Gündem

KIRŞEHİR TEHDİT ALTINDA!...

Kırşehir’in il ve ilçe köy dağlarında altın madeni arama ve tarama çalışmaları aralıksız devam ederken Kırşehir altın madenine karşı birlik oldu.

Kırşehir’in il ve ilçe köy dağlarında altın madeni arama ve tarama çalışmaları aralıksız devam ederken Kırşehir altın madenine karşı birlik oldu.

Kırşehir Neşet Ertaş Kültür Sanat Merkezi’nde “Altın Madenine Hayır Çalıştayı” düzenlendi. Kırşehir Belediyesi, Kırşehir Kent Konseyi, Kırşehir’i Koruma Platformu, İklim Adaleti Koalisyonu ve Kırşehir Çevre Koruma Platformu’nun katkılarıyla “Kırşehir’de Altın Madenciliğine Hayır Çalıştayı”na Kırşehir Belediye Başkanı Selahattin Ekicioğlu, Kırşehir Kent Konsey Başkanı, Sol Parti Başkanı Niyazi Şentürk, Kırşehirli İş İnsanı ve Kırşehir’i Koruma Platformu Başkanı Mustafa Düğer, altın madeni arama çalışmaları yapılan köy muhtarları ve vatandaşlar katıldı.

Altın madeni arama çalışmalarının yapıldığı köy muhtarlarının ve sakinlerinin tam destek verdiği çalıştaya konuşmacı olarak Kazdağı Koruma Derneği Başkanı Süheyla Doğan ve Gazeteci-Yazar İbrahim Gündüz katıldı.

Kırşehir Belediye Başkanı Selahattin Ekicioğlu, “Bir yıl önce bu yola çıktığımızda tek başımızdaydık. Maşallah ailemiz büyüdü, çoğaldı. Bu salon tıka basa dolu. İnşallah diğer çalışmalarda hep birlikte olacağız. Niçin? Daha yaşanabilir şehir, Kırşehir, daha yaşanabilir bir ülke hep birlikte bu işe mücadeleyi yapacağız.” dedi.

Köy halkının bilinçlendirilmesi gerektiğine vurgu yapan Başkan Ekicioğlu, “Bir ilk çıktığımızda şöyle bir baktığımızda dünyada madencilik nasıl oluyor diye bir araştırma yaptık. Dünyanın birçok yerinde uluslararası maden çıkarıyorlar. Biz firmalarla da toplantı yaptık. Bölge halkıyla da toplantı yaptık. Özellikle Karahıdır halkı çok duyarlı bu konuda. Karahıdır halkı şu anda aramızda. Tabii diğer köylerde de fazla nüfus yok. Onları da bilinçlendireceğiz.” ifadelerini kullandı. Ayrıca birçok yer için geç kalındığına dikkat çeken Başkan Ekicioğlu, “Çimeli'de, Karacaören'de, Özbağ'ında, Cemele'de birçok şeyin zamanını geçirmişiz. İtiraz etmeyi, nasıl yapılması gerektiğini ama maalesef bu da bizim acemiliğimiz. Burada da tecrübeli üstatlarımızla birlikte nasıl yapmamız gerektiğini bu mücadeleyi nasıl yapmamız gerektiğini hep birlikte göreceğiz.” diye konuştu.

Firmanın görüşme talep ettiğini söyleyen Başkan Ekicioğlu, “Firma bizimle görüşme talep etti. Niye karşısınız diye? Biz siyanür kullanmayacağız diye toz pembe tablo çiziyor ama gerçeğine baktığımız zaman bu çıkan madenlerin örneğin Afrika'da, Kanada, Amerikalı firmalar maden çıkarmış o ülkeler zengin olacaktı. Ne oldu? Maalesef onlar daha halen 3. dünya ülkeleri olarak da açlıktan kıvranıyorlar. Oysa uluslararası firma bunları çıkartıp ve ülkelerinin ekonomisine katkı sundu.” ifadelerine yer verdi.

