Uzmanların son yıllarda yaptığı ölçümler, Kırşehir’deki yer altı suyu seviyelerinin alarm verici şekilde düştüğünü gösteriyor. Tarım faaliyetlerinin yoğun olduğu bölgelerde, özellikle yaz aylarında yoğun su çekimi yapılması bu düşüşü hızlandırıyor. Kuyu sularının derinliği her yıl biraz daha artarken, bazı bölgelerde tamamen kuruyan kuyular bulunuyor. Şehirdeki içme suyu şebekesinin de büyük oranda bu kaynaklara bağlı olması, riskin büyüklüğünü daha da artırıyor. Yer altı suyu seviyesindeki bu dramatik düşüş, sürdürülebilir bir yaşam için büyük bir tehdit oluşturuyor.

Kırşehir tehlike

Tarımsal Faaliyetlerde Geleneksel Yöntemler Sorunu Büyütüyor

Kırşehir’de özellikle buğday, arpa ve şeker pancarı gibi suya bağımlı tarım ürünleri yaygın olarak yetiştiriliyor. Ancak sulamada hâlâ geleneksel yöntemlerin tercih edilmesi, su kullanım verimliliğini düşürüyor. Açık kanallar ve salma sulama sistemleri, suyun büyük bölümünün buharlaşarak ya da sızarak kaybolmasına neden oluyor. Modern sulama tekniklerinin yeterince yaygınlaşmaması, zaten sınırlı olan su kaynaklarının israf edilmesine yol açıyor. Çiftçilerin bu konuda bilinçlendirilmesi ve teknolojik destekle donatılması, sorunun çözümünde kilit rol oynayabilir.

Çiftçilerine sağladıkları bu destek ile yanındalar Çiftçilerine sağladıkları bu destek ile yanındalar

İklim Değişikliği Etkileri Kırşehir’de Daha Belirgin Hissediliyor

İç Anadolu Bölgesi’nde yer alan Kırşehir, yarı kurak iklim özellikleri gösterdiği için küresel iklim değişikliğinden daha hızlı etkileniyor. Son yıllarda artan sıcaklık değerleri ve azalan yağış miktarı, yer altı su kaynaklarının doğal yollarla yenilenmesini neredeyse imkânsız hale getirmiş durumda. Özellikle bahar aylarında yeterli yağış alınmaması, yaz aylarında yaşanan su stresini daha da artırıyor. Bu durum sadece tarımı değil, günlük yaşamı da olumsuz etkiliyor ve önlem alınmazsa ilerleyen yıllarda ciddi göç hareketleri tetiklenebilir.

Uzmanlardan Çözüm Önerileri: Geç Kalmadan Harekete Geçilmeli

Su yönetimi alanında çalışan akademisyenler, Kırşehir için sürdürülebilir planlamalar yapılmasını öneriyor. İlk olarak çiftçilere modern sulama teknikleri konusunda eğitim verilmesi ve damla sulama gibi sistemlerin devlet destekli yaygınlaştırılması gerekiyor. Ayrıca kent genelinde yağmur suyu hasadı projeleriyle yer altı su kaynaklarının desteklenmesi mümkün olabilir. Uzun vadede ise kentleşmenin su kaynaklarına etkisini en aza indirmek için yapılaşma planlarının yeniden gözden geçirilmesi öneriliyor. Tüm bu adımların gecikmeden atılması, gelecekteki su krizinin önüne geçebilir.

Geç Kalınırsa Geri Dönüşü Olmayabilir

Yer altı sularının kaybı, sadece su kıtlığı anlamına gelmiyor. Aynı zamanda tarımın gerilemesi, istihdamın azalması ve kentten kırsala tersine göç gibi toplumsal etkileri de beraberinde getiriyor. Ek olarak, suya bağlı olarak gelişen doğal yaşam alanlarının yok olması ekosistemin çökmesine neden olabilir. Bu yüzden uzmanlar, su kullanımına dair bireysel farkındalıkların artırılmasının da en az kurumsal adımlar kadar önemli olduğunu vurguluyor. Eğer bugünden harekete geçilmezse, Kırşehir’i bekleyen bu tehlikenin telafisi mümkün olmayabilir.

Kaynak: HABER MERKEZİ