KİMLER GİTSİN, KİMLER KALSIN?

İnternet ortamında gezinirken Tülin Tekin’e ait özgün bir metin gördüm. Bu metini içselleştirirsek okurken bu güzel ülkemize yararı okunanlara gitsinler demek hiç doğru olmaz. Eğer gideceklelerse dışardan girip hoş olmayan görüntü ve davranışlarla T.C.mizin yaşam kalitesin bozanlar gitsinler.

Gitsinler mi?/ Tülin Tekin

"Önce Ermeniler gitsin, İstanbul'u İstanbul yapan değerleriyle; Dolmabahçe Sarayı'nı, Çırağan'ı, Kuleli'yi, Selimiye Kışlası'nı, Malta Köşkü'nü, Beyazıt Kulesi'ni, Dünyanın hayranlıkla bakakaldığı mimarilerini de alıp gitsinler. Giderken Ermeniler, Güllü Agop'u, Ara Güler'i, Mıgırdıç Magrosyan'ı, Onno Tunç'u, Garo Mafyan'ı, Adile Naşit'i, Cem Karaca'yı da unutmasınlar. İpek puşularını, Potinlerini, Nacarlarını, Vodistlerini, Çilingirlerini, Çömleklerini, Bakırlarını da alsınlar yanlarına Ermeniler. Topiği, Kuzu kapamayı, Çılbırı, Ciğer bohçasını da alsınlar...

Kürtler de gitsin Kilimlerini, keçelerini, İlmek ilmek dokudukları halılarını denk edip gitsinler. Yaşar Kemal'i, Ahmet Kaya'yı, Yılmaz Güney'i, Ahmed Arif'i, Aynur Doğan'ı sakın unutmasınlar. Cigerxun'u, Ahmede Xani'yi, Mem u Zin'i, Balıklı Gölü, Aynzeliha'yı, Surları, burçları Deliloyu, Halayı, Çaçanayı, Şemameyi de yanlarına alsınlar. Zazalar da gitsin "Homa zanu kafır kamu" diyerek.

Süryaniler de terk etsinler bu toprakları Telkariyi, Basmayı, Nahit ustalarını, Dokumalarını, Dayr-ul Zaferan'ı da alsınlar yanlarına. Ha, Coşkun Sabah'ı da unutmasınlar!

Rumlar da gitsin Giderken cumbalı ahşap evlerini, Arnavut kaldırımlarını Ve Selanik türkülerini, O güzelim Rum meyhanelerini, Rakılarını, mezelerini de alıp gitsinler Rumlar.

Bulgarlar da gitsin Şarkılarını, türkülerini "Ayletme Beni"yi, "Arda Boyları"nı, Akıtmalarını, Börek, çörek, bozalarını, Komik aksanlarını, Naim Süleymanoğlu'nu, Sabahattin Ali'yi unutmasınlar.

Çerkezler de terk etmeli bu toprakları Ama terk ederken Türkan Şoray'ı, Nazım Hikmet'i, İsterlerse Çerkez Etem'i de götürsünler.

Lazlar; Fıkralarını, Takalarını, Horonu, Hamsiyi, Muhlamayı, Hatta Kazım Koyuncu'yu da götürsünler.

Romanlar toplasınlar sazlarını, darbukalarını, çadırlarını Alıp gitsinler Neşet Ertaş'ı, Adnan Şenses'i Engin hoşgörülerini, Hamam sefalarını... O mozaiğin bütün renkleri gitsin. Kalsın siyah-beyaz. O aşure kazanının bütün çeşitleri yok olsun. Kaynasın o bulamaç.

Kalın bir başınıza Bir dağ kadar sessiz Bir çöl kadar ıssız Bir bulut kadar ağlamaklı Bozkırın ortasında tek başına açan bir çiçek, Yapayalnız bir ağaç gibi... Irkınız, Diliniz, Dininizle bir tek siz kalın. Sonra birbirinizin yüzüne bakarak uzun uzun...

Bence gitmesinler, ülkemiz hep beraber olunca güzel ve renkli. Yeter ki vatan hainliği olmasın.”

.