Dünyanın hiçbir yerinde görülemeyecek bir mekanizmaya sahip olmanın ayrıcalığını (!) yaşayan bir millet olmamıza neden olan, AKP iktidarı ile Türk usulü tarz-ı siyasete özgü bir hale gelen, iktidarın bir hata yaptığında gensoru, referandum, istifa veya yargı v.s. gibi demokratik aygıtlarla denetlenme yerine doğrudan millete hitap ile “Hata ettik,hakkınızı helal edin!” diyerek meseleyi çözme siyaseti geliştirmesi hakikaten nevi şahsına münhasır bir uygulamadır!
Deprem nedeniyle Adıyaman'a ziyarette bulunan AKP Genel Başkanı ve aynı zamanda Cumhurbaşkanı Erdoğan burada yaptığı konuşmada "Sarsıntıların yıkıcı etkisi, olumsuz hava şartları, hasar gören alt yapının getirdiği zorluklar gibi sebeplerle maalesef ilk bir kaç gün arzu ettiğimiz etkinlikte çalışma yürütemedik. Bunun için sizden helallik istiyorum" dedi ve bir tartışma başlattı. Mesela, bu gecikme nedeniyle Ahmet Davutoğlu ve Ali Babacan “İhmaller nedeniyle ölenler sana helallik verecekler mi?” diye ilk soranlardan oldular.
Fenerbahçe ve Beşiktaş taraftarları ise “hükümete istifa” çağrısı yaptı. Bu çağrıya karşılık MHP lideri Bahçeli hemen Beşiktaş taraftarı olmaktan istifa ederek Karagümrük takımı taraftarlığına transfer oldu(!) Bu trajikomik garabet silsilesi bataklığına gömülmeden konumuza dönelim; yani iktidarın hatalar yapmasına, kandırılmasına, ancak tüm bunlara karşılık sorunları milletten helallik alarak aşmayı hedefleyen Şark kurnazlığına…(?)
Bir iktidar düşünün ki FETÖ, PKK gibi terör örgütleri tarafından aldatıldığını, ABD ve Avrupa Birliği gibi devlet veya teşkilatlarca kandırıldığınıçekinmeden beyan edebilmekte, akabinde millete kandırıldık bizi affedin, helal edin diyebilmekte! Oslo, Habur, çadır mahkemeler, andımız ve TC mevzuu, Devlete sızan cemaat gibi konuları daha önceki muhtelif yazılarımda detaylıca incelemiş ve değerlendirmelerde bulunmuştum. Bu kez detaylara girmeden sadece Sayın Erdoğan’ın aldatılma/kandırılma itiraflarına, akabinde de milletten af dilemesine, helallik istemesine ilişkin bir derleme sunacağım. Bakalım Sayın Erdoğan kandırılma, aldatılma ve af talep etme, helallik istemehususlarında daha önceleri de hangi başlıklarda neler demiş?
Sayın Erdoğan’ın bizzat beyanları ve itirafları ile AKP hükümetinin kandırılmalar ve başarısızlıklar listesi:
1) Ergenekon davaları konusu;
“Şahsım başta olmak üzere tüm ülke yanlış yönlendirildi, aldatıldık”
2) Balyoz davaları ve komploları;
“Samimiyetle söylüyorum, suçluyla suçsuz, gerçekle yalan, doğruyla yanlış sahte belgelerle aynı kefeye konuldu, şahsım başta olmak üzere kandırıldık.”
3) 17/25 Aralık FETÖ kumpasları ile ilgili beyanat;
“Kalkıyorlar başbakanın telefonlarını dinliyorlar, bakanları dinliyorlar, Pensilvanya’daki zatın kuyruklu yalanlarına inandık, başkalarının hesabına çalıştığını bilemedik, iyi niyetimizin kurbanı olduk.”
4)FETÖ konusunda tarihi itiraf;
“Aynı menzile gidiyoruz diye müsamaha gösterdik, Allah dedikleri için müsamaha gösterdik. Açık konuşuyorum, ben de şahsen bunlara yardımcı oldum, bundan dolayı hem Rabbimize hem de milletimize verecek hesabımız olduğunu biliyorum, Rabbim de milletim de bizi affetsin.”
5) 15 Temmuz hain darbe girişimi sonrası acı bir aldatılma itirafı daha;
“Biz bunları üç dört yıl öncesine kadar iyi niyetle takip ediyorduk, itiraf etmem lazım, iyi niyetimizin kurbanı olduk, gerçekten safmışız, aldanmışız.”
6) Çözüm süreci denilen karanlık ihanet yılları hususunda;
“Bize silahları bırakma sözü vermişlerdi, biz de üzerimize düşeni yaptık ama sözlerini tutmadılar, bize yalan söylediler.”