Başkan Ekicioğlu, “Biz de hep birlikte çıkaralım bu madeni. Ülkemiz zenginleşsin. Şehrimiz zenginleşsin istihdam yaratsın ama maalesef işin gerçek yüzü öyle değil. Nasıl öyle değil dediğimizi de. Milyonlarca ton pisliğini bize atıp gidecekler ve biz onun pisliğini çekeceğiz. Ve o şirketler zengin olacak gidecek. Şunu gördük biz. Türkiye'de çıkan madenlerin beyana esas değerinde olduğunu gördük. Beyan, şirket yetki 100 ton çıkarmış, 10 ton çıkarttı diye yüzde 3’ünü devlete veriyor, çekip gidiyor. Yani vicdanına kalmış bir şey. Oysa bu doymaz zenginler, para babaları hiçbir zaman iyi niyetli olmadığını görüyoruz. Niçin? Doymuyorlar, dünyayı sömürgelerine doymuyorlar.” şeklinde konuştu.

“BEDEL ÖDENECEKSE BU BEDELİ ÖDEMEYE HER ZAMAN HAZIRIZ.”

Başkan Ekicioğlu Kırşehir’in doğal güzelliklerinin de yok edileceğine değinerek, “Türkiye'yi de sömürecekler. Kırşehir'de sömürecekler.  Bizim su havzamız, kuş cennetimiz, tarımımızın olduğu bölgede şehri kuşatacaklar ve bu şehir madene buna izin verirsek çok değil. Beş yıl sonra bu şehirde yaşanılacak bir hal alacağız. Bunun için biz çocuklarımıza iyi bir miras bırakacaksak biz burada bunun mücadelesini vermek için yola çıktık.” ifadelerine yer verdi.

Süheyla Doğan ile İbrahim Gündüz’ün daha önce yerel yönetimlerden bu kadar destek almadıklarını söylediğini ifade eden Başkan Ekicioğlu, “Üstatlarımız daha önce yerel yönetimlerden bu kadar destek almadık dedi. Biz de yerel yönetimler olarak Kırşehir halkını sırtımıza aldığımız sürece bu mücadeleye devam edeceğiz çünkü bizim bırakabileceğimiz en büyük miras çocuklarımıza daha yaşanabilir bir şehir daha yaşanabilir ülke. Çocuklarımız torunlarımız yarın “ülke talan edilirken dede siz ne yaptınız” demesinler bizden hesap sorarken alnımızın akıyla çocuklarımızın karşısına çıkalım diye düşünüyoruz. Bedel ödenecekse bu bedeli ödemeye her zaman hazırız.” dedi.

“BİZİM TOPLUMUMUZUN İÇECEK SUYU KALMAYACAK, BİR İKİ TANE KÖYÜMÜZDE SULAR KURUDU”

Kırşehir Kent Konseyi Başkanı Müfit Göçen, “Dünyada birtakım insanlar var. Şirketler var. Bunlar doymuyor. Bunu da tek bir hedefleri var sıfırı daha fazla yapabilmek. Bunun için insanların toplumu tabiatın hiçbir şeyin değeri yok. Çünkü o insanlar kendilerine de değer vermiyorlar, sadece paraya değer veriyorlar. Gözlerini derin ülkemize ülkemizin çeşitli alanlarına dikti.” diye konuştu.

Başkan Göçen su yoksunluğuna dikkat çekerek, “Bizim şu anda yaşamın en büyük sorunla uğraşmamız lazımken yani iklim değişikliğiyle uğraşmamız gerekirken çünkü iklim değişikliğini hepimiz çok iyi yakinen biliyoruz. Kırşehir'de yağışlar azaldı. Kar yağmıyor. Sular tamamen çekildi. Biz bununla mücadele edecekken şu anda önümüze saniyede 130 lt su, korkunç rakam. Su gidecek işlemlere başlıyorlar.” dedi.

Biz bu suyu nerede bulacağız diye soran Başkan Göçen, “Bizim toplumumuzun içecek suyu kalmayacak. Şu anda köylerimizin bir kısmında su kesildi. Şehrimizde de su sıkıntısı baş gösterdi. Bir iki tane kuyumuz şu anda kurudu.” ifadelerini kullandı.

