Gündem

KIRŞEHİR’İ KORUMA PLATFORMU KURULDU

Kırşehir’de yaşanan Altın Madeni gelişmelerinin ardından harekete geçen duyarlı insanlar tarafından yeni oluşumlar kurulmaya başladı.

Kırşehir’de yaşanan Altın Madeni gelişmelerinin ardından harekete geçen duyarlı insanlar tarafından yeni oluşumlar kurulmaya başladı. Bu çalışmaların ilk yansıması iş insanı Mustafa Düger’den geldi. Düger ve ekibi tarafından kurulan Kırşehir’i Koruma Platformu’nun ilk çalışması Kırşehir’de arama ruhsatı bulunan ve Kırşehir’in su yatakları, Malya ovası, Seyfe gölü ve bölgedeki tarım ve hayvancılığı yok edeceğine kesin gözle bakılan altın madenlerinden Kırşehir’i korumak olacak.

Kırşehir Kent Konseyinin yürüttüğü maden çalışmalarına katkı sunan Kırşehir Belediyesinin ardından sivil toplum kuruluşları ile il dışındaki Kırşehirli STK’lar, basın yayın kuruluşları, meslek örgütleri ve Kırşehir’de kurulacak maden ocaklarının çevreye etkilerinin daha iyi anlaşılabilmesi için bilgi alışverişlerini yapmak, bilgilendirme toplantıları düzenlemek, Kırşehir ve Ülke kamuoyuna durumu aktarmak için Kırşehir’i Koruma Platformu kuruldu.

Kırşehir Belediyesi ve Kırşehir Kent Konseyinin içerisinde yer aldığı Platforma, Ankara Mimarlar Odası dahil olurken Kırşehirli dernek, federasyon ve vakıfların destek vermesi bekleniyor.

Kırşehirli İş insanı Mustafa Düger önderliğinde kurulan Kırşehir’i Koruma Platformu’nun koordinatörlüğünü gazeteci Erdem Yeşer yürütüyor.

Platform ilk kuruluşunun ardından ilk toplantısını verilerin daha sağlıklı toplanması, incelemelerin ve değerlendirmenin bilim ışığında olması için, Mimarlar Odası Ankara Şubesi ev sahipliğinde, Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Derya Başyılmaz, Mimarlar Odası Ankara Şube Sekreteri Burak Konkan, Mimarlar Odası Ankara Şube Yönetim Kurulu Üyeleri İsmail Coşkun, Oğuzhan Bozdağ, Çevre  Mühendisleri Odası Ankara Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Hülya Altay, Kimya Mühendisleri Odası Ankara Şubesi Yönetim Kurulu Sekreter Üyesi Fırat Ayan, Kırşehir Belediye Başkanı Selahattin Ekicioğlu, Kırşehiri Koruma Platformu başkanı Mustafa Düger, Kırşehir Kent Konseyi Başkanı Ömer Duran, Kırşehiri Koruma Platformu koordinatörü Erdem Yeşer katıldı.

ALTIN MADENCİLİĞİNİN TELAFİSİ GÜÇ ZARARLARA YOL AÇTIĞINI GÖRÜYORUZ

Toplantıda Kırşehir ili Boztepe İlçesi’ne bağlı Çimeli, Körpınar ile birlikte merkeze bağlı Çuğun ve Özbağ’a bağlı Kızılcaköy’e ait mera arazisinde devam eden altın arama sondaj çalışmaları ile birlikte yürütülen ÇED başvurusu süreci ele alındı.

Meslek odaları, ‘’Kırşehir’de Mera ve tarım alanları ile birlikte hayvan besiciliği işletmelerinin en önemli besin kaynaklarının yok edilmesi ile karşı karşıyayız. Altın madenciliğinin ülkemizdeki yaşam alanlarında telafisi güç zararlara yol açtığını görüyoruz. Geniş ve çok önemli su-tarım ve hayvancılık havzalarına sahip Kırşehir’de altın madenciliği arama ve işleme ruhsat başvurularının yaygınlaşması endişe vericidir.

Yapılması gereken Uluslararası Sulak Alanlar Sözleşmesi olan RAMSAR Sözleş- mesi ile koruma altında bulunan ve yüzey suyu genişliği ile, Kervansaray dağ hattı yukarı havza ağaçlaması ile oluşturulan  ormanlık alanları korumak, yer altı yerüstü sularının arttırılmasına yönelik çalışmalar yapmaktır’’

Kuş Cenneti Seyfe Gölü sınırında altın madenciliği yapılıyor.

Yeraltı ve yer üstü su kaynakları zenginliği ve altın madenciliği yan yana gelemez Toplantıda Kırşehir’de altın arama sondaj çalışmaları sürdürülen bölgenin özelliklerine dair bilgiler verildi.

Kuş cenneti Seyfe Gölü sınırında altın madenciliği yapıldığı ve bölgedeki su varlığının ve canlı  yaşamının tehlikede olduğu vurgulandı.

