Kırşehir, İç Anadolu’nun kültür başkentlerinden biri olarak bilinir ve adının kökeni hakkında birçok rivayet bulunmaktadır. Bu tarihi ve doğal güzelliklerle dolu kentin isminin nereden geldiğini merak edenler için işte detaylar:
TARİHİ VE KÜLTÜREL ZENGİNLİKLER
Kırşehir, Eski Tunç Çağı’na kadar uzanan köklü geçmişiyle dikkat çeker. Hititler, Frigler, Persler, Makedonyalılar, Romalılar, Bizanslılar, Selçuklular ve Osmanlılar gibi birçok uygarlık, bu topraklarda hüküm sürmüş ve kendi izlerini bırakmıştır. Moğol istilası döneminde stratejik bir merkez haline gelen Kırşehir, 13. yüzyılda emir Nureddin Cibril Bin Cacabey’in Moğollarla kurduğu dostane ilişkiler sayesinde önemli yapılar kazanmıştır. Cacabey Medresesi, Anadolu’nun ilk astronomi medreselerinden biri olarak tarihe geçmiştir. Kızılırmak yakınındaki Kesikköprü Kervansarayı ise ticaretin kalbi olmuştur.
yüzyıldan 15. yüzyıl ortalarına kadar Anadolu’nun kültürel ve sosyal merkezi olan Kırşehir, Ahilik teşkilatının kurulduğu yer olarak da bilinir. Bu teşkilat, ticari hayatın temel ilkelerini belirleyerek karşılıklı yardımlaşma ve doğruluğu teşvik etmiştir. 14. yüzyılda ünlü tasavvufçu Âşık Paşa, 12 bin beyitlik ‘Garibname’ adlı eserini burada kaleme almıştır. Karamanoğlu Mehmet Bey’in Türkçeyi resmi dil haline getirme çabalarının ardından, Âşık Paşa da bu dili daha da zenginleştirmiştir.
KIRŞEHİR’İN İSMİNİN KÖKENİ
Kırşehir’in antik adı Makissos’tur. İmparator I. Justinianus döneminde (527-568) şehir yeniden inşa edilerek Jüstinianopolis adını almıştır. Ancak, Türklerin bu bölgeye yerleşmesiyle birlikte, şehir “Kır şehri” olarak anılmaya başlanmıştır. Bu isim, zamanla halk arasında kısalarak “Kırşehir” haline gelmiştir. Bazı köylerde yaşayan insanlar, burayı hala “Kır şehri” olarak anmaktadır.
Bir diğer rivayete göre ise, Timur Anadolu’ya geldiğinde, burada yaşayan halkı göstererek “kırın şehri” demiştir. Bu ifade zamanla “Kırşehir” olarak yerleşmiştir.
MODERN DÖNEM VE KÜLTÜREL MİRAS
Kırşehir, 1921’de bağımsız mutasarrıflık haline gelmiş ve Cumhuriyetin ilanıyla il merkezi olmuştur. 1924’te çevresindeki ilçelerle birlikte büyüyen Kırşehir, 1944’te Kaman’ın ilçe olmasıyla daha da genişlemiştir. Her ne kadar 20 Temmuz 1954’te çıkarılan bir yasa ile Nevşehir’e bağlı bir ilçe haline getirilse de, 1 Temmuz 1957’de yeniden il statüsüne kavuşmuştur.
Kırşehir, birçok önemli Türk İslam şairi ve düşünürü yetiştirmiştir. Süleyman Türkmani, Ahmedi Gülşehri, Hacı Bektaş Veli, Taptuk Emre ve Yunus Emre gibi isimler, buranın kültürel zenginliğine katkıda bulunmuştur. Ayrıca, Neşet Ertaş gibi büyük ozanlar da Kırşehir’den çıkmış ve bu nedenle şehir ‘Ozanlar Diyarı’ olarak anılmaktadır.