Aşık Sait, Kırşehir’in Toklumen köyünde doğup Anadolu’nun dört bir yanını gezen unutulmaz bir halk ozanı. Sazı ve sözleriyle hâlâ kulaklarda.
Aşık Sait kimdir?
Anadolu halk kültürünün köklü taşıyıcılarından biri olan Aşık Sait, 1835 yılında Kırşehir’in Toklumen köyünde dünyaya geldi. Gerçek adı Said olan bu güçlü halk ozanı, “Değirmencioğulları” ailesinden gelir. Küçük yaşlarda köy hocasından okuma yazma öğrenen Sait, 18 yaşında Kayseri’ye giderek burada yaklaşık iki buçuk yıl süren medrese eğitimi aldı.
Saz çalmayı ise tamamen kendi çabasıyla öğrendi. Toklumen’de başlayan yaşamı; bağlamasıyla birlikte Ankara, Konya, Mersin, İstanbul gibi şehirleri dolaşarak devam etti. Kayıkçılık, çiftçilik, binicilik gibi geçimlik işlerle hayatını sürdürdü. Ancak asıl kimliğini türkülerde ve şiirlerinde buldu.
Aşık Sait’in türküleri ne anlatıyor?
Aşık Sait’in eserleri; sevda, gurbet, özlem, doğa sevgisi, halkın gündelik yaşamı gibi konuları işler. Hece ölçüsüyle yazılmış sade, içten ve güçlü şiirlerinde yalın bir Anadolu dili kullanır.
Sözleriyle insanı derinden etkileyen Aşık Sait, yaşadığı dönemde sadece saz ustalığıyla değil, söze kattığı anlamla da dikkat çeker. Bazı türkülerinde tasavvufi izler görülürken, bazılarında ise tamamen halk yaşamının gerçekliği vardır.
1936 yılında oğlu Muzaffer Ergün tarafından şiirleri derlenerek “Toklumenli Aşık Said” adıyla yayımlanmış; böylece eserleri kayıt altına alınmıştır.
Toklumenli bir değer unutuluyor mu?
Ne yazık ki Aşık Sait’in adı, günümüzde hak ettiği değeri göremeyen halk ozanları arasında. Kırşehir’in Toklumen köyünde bulunan anıt mezarı, yıllardır ihmal edilmiş durumda.
Yerel halk, onun mirasına sahip çıkılması için anma programları, belgeseller, konserler ve kültürel etkinliklerin düzenlenmesini istiyor. Özellikle genç kuşakların Aşık Sait gibi halk ozanlarını tanıması, Anadolu’nun kültürel sürekliliği açısından büyük önem taşıyor.
