KIRŞEHİR GÖZLEMLERİM

Geçtiğimiz hafta Kırşehir’in ortasından geçen ama içerisindeki pislikler ve otlar nedeniyle resmen bir utanç ırmağına dönen Kılıçözü Irmağının temizlenmesi ve Kayabaşı Mahallesi’nde bulunan Kayaşeyhi Türbesinin restorasyon çalışmaları ve çevre düzenlemesinin yapılmasıyla ilgili olmak üzere değişik konuları yazarak yetkili makamlara seslenmiştim.

Şimdi ilgili makamlar geçen hafta yazmış olduğum “Kazanan Kırşehir olacaktır” başlıklı yazımı okudular mı, gereğini yapacaklar mı? merak ediyorum.

Bu haftaki yazımda yine Kırşehir’deki gözlemlerimi ve tespit ettiğim olumsuzlukları yazmaya çalışacağım.

Öncesinde 19 Mayıs 2024 Pazar günü Kırşehir’de Ahi Stadyumu’nda yapılan törenlerle kutlanılan 19 Mayıs Atatürk’ü anma Gençlik ve Spor Bayramı’na değinmek istiyorum.

Nedendir bilemiyorum, kim ve kimler neler düşündüler, neden yaptılar? Milli bayramların stadyumlarda kutlanması kaldırılmıştı.

Ancak yıllar sonra Kırşehir’de 19 Mayıs Atatürk’ü anma Gençlik ve Spor Bayramı kutlama törenleri Ahi Stadyumu’nda yapıldı. Törenleri izlemeye eşimle birlikte gittim. Çok güzel, uyumlu ve coşku verici kutlamaları büyük bir gururla ve zevkle izledim. Adeta öğrencilik yıllarımı yaşadım. Aklıma hem gösteri ekibinde hem bando da olduğum günler geldi, milli duygularım kabardı. Meğer ne kadar çok özlemişim stadyumda yapılan bayram törenlerini izlemeyi. Laf aramızda ister istemez “Hep o güzel günlerde kalsaydım” demekten kendimi alamadım.

Yalnız burada en büyük eksiklik 19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı kutlamalarında karşılıklı olarak iki tribünün açılmamasıydı. Vatandaşların bir tribüne alınmaları ve ırmak tarafındaki tribüne gelenlerin ya şeref tribününe yönelmeleri veya geri dönerek evlerine gitmeleri bu eksikliği gözler önüne serdi. Bu yönde de bana sitemler ve şikâyetler geldi.

Her ne kadar hatalar olsa da, inşallah önümüzdeki yıllar daha güzel ve hatasız bayram törenlerinin yapılmasını temenni ediyor, yıllar sonra Kırşehir’de 19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramının yeniden Ahi Stadyumu’nda kutlanmasını sağlayarak beni öğrencilik yıllarıma, bando takımında ve gösteri ekibinde bayram törenlerine katıldığım günlere götüren törenin hazırlanmasında emeği olan başta Kırşehir Valisi Sayın Hüdayar Mete Buhara olmak üzere, Kırşehir Belediye Başkanı Sayın Selahattin Ekicioğlu’na ve İl Milli Eğitim Müdürü Sayın Yasin Gülşen’e teşekkür ediyor, birlik ve beraberlik içerisinde hareket ederek nice hizmetlerin ve etkinliklerin yapılmasını bekliyorum.

*   *   *

Gelelim Kırşehir için gözlemlediğim bazı olumsuzlukları yazmaya...

Öncesinde Kırşehir Belediye Başkanı Sayın Selahattin Ekicioğlu’na seslenmek istiyorum.

Sayın Başkanım; gündüz-gece demeden Kırşehir için çalışmanız emek vermeniz, doğallığınız, mütevazılığınız taktire şayandır. Kırşehir’e yapmış olduğunuz hizmetler neticesinde Kırşehir insanı size dua ederken, ikinci kez Belediye Başkanı seçerek onurlandırdı.

Sayın Başkanım; maalesef son zamanlarda Kırşehir cadde ve sokakları, kaldırımlar dilenci akınına uğradı. Apartmanlar, camii önleri, para çekilen ATM’lerin ve bankaların önleri, hastane önü ve pazar yerleri dilenciden geçilmiyor, yanına engelli birisini veya kucağına küçük bir bebeği alan dileniyor. Bu durumdan tüm Kırşehirliler rahatsızdır.

Lütfen Zabıta Müdürlüğü’ne talimat vererek dilencilerin Kırşehir meydanlarında dilenmelerinin önüne geçerseniz Kırşehir’i çirkin görüntüden kurtarmış olursunuz.

Bu vesile ile zabıta memurları da şehir merkezinde aşağı yukarı olta atar gibi gezmekten kurtulurlar ve iş yapmış olurlar.

Son günlerde belediye otobüslerine binmeye başladım. Birisinde hepimizin tanıdığı hem zihinsel, hem bedensel engelli bir evladımız annesiyle birlikte otobüse bindi, annesi otobüs şoförüne oğlunun engelli kartını unuttuğunu söyledi ama otobüs şoförü “Birisine söyleyin yerinize kart okutsun” dedi. Bunun üzerine bir hanımefendi “Sorun etmeyin ben okuturum” dedi ve engelli çocuğumuzun yerine kart okuttu.