Toplantıda, şunlar kaydedildi:

‘Yüzlerce kuş türünün barındığı ‘Kuş Cenneti’ne, dünyada nesilleri azalan flamingo kuşlarına ev sahipliliği yapan Seyfe Gölü, Orta Anadolu’da bulunan birkaç tuzlu gölden biri olup, tektonik kökenli bir havza da yer almakta ve sulak yer yer sazlık bataklık alanlardan oluşmaktadır. Gölün doğusunda, kıyıya yakın sazlıklardan oluşmuş pek çok adacık vardır.

Göl, 1989’da 1’inci derece SİT alanı, 1990’da tabiat koruma alanı ilan edilirken, 1994’te de Ramsar Sözleşmesi ile uluslararası düzeyde korunma altına alınmış, sondaj çalışmalarında gölden su kullanımı olması ile göl su varlığının canlı yaşamı tehlike altında kalmaktadır.

Batı kanadında Eti Gümüş Maden Sahası, doğu kanadında Doğa Çiftliği Maden Sahası, Karacaören Maden Sahası ve şimdi Defaş Maden Sahası (Defaş, Demir Export + Fernas ( Çimeli, Körpınar,Çuğun, Kızılcaköy), Universal (Karacaören), Koza (Dağ çiftliği), Eti Gümüş (Çayağzı)) Maden sahaları vardır. Yer seçimleri ile birlikte sondaj-çıkartma ve işletme tekniklerinin ekosisteme ve habitatın sürekliliğinin sağlanması yönünde gelişmeleri, kimyasallığı ile birlikte atık yönetimi ve Ramsar Sözleşmesi’nin, taraf ülkelerce uygulanabilmesi için Kanada’nın Regina kentinde düzenlenen 3. Akit Taraflar Toplantısı’nda Sulak Alanların Akılcı Kullanım Kavramı “sulak alanların insan yararı için, ekosistemin doğal özelliklerini  devam ettirilebilmesini sağlayacak şekilde sürdürülebilir olarak kullanılmasıdır” şeklinde tanımına aykırı bir sistem kurgusu vardır. Bu sistem kurgusu içinde olunmaması ile birlikte, ‘sulak alanların şimdiki nesillere azami ve devamlı yararlar sunabilecekleri ve aynı zamanda gelecek nesillerin ihtiyaçlarını ve özlemlerini karşılayabilme potansiyellerini devam ettirebilecekleri şekilde kullanılması’ için gerekli olan sürdürülebilir kullanım biçimi olumsuz etkileyecek her türlü iş ve işleme taraf olunacağının bilinmesi gereklidir.’’

KIRŞEHİR’İ KORUMA PLATFORMU KURULDU

Kırşehir’de yaşanan Altın Madeni gelişmelerinin ardından harekete geçen duyarlı insanlar tarafından yeni oluşumlar kurulmaya başladı. 

Kırşehir’i Koruma Platformu Başkanı Mustafa Düger, “Kırşehir’in su havzası katledilecek, Seyfe tamamen bitecek, çevre köylerde tarım ve hayvancılık son bulacak” ifadelerini kullandı.

Kırşehir’i Koruma Platformu Başkanı Mustafa Düger, yaptığı açıklamada;

“Ülkemize değer katacak her şeyin yanında oluruz, biz altın çıkarılırken uygulanacak vahşi sisteme, yok edeceği Seyfe gölüne, Kırşehir’in yüz binlerce insanın içme suyuna kast eden arama ve çıkartma yöntemlerine karşıyız, doğaya zarar vermeyen bir sistemle devletimiz kendisi çıkartsın bir itirazımız  yok, gelinen noktada ve elde ettiğimiz verilerde Kırşehir’in su havzası katledilecek, Seyfe tamamen bitecek, çevre köylerde tarım ve hayvancılık son bulacak, bilimin ışığında durmak için bu toplantıyı tertip ettik ve verilen destekler için şimdiden teşekkür ediyorum” diye konuştu.

Düger “Hammadde kaynaklarından katma değer yaratacak teknolojilerin geliştirilmesi elbette sağlanmalıdır. Ancak, kaynakların hesapsız, koşulsuz ve hedefsiz üretimleri ülkelere çoğu zaman katkı sağlamayabilir. Öncelikli olarak hangi madenin aranacağı ve işletileceği, önemli ve saptanması gereken bir konudur. Bu da birçok parametreye bağlı olarak saptanır. Kaynak üretiminde öncelik tespiti yapmak gerekir, ama yetmez.

Üretim teknolojilerinin faaliyete geçebilmesi için bu faaliyetlerin yasalarla ya da uluslararası sözleşmelerle uyum içinde olması, onlarla çelişmemesi gerekmektedir. Ayrıca, üretim aşamasında da bu faaliyetler denetlenebilmelidir ve sürdürülebilir kullanım için gerekli tüm önlemler alınmalıdır.’’