden Ankara 7. Asliye Ceza Mahkemesi’ne dava açtı. Bu dava açılınca o tarihte Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı olan Sabih Kanadoğlu, Recep Tayyip Erdoğan ‘artık muhtar bile olamaz’ diye nutuklar atıyordu. Ancak bu davada Sayın Cumhurbaşkanını ben temsil ettim ve beraatını sağladım. Yolunu açtım.

“Yine 28 Şubat sürecinde savcı Nuh Mete Yüksel’in emriyle, polisler bir gece ansızın Melih Bey’in evine baskın yaptılar. Onu evinden alıp Ankara Emniyet Müdürlüğü’nde nezarete attılar. Sabah 11 sularında onu ziyarete gittim ve odayı gördüm, 2 metre genişliğinde 4 metre uzunluğunda bir odada aslanlar gibi dolaşıyordu. Çok üzülmüştüm. Hemen Devlet Güvenlik Mahkemesi’ne koştum. Dosyayı inceledim, dosyada Melih Bey’in en küçük bir kusurunun olmadığını gördüm. Aleyhinde dosyada hiçbir delil yoktu. Bunu görünce Nuh Mete’ye insanlara eziyet etmenin hiçbir yararının olmayacağını bir gün sana da hukukun lazım olacağını söyleyerek, ‘Melih Bey’i neyle suçluyorsun delil yok, kanıt yok. O Ankara Büyükşehir Belediye Başkanıdır. Evine ne için baskın yaptırdın. Telefon etseydin ifade vermek için gelmez miydi? Ya da davetiye gönderseydin kaçacak mıydı?’diye söylendim dilekçeyi o tarihte Sıkıyönetim Askeri Mahkemesi’nde hakim olan Tanju Güvendiren ve Ülkü Coşkun inceledi ve Melih Bey’in derhal serbest bırakılması gerektiğine karar verdiler. Ben de o gün saat 17:00’de emniyetten aldım evine, çocuklarına kavuşturdum.

“Yüzlerce Bakanı, Milletvekillerini, Belediye Başkanlarını, Meclis Üyelerini, savundum. Çok büyük başarılara imza attım. Adaleti sağladım. Gençliğim ve yaşamım çok büyük mücadelelerle geçti. Bir baktım ki ihtiyarlamışım. Geriye dönüp film şeridi gibi hayatımı incelediğimde zor zamanlarda insanları savunarak onların eş ve çocuklarıyla mutlu yaşamalarında tuzumun olduğunu görüp gururlandım, onurlandım.“(HABER: İLKNUR ÖNCÜ)