Sonrasında kart okutan hanımefendinin yanına giderek tanıştım, kendisinin Kaman ilçesinde engelliler okulunda öğretmen olduğunu, şoförün bu tutumuna anlam veremediğini söyleyerek “Görünen köy klavuz istemez. Gencimiz hem zihinsel, hem bedensel engelli, karta dahi gerek yok” şeklinde konuştu.

Aklımda soyadının Göçmen olduğu kalan öğretmen hanımefendiye bu örnek davranışından dolayı teşekkür ettim.

Evet Sayın Başkanım; Öğretmen hanımefendinin dediği gibi “Görünen köy klavuz istemez”. Gencimiz hem zihinsel, hem bedensel engelli. Bu konuda ilgili birimlerinize talimat vererek otobüs şoförlerinin bu şekilde engelli vatandaşlarımıza yardımcı olunması ve ayrıca;

havaların ısınmasıyla birlikte Kırşehirli hemşerilerimizin hava aldığı, dinlendiği, yürüyüş ve spor yaptığı Kent Park’ta gençlerin bisikletle gezmelerinin yasaklanması kucağında bebeğiyle giden annenin, yaşlıların, engellilerin kısaca yürüyüş yapan insanların emniyetleri ve sağlıkları bakımından önemlidir. Eğer bu konularda gerekenin yapılmasını sağlarsanız inanın almış olduğunuz dualar artacaktır.

*   *   *

Kırşehir’de yolların dar olması, nüfusun artması, araç sayısının çoğalması, birde bunlara tek taraflı yapılan parklar ve dörtlüleri yakarak ikinci bir park yapılması trafik yoğunluğuna, bazen de trafiğin tıkanmasına sebep olmaktadır.

Terme Caddesi’nde Türk Ocağı binasının karşısıyla, Ankara Caddesi’ndeki Cingöz Otel’in karşısında trafik lambaları var, bu trafik lambaları neden yapılmış, hangi mantıkla hareket edilerek yapılmış bilemiyorum ama benim bildiğim Ankara Caddesi’nde Özel Musa Gül Hastanesi’yle, AhmediGülşehri Türbesi’ne dönen dörtlü kavşak var. Bu dörtlü kavşakta trafik karmaşası zaman zaman tartışmalara yol açmaktadır. Bu alanla birlikte Ankara Caddesi’nde faaliyet gösteren TurkaAVM’nin önünde bulunan dörtlü kavşakta bulunan trafik lambalarının KIRMIZI- SARI-YEŞİL şeklinde faaliyete geçirilmeleri buralarda yaşanana trafik karmaşasının ve tartışmaların önüne geçileceği gibi insanların emniyeti içinde önemlidir. Zaten buralara trafik ışıkları konulmuş, aktif halde olmaması şaşırtıcıdır.

Artık bu dörtlü kavşakları Kırşehir Belediyesi mi,yoksa İl Trafik Komisyonu mu düzenleyecek bilemiyorum. Kimler yetkiliyse gerekeni yaparlarsa sağlıklı ve güzel iş yapmış olacaklardır.

*   *   *

Son bölümde Kırşehir Müftülüğü’ne seslenmek istiyorum. Aslında bu konuda yakın zaman da bir yazı yazmış ama bir sonuç alamamıştım. Demek ki Kırşehir Müftülüğü yazımı ciddiye almamış.

Kırşehir’de Terme Caddesi’nde hizmet veren ve Kapıcı Camii olarak bilinen camii var. Ne gariptir ki bu camiinin ön duvarında birisinde çok önceden beyaz mermer taşa yazılmış “KAPICI CAMİİ, “Kırşehir Müftülüğü’nün yeni astığı tabelada ise “KAPUCU CAMİİ“ yazan iki ayrı tabela var. Bunun hangisi doğru, neden iki ayrı tabelada da farklı isimler yazıyor?

Kapıcı Camii’nin ön tarafında asılı olan mermer tabelada Kapıcı Camii’nin, Kapıcı Mehmet Paşa tarafından yapıldığı yazmaktadır. Araştırmalarıma göre Kapıcı Mehmet Paşa isminde birisine hiç rastlamadım. Bu bilgi nereden alındı, Kapıcı Mehmet Paşa isminde birisi ne zaman ve nerede yaşamış, hangi görevlerde bulunmuş, bu konuyla ilgili elinizde bilgi ve belge var mı, varsa bizimle paylaşabilir misiniz?

Ayrıca kısa süre içerisinde yazdığım Halim Baki Kunter tarafından 1942 yılında yazılan “Kırşehir Kitabelerinden” bilginiz var mı? Yoksa tekrar yazayım.

“Mübarek mescidin inşası en büyük sultan, Tanrı’nın alemde gölgesi, dünyanın ve dini badi-i nusreti Emir-ülMüm’minin’inKasımi Keykubat oğlu EbülfethKeyhusrevin zamanı devletinde vaki oldu. “ yazmaktadır. Bu kitabeye göre Kapıcı Camii’nin Osmanlı döneminde Kapıcı Mehmet Paşa adında biri tarafından değil, Selçuklular döneminde Kasımi Keykubat oğlu EbülfethKeyhusrev tarafından yapıldığı ortaya çıkmaktadır.

Kırşehir Müftümüzden Kapıcı Camiiyle ilgili bilgileri düzeltmelerini, iki ayrı tabelada değişik isimlerle yazılan camiinin adının doğrusu olan Kapıcı Camii olarak düzeltilmesini bekliyorum. Konunun takipçiyim.