“BU TOPRAKLARIN ÖZ EVLATLARI OLARAK ÇÖZÜMÜN TA KENDİSİ OLACAĞIZ.”

Kırşehirli İş İnsanı ve Kırşehir’i Koruma Platformu Başkanı Mustafa Düğer, “Dünyamız sadece kötülük yapanlar yüzünden değil buna seyirci kalanlar yüzünden de yaşanamaz bir hale geldi. Onun için seyirci kalmayacağız. Seyirci kalmadığımız için bugün buradayız. Bu organizasyonu düzenliyoruz. Kırşehir geçmişinden aldığı asaletin hakkını vererek talana, vurguna, vahşi madenciliğe asla izin vermeyecektir. İliç gibi kötü bir örnek varken bu vahşeti Anadolu’nun bütün topraklarına yayılmaya çalışılmasına bir türlü anlam veremiyoruz.” dedi.  

Mücadele için burada olduğuna dikkat çeken Başkan Düğer, “Maden şirketleri ve onları destekleyen siyasetçiler sanki toprağın altındaki mineraller hiç tükenmeyecekmiş gibi bir an önce bunları çıkarıp paraya çevirmekte ve bir yerde maden tükenince de başka bir kaza alanına gitmekteler. Kazdıkları cevherin miktarıyla ve bunun parasal değeriyle övünmekteler. Onlara göre doğanın hiçbir anlamı yok. Sadece doğasına, yaşamına sahip çıkanlar onlar için sorun oluşturmaktalar. Bir sorunun bir parçası değil, bu toprakların öz evlatları olarak çözümün ta kendisi olacağız. Doğayı ve yaşam alanlarını savunan halk önce parayla kandırılmaya çalışılıyor. Sonuç alınmazsa kolluk güçleri ile korkutuluyor. Çevre mücadelesi verenler marjinalleştiriliyor. Kamuoyunda kötülenmeye çalışılıyor. İşte bizler buradayız.” ifadelerine yer verdi.

“ALTIN MADENCİLİĞİNDE KAMU YARARI YOKTUR.”

Kırşehirli İş İnsanı ve Kırşehir’i Koruma Platformu Başkanı Mustafa Düğer, "Çevre ve Şehircilik Bakanlığının verilerine göre 2020 yılından bugüne kadar ÇED süreci devam eden 113 altın madeni projesi bulunmaktadır. Bunlardan 46 tanesine ÇED raporu gerekli değildir kararı çıkmıştır. 18 tanesine de ÇED olumlu raporu vermiştir. Doğal alanlar ormanlar, milli parklar, su havzaları artık madenciliğin yıkımından kendini koruyamıyor. Seyfe Gölü ve Malya Ovası da son kurbanlardan bir tanesi yapılmaya çalışılıyor. Altın madenciliğinde kamu yararı yoktur.” diye sözlerine son verdi.

“BİR GRAM ALTIN İÇİN 4 TON SU KULLANILMAKTADIR.”

Gazeteci-Yazar İbrahim Gündüz ise “Allı turnalar diyarında ve Kızılırmak Havzasında ölüm madenciliği” başlıklı sunumunda madenciliğin doğaya yaptığı zararlara dikkat çekerek “Altın madenleri kimya fabrikasıdır. Ağır çekim soykırım anlamına gelmektedir. Altın madenlerinin atıkları nükleer reaktör atıklarıyla eş değer tutulmaktadır. Bir ton ham altın için 5 milyon ton taş ve toprak paramparça edilmektedir. Ayrıca bir ton altın çıkarmak için yaklaşık bin ton siyanür kullanılmaktadır. Bir gram altın için ise 4 ton su kullanılmaktadır. Yüzbinlerce ağaç bir çırpıda kesilmektedir.” diye konuştu.

 Ardından ise Kazdağı Koruma Derneği Başkanı Süheyla Doğan “Türkiye’de altın madenciliği ve zararları” adlı sunumunu gerçekleştirdi. Katılımcıların sorularının alınmasının ve süreçte neler yapılması gerektiğine dair istişare edilmesinin ardından çalıştay sona erdi.