7) Hukuk sistemi ve Adalet konusunda yanlış yaptık itirafı;
“Bir yanlış yaptık, HSYK’yı denetleyen mekanizma vardı, biz dedik bu denetlemeyi kaldıralım, kaldırdık, yanlış yapmışız.”
8) Avrupa Birliği de AKP hükümetini kandırmakta beis görmemiş(!);
“Bize söyledikleri parayı vermediler, vereceğiz dediler, bizi hep oyaladılar, vermediler, vizesiz gireceksiniz dediler, yalan söylediler.”
9) ABD her zaman Türkiye’yi en çok kandıran ülke olmuştur;
“PKK konusunda mutabakatımız vardı, fakat maalesef Obama bizleri aldattı. Bir değil iki değil, üç değil HEP ALDATILDIK.”
10) Barzani bir de ben AKP’yi kandırayım demiş olmalı;
“Son ana kadar referandum gibi bir yanlışa düşeceğine ihtimal vermiyorduk, yanıldık.”
11)Ahhh İstanbul, keşke yanlışlarla sana bari kıymasalardı;
“Ucube inşaatlar yaptık, bizler İstanbul’un güzelliğine çok yanlışlar yaptık, biz bu şehrin kıymetini bilemedik, biz bu şehre ihanet ettik, hâlâ da ihanet ediyoruz, ben de bundan sorumluyum.”
12) İstanbul seçimini kazanmak için, cani terörist başı Apo’nun mektubunun Anadolu Ajansı’ndan yayınlanması yayınlayıp, Osman Öcalan’ın da TRT’ye çıkması üzerine gelen tepkiler nedeniyle;“Doğrusu ben kırmızı bültenle arandığını bilmiyordum.”
13) Son bir itiraf daha, hızla oy kaybeden Erdoğan (50+1)’e de hata dedi;
“50 artı 1’in mahsurlu olduğunu anladık. 50 artı 1’i o zaman bu kadar sıkı bir şeye bağlamamamız gerekirmiş”
14) Şubat ayı ve sonrası yaşanan büyük depremler sonrası geç ve yetersiz müdahaleler nedeniyle istenen en kahredici helallik;
"Sarsıntıların yıkıcı etkisi, olumsuz hava şartları, hasar gören alt yapının getirdiği zorluklar gibi sebeplerle maalesef ilk bir kaç gün arzu ettiğimiz etkinlikte çalışma yürütemedik. Bunun için sizden helallik istiyorum."
Listeye bakınca iktidarı kaç helallik kurtarır hesaplamak güç, lakin helallik isteyince herkesin vereceğinin de garantisinin olmamasından çok burada esas korkulması gereken mesele helallik isteyince vermeyenlerden ziyade halkın içinde milyonlarca hakkını haram edenlerin de olabileceği ihtimalidir. Sürekli “aldatıldık/kandırıldık bizi af edin, hakkınızı helal edin” diyen bir iktidar tarafından yönetiliyor olmak ister istemez o ülkenin insanlarını çok tedirgin eder. İktidarın sıradaki kandırılmaları, aldatılmaları neler olur bilemeyiz ancak yukarıda sıralanan son 20 yıllık AKP iktidarının aldatılma itiraflarından en önemlilerini bir arada görmek bile insanı derin bir dehşete düşürüyor.
Tamamını bir arada okuduğumuzda AKP hükümetinin milletimize sürekli “Aldatıldık, kandırıldık, yapamadık, beceremedik, Allah ve millet bizi affetsin, milletimiz hakkını helal etsin!” dediğini görüyor ve ister istemez sorguluyoruz; Allah gerçekten affeder mi? FETÖ ve PKK tarafından kandırılmaları, aldatılmaları, yaşanan onca acı ve hezimetleri, kayıpları, iktidarın yetersizlik ve başarısızlıkları nedeniyle kaybedilen onca canları tarih affedecek mi?
Ya aziz milletimiz her şeyi unutup affedecek, haklarını helal edecek mi? Soran, sorgulayan insanlara kızıp takımından istifa ederek tepki vermek doğru ve akılcı olan cevap mıdır? İnsanlar demokrasilerde elbette hükümetleri istifaya çağırabilir, herkes hükümet taraftarı veya iktidar yalakası olmak zorunda değildir, elbette farklı düşünen muhalefet kesimler olacak, demokrasinin anlamı ve güzelliği de zaten buradadır. Herkesin iktidarı sevmek zorunda olduğu yönetim anlayışı diktatörlüktür, faşizmdir, Türk Milleti de böyle bir anlayışla yönetilmeye mahkûm, layık veya mecbur değildir.
Av. Bülent DEMİRBAŞ